MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Alkol düzenlemesine olumlu yaklaştıklarını belirten MHP Lideri Bahçeli, “Yıllar öncesinden 3K teorisi diye ortaya koyduğumuz görüş vardı: Kafa, kalp, kol. Bunların açılımını yapmış olsanız AKP solda sıfır kalır zaten” dedi.
Hükümeti eleştiren Bahçeli, Reyhanlı'daki patlamanın sorumlularının açıklanmasını, Davutoğlu'nun istifa etmesini istedi.
İşte konuşmasından satırbaşları:
Yaptırdığımız Ülkücü Şehitler anıtında her 27 Mayıs'ta ülkücü şehitleri anıyoruz.
27 Mayıs aynı zamanda aziz dava insanımız partilerimizin iftihar simgelerinden biri olan Merhum Gün Sazak beyin ölüm yıldönümüdür. Şehadetinin üzerinden 33 yıl geçmesine rağmen hala gönüllerdeki yerini korumaktadır.
Yarın İstanbul'un fethi Türk tarihi açısından bir dönüm noktasıdır. İstanbul'un fethi yalnızca askeri bir başarı ya da bir şehrin ele geçirilmesi değildir. Köhnemiş Bizans'ın yenilmesiyle İstanbul küresel ilişkileri yakından etkilemiştir.
Bugünkü şartlar içerisinde terk etmek zorunda kaldığımız yerler istikrarsızlık içinde kıvranmaktadır. yüzyıllar boyunca barış ve güvenlik içinde bulunan imparatorluk bakiyelerimizin elimizden çıktıktan sonra ateş topuna dönmesi ibretliktir. Türk milletinin arkada bıraktığı her yerde gözyaşı vardır.
Büyük hükümdarımız Fatih Sultan Mehmet'in gerçekleştirdiği gibi İstanbul'un milli tarihe saygılı yönetimlerle buluşmanın zamanı gelmiştir. Bunun için İstanbul'un yeniden fethi gerekmektedir. Bunun için tek çare ehil ve milli ellerle yönetilmesi yani Milliyetçi Hareketçi Partisi'i gerekmektedir.
"TÜRK TARİHİNİ KURBAN VERMEK ÇİRKEFLİKTİR"
İçinden geçtiğimiz şu günlerde tarih kitaplarının yeniden yazılmaktan bahsedilmesi bizi endişelendirmektedir. Tarih her yönüyle yaşanmış ve yazılmıştır. Önemli olan ders çıkarmaktır. AKP yönetiminin bunu kurcalaması tehlikelidir. İktidar Türk tarihinin hangi devrinde tahrifat yapacak, oynamalar yapacaktır.
Türk tarihini siyasal emellere kurban vermek çirkefliktir. Bu son derece tehlikelidir. Tarih milli hafızamızdır. Tarihi sorgulamak demek milleti sorgulamaya açmak demek. Tarih şuuru bizi biz yapan vakalar zincirini öğreten bir kırattadır. Anlaşan AKP eski Türkiye yeni Türkiye için cılkı çıkmış bir şekilde tarihle oynayacaktır.
Bir tarihin kaderiyle oynamak için önce tarihi ile oynamak gerekmektedir. milli eğitim bakanının başka bir işi kalmamış mıdır? Cumhurbaşkanı Gül'ün bile itiraf ettiği eğitimdeki enkaz böyle mi giderilecek? AKP hükümeti tarihin nesini düzeltecektir?
"KALEME ALDIKLARI TARİH TERÖRDÜR"
Başbakan Bizans'tan özür mü dileyecek, Haçlılardan af mı dileyecek, İmralı'ya methiye mi düzecek? Türk tarihinden rahatsız olunması bölücü cüretkarlıktır. Buradan mümtaz üniversite hocalarına bu konuya müdahale etmeleri konusunda çağrıda bulunmak istiyorum. Türk tarihi masalarda değil, meydanlarda mücadelelerde yazılmıştır. Türk devletinin geçmişinde kendisine yer bulamayanların hesapları dönecek. Başbakan bilsin ki kaleme aldıkları tarih değildir, küçülme ve terördür.
Başbakan ve bakanları tarih yazmakta ısrar ediyorlarsa 100 soruda İmralı ihaneti ya da PKK'nın kanlı planlarını yazsınlar. AKP-BDP-PKK ve Barzani ile oluşturulan kutsal ittifak Türk milletini korkutmaktadır. Son vatanımızın bağımsızlığı sakatlanamayacak ve bitirilemeyecektir.
Hepiniz görüyorsunuz ki ülkemizi kuşatanların çemberi bir hayli genişlemektedir. Ülkemiz dili ve kalbi arasında uçurumlar olan yenilginin ve yılgınlığın ortamına itilmektedir.
Milliyet ve millet inkarları ülkemizi korku filmlerinin aratmayacak sürece sokmuştur. Başbakan'ın birbiriyle çelişen beyanları dikkat çekmektedir. Her şeyi ile meydandadır ki dar görüşlü, milli kimlik yoksunu iktidar üyeleri milletimizin önünü kapatmıştır. Cellatların nerede pusu kurdukları belirsiz ve bilinmezdir. Katiller Türkiye'ye üşüşmüş kiralık katiller vatanımızı hedefe koymuştur.
