Babacan, Malatya'da ekonomiyi anlattı

Babacan, Malatya Ticaret ve Sanayi Odasında (MTSO) iş adamlarıyla bir araya geldi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ''3 yıllık program yaptık. 3 yıl boyunca neyi yapıp neyi yapmayacağımızı ortaya koyduk. Ve geçtiğimiz 10 ay içinde ortaya koyduğumuz programı uyguladık. Türkiye'nin çok daha erken toparlanmasının arkasında bu vardır'' dedi.

MTSO Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç'un iş adamlarının hükümetten beklentilerine ilişkin konuşmasının ardından kürsüye gelen Babacan, küresel mali kriz nedeniyle dünya ve Türkiye ekonomisinin çok enteresan dönemlerden geçtiğine değindi.

Babacan, şöyle konuştu:

''Son 3 yıllık dönemi ele alırsak çok önemli gelişmeler yaşadık. Dünya ticaretinde yüzde 12'lik bir gerileme oldu. Özellikle gelişmiş ülkelere, bunların borç stoklarına baktığımızda bu kadar yüksek borç stoku ancak dünya savaşları döneminde görülmüştür. Japonya'dan Avrupa'nın pek çok ülkesine kadar bu kadar borç stoku dünya savaşları döneminde görülmüştür. Gelişmiş ülkelerde çok yüksek miktarlarda kamu kaynakları, batmak üzere olan bankalara aktarıldı. Kimi zaman bunu merkez bankaları yaptı kimi zaman da hükümetler bu bankalara ortak olmak sureti ile, kredi açmak sureti ile bankaları şimdilik kurtardılar. Olağanüstü alınmış tedbirler devam ediyor. Dünya hala normale dönmüş değil. Bugün adeta merkez bankasının bilançosu kriz dönemine göre olağanüstü büyümüş durumda. Avrupa merkez bankasına bakıyorsunuz durum aynı. Çok yüksek miktarda likidite sağlayarak, çok yüksek miktarda para basarak bu krizin üstesinden gelmeye çalışıyorlar.''

Amerikan ekonomisindeki büyümenin şu anda olağanüstü tedbirlerin ve olağanüstü kaynakların getirdiği bir büyüme olduğunu belirten Babacan, ''(Olağanüstü tedbirleri geri çekiyoruz, kriz bitti) dedikleri anda tekrar daralma sürecine girecekler. Bu durum Amerika, Japonya, Avrupa için geçerli. Yoğun bakıma alınmış ilaçlarla, serumlarla durumu çok kötüden biraz daha iyiye toparlayan bir dünya ekonomisi var. Ancak bu yoğun bakım odasından henüz dünya ekonomisi çıkabilmiş değil'' dedi.

Türk hükümetinin pek çok ülkenin yapamadığı şeyi yaparak krizden çıkış stratejisini açıkladığını anlatan Babacan, ''3 yıllık program yaptık. Pek çok ülke bakıyorsunuz 3 aylık, 5 aylık bilemediniz bir yıllık tedbirleri açıklıyor. Biz 3 yıllık tedbir açıkladık. 3 yıl boyunca neyi yapıp neyi yapmayacağımızı ortaya koyduk. Ve geçtiğimiz 10 ay içinde ortaya koyduğumuz programı uyguladık. Türkiye'nin çok daha erken toparlanmasının arkasında bu vardır. Bizim öngördüğümüz bir program ortaya koymamız ve bunu uygulamamız vardır'' diye konuştu.

-''EKONOMİDE GÜVEN, ÖZÜ SÖZÜ BİR OLMAKTAN GEÇİYOR''-

Türkiye'yi bazı AB ülkeleri ile kıyaslayan Babacan, ''Artık Yunanistan'ı saymıyorum çünkü o farklı bir şekilde değerlendirilmesi gereken bir konu. İspanya, İrlanda, İtalya Portekiz gibi böyle Türkiye ile mukayese edilebilir Akdeniz'de olan, ticareti, tarımı bizimle mukayese edilebilir ülkelere baktığımızda durum hala çok çok kötüdür'' dedi.

Türkiye'nin güven ortamının yakaladığını ifade eden Babacan, hem iş dünyasının, hem tüketicilerin hem de halkın güveni ve geleceğe bakışı sağlam olunca ekonominin kriz öncesi döneme dönmüş olacağını, bugün Türkiye'de bunların pek çok unsurunun olduğunu dile getirdi.

Güven unsurunun ekonomik boyutuna dikkati çeken Babacan, ''Ekonomide güven, özü sözü bir olmaktan, ileri doğru koyduğunuz hedefleri tutturmaktan geçiyor. Söz veriyorsunuz, yapıyorsunuz; hedef koyuyorsunuz, tutturuyorsunuz. Güven bu şekilde oluşuyor. Bir dediği bir dediğini tutmayan, akşamdan sabaha söylem değiştiren, politika değiştiren hükümetler Türkiye'yi nereye getirdi? Özellikle bunu Türkiye 2002 öncesinde acı tecrübelerle gördü'' dedi.

-''E-MUHTIRA'' VE KAPATMA DAVASININ EKONOMİYE ETKİSİ-

Sürekliliğin, devamlılığın, ısrarla aynı politikaları tutarlı bir şekilde uygulamanın çok önemli olduğuna değinen Babacan, ''Ancak güvenin bir başka boyutu daha var. Bu da Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi ortam. Türkiye'nin 2006'ya kadarki büyüme rakamları çok yüksektir, 2007'de Türkiye'nin büyüme hızı gerilemiştir. 2008'de Türkiye ekonomisi büyümemiştir. 2009'da da daralma vardır'' diye konuştu.

Küresel mali krizin 2008 yılının son çeyreğinde etkili olmaya başladığını belirten Babacan, ''2007'de, 2008'de, 2009'da ne oldu? 2007'de e-muhtıra ile hemen düşüş vardır. 2008'de bir AK Parti'nin kapatma davasını yaşadı Türkiye. Halkın yüksek oyu ile iş başına gelen partinin hakkında kapatma davası açılabiliyormuş. Sonuç, hiç büyüyememişiz. Bütün bunların özünde Türkiye'nin birinci sınıf bir demokrasiyi hedeflemesi gerektiği var'' dedi.

-''ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDEN SONRA DA ÖNÜMÜZDE YAPACAĞIMIZ ÇOK İŞLER OLACAK''-

Anayasa değişikliği paketine de değinen Babacan, paketin özgürlükler noktasında çok özel unsurlar getirdiğini belirterek şöyle devam etti:

''Temel haklar konusunda çok iyi unsurlar getiriyor. Bugün kadınlarımız, çocuklarımız, engelli vatandaşlarımız, yaşlılarımız için artık onlara özel şeyler yapmak artık bir anayasal hak haline geliyor. Yine şöyle bir değişiklikliklere baktığınızda bunlar hep Türkiye'ye sınıf atlattıracak değişiklikler. Türkiye'nin temel hak ve özgürlükleri konusunda, Türkiye'nin demokrasisinin kalitesi noktasında Türkiye'yi bir üst sınıfa taşıyacak bir değişiklik. Bu anayasa değişikliği ile Türkiye mükemmel hale geliyor mu, hayır. Bu anayasa değişikliğinden sonra da önümüzde yapacağımız çok işler olacak. Bu sadece ileriye doğru atılmış bir adımdır, önemli bir adımdır. Anayasa değişikliğiyle beraber Türkiye'nin ekonomisinin önündeki önemli bir engel daha kalkmış olacaktır.''

Ekonomi Haberleri