Samsun'dan karayoluyla Ordu'ya giden İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Orta Camii'de Cuma namazını kıldıktan sonra Sırrı Paşa Caddesi üzerinde yürüyerek vatandaşlarla bayramlaştı.
Bakan Şahin, daha sonra AK Parti İl teşkilatı tarafından Selimiye Mahallesi'ndeki parti binasının Konferans Salonu'nda organize edilen partililerle bayramlaşma programına katıldı.
CHP'YE GAZLI YÜRÜYÜŞ YANITI
29 Ekim'de devlet töreninin Ankara'da hipodromda olacağını ifade eden Bakan Şahin, devletin kuralları çerçevesinde ülkede bayramın her zaman olduğu gibi yaşanacağını dile getirdi. Muhalefete de yüklenen Bakan Şahin, "Fakat ülke huzur içerisinde bayramını yaparken, ülke gururla başarı tablolarını ortaya koyarken, muhalefet ne yazıkki iktidarın izinde ve gölgesinde kalarak yeni bir şey üretemenin sıkıntısı ve sancısı içerisinde. Anlam vermekte zorlandığımız, ne yapılmak istendiğini bizim anlamadığımız yapay gündemler oluşturma içinde. Pazartesi günü yapılacak olan Cumhuriyet bayramı kutlamalarında devletin kutlamalarına alternatif olmasını belirttikleri Ankara'da bir bayram kutlaması içine girmiş bulunmaktalar. Ne yaptıklarını ne yapacaklarını çok bilemiyorlar ki 'Ulus'a gideriz, ordan aşağı çıkarız, yürürüz. Alternatif bayram yaparız' gibi devletin milletin birlikte kutladığı bayrama farklı bir çıkış yapma gayreti ortaya koyulmakta. Sadece ana muhalefet partisinin yapmaya çalıştığı bu alternatif Cumhuriyet bayramıkutlamasını ben doğrusu anlamakta zorlanıyorum" diye konuştu.
BUNLAR UCUZ KABADAYILIKLAR
Halkın içerisinde olduğunu söyleyen Bakan İdris Naim Şahin, CHP'yi şu sözlerle eleştirdi:
Adımız Halk Partisi değilde biz kendimiz halkız zaten. Ben halkın içindeyim. Ben halk çocuğuyum, Cumhuriyet çocuğuyum. Camideyim veya köşk birahanesindeyim hiç farketmez. Ankara'da hipodromda törenleri takip etmek yerine yolu bir kez daha şaşırarak farklı bir arayışın içerisine gideceğini söylüyor ana muhalefet partisi. Cumhuriyet Halk Partisi yetkililerinin 'efendim biz şunu yapacağız burdan yürüyeceğiz, farklı gideceğiz önümüzede birileri çıkarsa biz dinlemeyeceğiz', önüne çıkacak olan senin nüfus cüzdanında adı yazılı olan Türkiye Cumhuriyeti devletininn polisidir. Ne dediğinin, ne yaptığının farkındamısın. Seninde önüne çıkar, yalnış yaparsam benimde çıkar, çıkması da gerekir. 'Ben yanlış yaparım, benim önüme çıkmayacaklar çıkarsa ben öyle yaparım. Bana gaz sıkarsa polis ben o İçişleri bakanına gazı gösteririm ne gazı biber gazı.' Güzel de yani biz biber gazını biliyoruz. Yani domates gazı falan üretirsen getir, bir buluşun varsa. Farklı çeşidi varsa biz onu kullanırız bir defaki sefer de. Biz Ordu'dayız, Giresun'dayız. Biz biraz da fındık gazından anlarız. Fındık gazı var memlekette lazımsa ondan alıp kullanabilirsiniz. Bunlar ucuz kabadayılıklar. Bunlar ucuz işler, basit işler ve kendilerine tebessüme vesile olabilecek çıkışlar" diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
İÇİŞLERİ BAKANI SİZİN GAZINIZDAN KORKMAZ
"Cumhuriyet bayramını kutlayana Ankara'da hipodrom, bütün şehirlerimizde ilçelerimizde meydanlar kutlama programları resepsiyonlar açık. Durup dururken nedir bu gündem saptırmacası. Durup dururken nedir bu üstüne biber gazı muhabbeti. Yetmiyor Türkiye büyük millet meclisinede gaz sıkacaklarmış veya göstereceklermiş. O gazı gösterirken herhalde İçişleri Bakanına da biraz tattıracaklarmış. Tatmadan olmaz. İçişleri Bakanı sizin ne gazınızdan, ne asitinizden, ne tuzunuzdan, ne sıvınızdan, ne katınızdan çekinecek birisi değildir. Bunada pabuç bırakmaz. İçişleri Bakanı bu ülkenin kanun ülkesi, hukuk ülkesi olması için görevini yapmak durumunda olan birisidir. Sadece görevini yapar. Kanun hakimiyetini, hukuk hakimiyetini ülke güvenliğini sağlamak için ne yapmak gerekiyorsa onu yapar. İçişleri Bakanı ben olduğum için demiyorum. Hangi İçişleri Bakanı olursa aynısını yapacaktır."