Yerel seçimde yüzde 55 oy almayı hedeflediklerini kaydeden Babuşcu, CHP'nin de İstanbul'daki en yüksek oy oranına Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olduğu geçen seçimde ulaştığını belirterek, "Bundan ötesine gitme şansları zaten yok" değerlendirmesini yaptı. Babuşcu'nun Milliyet'ten Musa Kesler'in sorularına verdiği cevaplar şöyle:
''HEDEFİMİZ YÜZDE 55''
Seçimlere nasıl hazırlanıyorsunuz?
Seçime seçim zamanı hazırlanmıyoruz. 1 milyon 850 bin kayıtlı üyemize yönelik birebir ziyaretlerimizi yaptık. Her zamanki gibi insan unsuruyla birlikte teknoloji ön planda. Büyükşehir adayımız belli, ilçe adaylarımız üzerinde çalışmalar da devam ediyor. Ocak ayı öncesi adaylarımızı açıklayıp, sahaya ineceğiz. Hedefimiz yüzde 55'lik oy oranı. Bütün çalışmalarımız bu yönde.
''BAŞÖRTÜSÜ TEK KRİTER DEĞİL''
Kadın adaylarla ilgili özel bir hassasiyetiniz, kontenjanınız var mı?
Biz hiçbir zaman kadın adaylar konusunu kota ve kontenjan meselesi olarak ele almadık. Temsil, yetkinlik ve yeterlilik önemli. Bu noktada kadın adaylarımız her zaman imkân ve fırsat bulmuştur, bu seçimde de bulacaktır.
Başörtülü adaylar?
Başörtüsü tek kriter değil. Bizim için asıl olan temsil kabiliyeti ve yeterliliktir. Başörtülü ve başı açık kadın aday adaylarımız var. Maltepe'de Edibe Sözen hanımefendi var, Başakşehir'de de çevre mühendisi bir arkadaşımız var, başka aday adayları da var.
''CEMAATTEKİ KARDEŞLERİMİZ PROVOKASYONA FIRSAT VERMEZ''
Cemaat ve dershane tartışmaları nasıl etkileyecek bu seçimleri?
Cemaati ya da cemaatleri tahrik etmek isteyecek senaryolar olacaktır. Bence oralardaki feraset sahibi, bu ülkenin meselelerine aynı pencereden bakan ve baktığı ufukta aynı şeyleri gören insanlarla aramızda herhangi bir sorun ya da ayrılık olamaz. Buna dönük provokasyon ya da manüpülasyonlar olabilir. Ancak Cemaat içerisinde yer alan kardeşlerimizin böyle herhangi bir senaryo içinde yer alacaklarına ihtimal vermiyoruz.
''KILIÇDAROĞLU'NUN YETKİSİ YOK''
CHP'yi nasıl görüyorsunuz?
Bana göre CHP ilk defa İstanbul adayının kim olacağı konusunda herhangi bir yetkiye sahip olmadan seçime gidiyor. Bence sayın Kılıçdaroğlu'nun İstanbul adayının kim olacağı konusunda bir yetkisi yok.
Yetki kimde?
Seçkinci sermaye lobisi, bu sefer Ak Parti'nin karşısına bir aday ararken nitelik ve kaliteye bakmaksızın kamuoyu nezdinde PR çalışmalarıyla popüler hale getirilen bir profil üzerinden yürüyor. Sadece algıya dönük bir cevap bulmaya çalışıyor. Bunu da Mustafa Sarıgül olarak tanımlıyor. Dolayısıyla İstanbul'da CHP'nin adayı yok, seçkinci sermaye lobisinin AK Parti karşıtlığı temelinde bir adayı var. Eğer Sarıgül aday olacaksa biz sermayenin adayına karşı yarışa gireceğiz demektir. Bence o sermaye lobisi bu konuda hâlâ bir karar verebilmiş de değil. Sarıgül'ün adaylığını da bu karar etkileyecektir.
''SARIGÜL DİNİ TERMİNOLOJİYİ VICIK VICIK EDEREK KULLANIYOR''
Mustafa Sarıgül için ne düşünüyorsunuz?
Sarıgül bir PR çalışmasının neticesidir. Bu çalışmada dini terminoloji de vıcık vıcık edilerek kullanılıyor. Garip gureba üzerinden söylem üreten ama sermaye gruplarıyla kol kola, iç içe olan bir profil var ortada. Bu komik bir durum... Türkiye'nin önemli meseleleriyle ilgili bu profilin görüşlerinin ne olduğunu bilen de yok. Sarıgül, sermayenin Ak Parti karşıtlığı temelinde ürettiği senaryoda çok küçük bir figürdür. Proje ne olursa olsun CHP zaten İstanbul'da ulaşabileceği en yüksek oy miktarına sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun belediye başkan adayı olduğu 2009'da ulaştı. Bundan ötesine gitme şansları zaten yok. Bunu net olarak söylüyorum, sonucu da göreceğiz.
MHP adayının düşük profilli olduğu, bunun da CHP'ye yarayacağı yorumları var..
Ben MHP'ye gönül vermiş İstanbulluların herhangi bir stratejiyle manüpüle edilemeyecek bilince sahip olduklarını düşünüyorum. MHP kendi adayını çıkarmış; ben bir arka plan ya da hesap aramıyorum.