Bunlar ne ilk ne de sondur. Başbakan ve hükümeti ülkemizi ölüm tüneline sokmuş, kıyma makinesine atmıştır. Bilinmelidir ki bir ülkenin sınırları o ülkenin namusudur. Bugün Türkiye'de sınır güvenliği namına bir şeyin kalmadığı dikkat çekmiştir. Sınırlarımız adeta delik deşik edilmiştir.
Başbakan "Onlar girdiği yoldan çıkarlar" diyerek katillere akıl hocalığı yapmaktadır. Başbakan "Suriye'deki muhalifler bu diktatörü indirecek" diyerek taraf tuttuğunu belli etmiştir.
Yakın zaman içinde önce cilve gözünde son olarak da Reyhanlı'da alçakça düzenlenen saldırılar izlenmektedir. Gereken cevabı misliyle veririz gibi içi boş sözlerle pısırıklığını gizlemek için binbir dereden su getirmektedir. Acziyetin pişkinliğin adı ne zaman büyük devlet olmuştur.
"REYHANLI BELGELERİ AÇIKLANSIN!"
Esad'a gelince mangalda kül bırakmayan Erdoğan'ın Suriye ve Reyhanlı'ya gelince pısmaktadır. Ses var görüntü yok laf çok eylem yoktur. Bombalı saldırıları Esad yönetimine havale etmiştir. Reyhanlı'da 52 kişiyi katledenlerle ilgili elinde ne belge var, açıkla da öğrenelim. Başbakan bunları saklamamalı ve gizlememelidir.
Meseleyi kuru laf kalabalığına ve karambole getirmemelidir. Erdoğan başkanlık makamında konu mankeni olarka oturmuyorsa bunların hesabını sormalıdır.
Gaziantep'ten beri patlayan bombalar ikaz edici olmamış mıdır? Dökülen kanlar ne zaman temizlenecektir? Üzülerek ifade ederim ki bu soruların hepimizi tatmin edecek cevabı başbakan tarafından verilemeyecektir.
Başbakan Erdoğan kimin gerçek bostan korkuluğu olduğunu anlamalı. Reyhanlı'nın kanı dökülmüş Başbakan açık havada toplantı düzenleyerek milleti alaya almıştır.
Dışişleri Bakanı'nın Esad'ın bu kadar gaddarlaşacağını tahmin edemedim sözleri dış politikadaki kafa karışıklığını ortaya koymuştur. Yine söz konusu bakanın ben bu ülkenin sicillinde katillerle fotoğraf olmamasına dikkat ediyorum sözleri de dikkat çekiyor. AKP dışişleri bakanı heralde Irak'ta Afganistan'da milletin kanını akıtanlarla yanyana durmayı normal görmektedir.
Reyhanlı ziyaretini önce 30 Mayıs'ta ilan eden daha sonra bizim mitingimize denk getiren Başbakan bunu da siyasi emellerine alet edecek kadar sorumsuzdur.
Hükümetin BOP kapsamında yürüttüğü politikalar ülkemizi açmaza sürüklemiştir. Erdoğan'ın kavgaya tutuşması AKP'ye arka arkaya salvo olarak gelmiştir. Hükümet sürekli yanılmış ve cepten yemiştir. Türkiye'yi Suriye çıkmazına hapsetmiştir.
Sıfır sorun mucidinin kısa zaman içinde azledilmesi acil beklentimizdir. Ne var ki Başbakan'ın bakanından geri kalır yanı yoktur. İkinci Cenevre Konferansı'na mesafeli olan başbakan birden fikir değişmiştir.
ALKOL DÜZENLEMESiNE DESTEĞiMiZ AKP'YE DEĞiL
Alkol düzenlemesine verdiğimiz destek, parti ilkelerimizle uyumlu bir adımdır. Desteğimiz, AKP'ye destek değildir.Gelecek nesillerimizin ruh ve beden sağlığını güçlendirmemiz ve kötü alışkanlıklardan korunmasının sağlamak, boynumuzun borcudur.
3K: KAFA, KALP, KOL
MHP'yi kötü alışkanlıklara destek verecek bir konuma sadece AKP'ye karşı olmakla ilişkilendiren zavallılar MHP'de yer bulamaz. Bu arkadaşlarıma sesleniyorum. Yıllar öncesinden 3K teorisi diye ortaya koyduğumuz görüş vardı: Kafa, Kalp, Kol. Bunların açılımını yapmış olsanız AKP solda sıfır kalır zaten.
Ancak başbakanın 'gece gündüz içen kafası kıyak bir nesil istemiyoruz' sözü ise maksadını tamamen aşmıştır. Başbakan onu bunu bırakmalı, sokaklardaki tinercilerin, köprü altında yatan çocukların, evsiz barksız yavruların derdine düşmelidir. Kıyak kafa konusunda tecrübesi varsa kendisine saklamalı. Gençlerimiz töhmet altında bırakacak davranışlardan ve ithamlardan uzak durmalıdır.''