Tıksan ne olur tıkmasan ne olur? diyen Evin, köşesinden Bakan'a şöyle yanıt verdi:
"Şiddet sarmalına giderek artan bir ivmeyle çekiliyoruz. Devletin en üst düzeydeki yetkililerin de kullanmaktan çekinmediği şiddet ve nefrete endeksli dil, ne yazık ki bu durumu iyice körüklüyor.
(...) İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, bildik nefret söylemini yine bir adım öteye taşımış... Kendisini eleştiren köşe yazarları için korkunç bir üslup kullanmış.
'Denizin maviliklerine, yeşilliklere bakarak' fikir üretenlere 'Askerliğini nerede yaptın-yaptın mı' gibi müthiş bir yaratıcılıkla cevap vermiş... Oysa bu konuyu fazla zorlamasa iyi olur. Zira bugün hangi siyasetçinin nerede ve nasıl askerlik yaptığı, çocuklarının o çok önemsediği 'namlunun ucu'ndan bakıp bakmadığını soranlar olabilir...
Tıkarım muhabbeti
Bakan Şahin'in köşe yazarı nefretinin finali şöyle: 'Ağzına tıkarım o yazıları senin!'
Mahalle üslubuyla nefret söylemi arasında ışık hızıyla gidip gelen bu sözcükleri kimse ciddiye almaz, almamalı. Ancak düşünceleri yüzünden neredeyse her hafta bir gazetecinin hedef gösterildiği, susturulduğu bir ortamda, İçişleri Bakanı'nın bu sözleri sarf etmesi, bambaşka yerlere gider.
Bence Bakan Şahin, sahiden de 'tıksın o yazıları ağızlara'! Birincisi, kendisine yakışan ve kendisinden beklenen zaten bu. İkincisi, tıksa ne olur, tıkmasa ne olur? Her iki durumda da kaybeden bir ya da iki gazeteci değil, kendisi ve savunduğu politikalar olur.