Türk yargısının darbeler karşısındaki tavrı sorgulanmaya başladı ve birçok isim, yargı mensuplarının darbelerle iç içe olduğu tespitini yaptı. Bu çerçevede gündeme bazı isimler de getirildi. Bunların başında eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden geliyor. 12 Eylül darbesinden sonra darbeci generalleri ziyaret ederek 'destek' mesajı veren Anayasa Mahkemesi üyelerinden birisi de oydu. Anayasal düzen ortadan kaldırılmasına rağmen Anayasa Mahkemesi üyeleri, istifa etmeyerek görevlerine devam etmişti.
CHP ile bağı sürerken Parlamento tarafından Yüksek Mahkeme üyeliğine seçilen Özden, o gün neden istifa etmediklerine Türk Solu dergisindeki bir yazısında açıklık getirmeye çalışmıştı. "1980'de yerinde kalan bürokratlardan" bahsedilmesinden yakınan Özden, Anayasa Mahkemesi başkanının harekât günü Kenan Evren'e uyarıcı yazılar gönderdiğini belirtmişti. Mahkeme üyelerinin bir gün boyunca görevde kalıp kalmamayı tartıştığını aktaran Özden, istifa etmemelerini ise, "Ulusumuzun hak ve özgürlüklerini korumak, harekât yandaşlarının egemenliğine yargıyı teslim etmemek için görevde kalmayı uygun buldular." ifadeleriyle açıklamıştı. Özden, şunları yazmıştı: "Görevi bırakmadılar, diye eleştirenler ne yapıldığını ve kendilerinin o zaman neler yaptıklarını anlatsalar ya. Kimi karşıtlar da askerî yönetime alkış tuttuğumuzu yazacak kadar yalana başvurdular. 1961 Anayasası için 'Anıt Anayasa' dememize kızan Evren, yeni seçilen bir üyenin ant içme törenine üç ay gelmedi."
'Mecburiyet'ten değil, 'zevkle' görevde kalmışlar
Fakat Habertürk yazarı Umur Talu'nun dün hatırlattığı bir başka anekdot, Özden'i yalanlıyor. 12 Eylül'de Yargıtay başkanı olan Derviş Turhan, 1981-82 Adalet Yılı açılış konuşmasında 'mecburiyet'ten değil 'zevk'ten görevde kaldıklarını dile getiriyor: "12 Eylül harekatından sonra hakim ve savcılarımız görevlerini huzur ve güven içinde yürütmektedir. Bu kıvanç verici ortamı sağlayan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yargı adına en içten teşekkürlerimi sunmayı zevkli bir ödev sayıyorum."
CHP ile bağı sürerken Parlamento tarafından Yüksek Mahkeme üyeliğine seçilen Özden, o gün neden istifa etmediklerine Türk Solu dergisindeki bir yazısında açıklık getirmeye çalışmıştı. "1980'de yerinde kalan bürokratlardan" bahsedilmesinden yakınan Özden, Anayasa Mahkemesi başkanının harekât günü Kenan Evren'e uyarıcı yazılar gönderdiğini belirtmişti. Mahkeme üyelerinin bir gün boyunca görevde kalıp kalmamayı tartıştığını aktaran Özden, istifa etmemelerini ise, "Ulusumuzun hak ve özgürlüklerini korumak, harekât yandaşlarının egemenliğine yargıyı teslim etmemek için görevde kalmayı uygun buldular." ifadeleriyle açıklamıştı. Özden, şunları yazmıştı: "Görevi bırakmadılar, diye eleştirenler ne yapıldığını ve kendilerinin o zaman neler yaptıklarını anlatsalar ya. Kimi karşıtlar da askerî yönetime alkış tuttuğumuzu yazacak kadar yalana başvurdular. 1961 Anayasası için 'Anıt Anayasa' dememize kızan Evren, yeni seçilen bir üyenin ant içme törenine üç ay gelmedi."
'Mecburiyet'ten değil, 'zevkle' görevde kalmışlar
Fakat Habertürk yazarı Umur Talu'nun dün hatırlattığı bir başka anekdot, Özden'i yalanlıyor. 12 Eylül'de Yargıtay başkanı olan Derviş Turhan, 1981-82 Adalet Yılı açılış konuşmasında 'mecburiyet'ten değil 'zevk'ten görevde kaldıklarını dile getiriyor: "12 Eylül harekatından sonra hakim ve savcılarımız görevlerini huzur ve güven içinde yürütmektedir. Bu kıvanç verici ortamı sağlayan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yargı adına en içten teşekkürlerimi sunmayı zevkli bir ödev sayıyorum."