Cezaevindeki Engin Alan'ı ziyaret eden MHP lideri Devlet Bahçeli basın toplantısı yapıyor.
Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
Ergenekon'da rövanş alma hedefleri davanın yıpranmasına neden oldu. Doğru ve yanlış birbirine girdi. Parmaksız Zeki isimli teröristin görüşleri önemli ve kayda değer görüldü. PKK militanları Ergenekon'da sunulan imkanları boşa çevirmemişler, PKK dağda yapamadıklarının duruşma salonlarında, karanlık odalarda yapmışlardır. AKP'nin taraf olduğu dava tesir ve telkinlere açık olmuştur.
"SİLİVRİ ZULÜMHANESİ" BENZETMESİ
TSK'da görev almış bu kurumun zirvesine tırmanmış değerli şahsiyetler terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanmıştır. TSK'nın terör örgütü ile bir tutulması peygamber ocağının terör damgası yemesi müfteriliktir. Silivri yargılamaları adeta Türk askerinin üzerinden silindir gibi geçmiştir. Silivri adeta bir zulumhaneye dönüşmüştür. Kararlarla TSK zan ve töhmet altında bırakılmıştır.Masumlarla suçlular birbirine karıştırılmıştır. Mahkemenin darbecinin üstüne gitmesi gerekirken inandırıcılığını tamamen yitirmiştir. Mahkeme özellikle müebbet cezalarında çok bonkör davranmıştır.Hukukun kararlarına saygı duymak hepimizin görevidir ancak hukukta saygıyı hak etmelidir. Dayanaksız şüphelerden, mesnetsiz delillerden yola çıkarak verilen cezalara yandaşlar çok sevinmiş, bu uçuk ve kaçık cezalarla adeta bayram etmiştir. Başbakanın en yakınındaki danışmanı bunun bir hesaplaşma olduğunu söylüyor. Doğru ama hesabı görülen Türk milletidir, Türk askeridir.
BAŞBUĞ'A VERİLEN CEZA
Şimdi başbakan yada görevlendireceği bir kişi bize bu cevapları vermelidir. Hükümetin atadığı, başbakan ile cumhurbaşkanıyla iki yıl boyunca aynı mesaiyi paylaşan emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması doğru ve yerinde midir? Bu müebbet ceza verilmesi demek sayın başbuğ ve onun gibilerini ölüme mahkum etmek değli midir? Örgüt yöneticiliği suçlamasından dolayı bu değerli komutanın yargılanması insanlığa sığacak mıdır? 13. Ağır ceza mahkemesi hangi delil ve tanıklara dayanarak, Türkiye cumhuriyetinin ortadan kaldırılacağı veya görevlerini yapmasının engelleneceği kanısına varmış mıdır?
"NEDEN GÖREVDE TUTTUNUZ?"
Değil mi ki Türkiye Cumhuriyeti hükümetini devirme teşebbüsü sabit görülmüştür, o halde başbakan ve hükümeti hangi maksat ve gerekçeyle ilker başbuğ'u genelkurmay başkanlığı görevinde tutmuştur? İlker Başbuğ, İmralı canisi gibi ağırlaştırılmış müebbet cezası almıştır. Şerefle şerefsizlik, şeytanla melek nasıl ayrıştırılacaktır? Bu olanların neresini doğru görelim, neresini kabullenelim? Türkiye kötüye değil, çok kötüye doğru hızla gitmektedir. Bizi bir arada tutan hukuk ve adalet linç edilmektedir. Ülkemiz askeri darbe dönemlerinden sonra sivil nitelikli darbeyle karşı karşıyadır.
"BAŞBAKAN ÇETE MANTIĞIYLA YÖNETİYOR"
Mahkemeler AKP'nin arka bahçesi haline getirilmek istenmiştir. Başbakan çete mantığıyla devlet yönetmektedir.Kafasının bozulduğu, eleştirilerinden bunaldığı tipini sevmediği, sesini beğenmediğini, siyasi tercihini benimsemediği kim varsa tuzaklar kurmakta ve darbeci olarak lanse etmektedir.
"ALAN İÇİN NELER SÖYLEMİŞTİ"
Balyoz kapsamında cezaevinde bulunan sayın Engin Alan'a Başbakan'ın kin ve garez dolu sözleri hala aklımızdadır:"Bu ülkenin başbakanı, soruyorum sizlere bir anma törenine gider de, bir korgeneral ayağa kalkmaz mı? Kalkmadığı anda da bedelini öder. O ayrı mesele. Zaten de bedelini ödedi"
İşte bu ifade kişisel öfkeden dolayı, karanlık emellerin suçüstü halidir. Başbakan Erdoğan, sayın Alan'a bedel ödetmek, sayın Başbuğ'a haddini bildirmek için darbe davalarını paravan olarak kullanmış ve tüm hatlarıyla saldırmıştır.Böylesi intikamcı bir bakış, ilkel bir tavır demokrasiyle bağdaşmadığı gibi inançlarımızın hiçbir yerinde yoktur.
"HUKUK HERKESE GEREKLİ"
Herkese her hukuk öyle veya böyle gerekli olacaktır. Bugünün azgınları, vicdansızları gün gelip kimsenin yüzüne bakamayacaklardır. Darbeler karşı durmak ve karşı çıkmak demokrasinin zorunlu bir yönüdür. Olaylardan husumet çıkararak bir yere varmamız beklenmemelidir. Üç ihtilal 2 muhtıra yaşayan bir nesil olarak adaletin sağlanmasını çok önemsiyorum.Demokrasiyi savunmak konusunda hiç kimse yalpalanmamalıdır.Öncelikle Türkiye'nin ara rejim dönemlerinden ders alınmalıdır. En ufak bir gecikme hali ve taviz gösterilmemelidir."ENSONHABER