Rıdvan Dilmen'in köşe yazısı
Fenerbahçe’de futboloynayan, daha sonra antrenörlük yapmaya başlayan herkesin hedefi bir gün bu takımda teknik direktörlük yapmaktır. Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’de başarılı olacağına kesinlikle inanıyorum
1987-88 sezonunda Fenerbahçe’de oynuyordum ve ligden erken kopmuştuk. Tek iddiamız Türkiye Kupası’ydı, ancak Sakaryaspor’a elenmiştik. Sakaryaspor’la oynadığımız iki maçta çok dikkat çekmişti Aykut Kocaman. Benim Fenerbahçe’deki ikinci yılım olan 1988-89’da Oğuz, Turhan ve Serdar’la birlikte sarı-lacivertli kulübe transfer oldu. Bir Anadolu takımından 4 oyuncu birden alınması soru işaretiydi, fakat 4’ü de iyi oyuncuydu ve Fenerbahçe’de çok iyi işler yaptılar.
Aykut Kocaman asker olduğu için sezon başında takımla idmanlara katılamamıştı. Fikstür çekildi ve ilk maçımızı Rizespor ile deplasmanda oynadık. Golsüz biten ilk yarı sonunda Veselinoviç, Aykut’u oyuna aldı. Kendisiyle ilk kez bu karşılaşmada yan yana oynadık. Aykut Kocaman ikinci yarıda dört müthiş gol attı ve maçı 5-0 kazandık. Aykut Kocaman, 1988-89’da muazzam bir sezon geçirdi ve Gol Kralı oldu. Fenerbahçeformasıyla sonraki senelerde de başarılı sezonlar geçirdi.
Bunlar oyunculuk kısmı. Gelelim hocalığına...
Teknik adamlığa İstanbulspor’da başladı. İlk deneyiminde iyi sezonlar geçirdi. Sonra Anadolu’ya çıktı Ankaraspor, Konyaspor ve Malatayspor’da çalıştı. Çalıştırdığı tüm takımlara en önemli özelliği olarak hem içeride hem dışarıda pozitif futboloynattı. Şu anda dünyanın en iyisi denilen Barcelona ve İspanya gibi bol pas yapan, topa sahip olan anlayışı benimsedi ve bu konuda önemli mesafe aldı.
Polemiklere hiç girmedi
Fenerbahçeliler şimdiye kadar Aykut hocayı her gördükleri yerde, “Geç Fenerbahçe’nin başına” dediler. Fenerbahçe için ismi hep geçti, ama o geçen sezonun başında sportif direktör olarak kulübe geldi. Bir sezon boyunca arka planda kaldı. Polemiklerin içine hiç girmedi.
Sezon başındaki 8 haftalık periyotta ve sezon sonundaki 10 haftalık başarılı süreçte takımla çok iyi diyaloğu olmasına rağmen Kocaman’ı hiç görmedik. Onu aradaki 15 maçta, yani işler kötü giderken izleyebildik ekranlarda. Bir bakıma takım kötü giderken kendisini gösterdi ve Samandıra’ya sahip çıktı.
Futbolculuk yıllarında çok önemli teknik adamlarla çalıştı. İlk aklıma gelenler Hiddink, Parreira, Osieck ve Milli Takım’da Fatih Terim birinci avantajı oldu. Daha sonra İstanbulspor ve Anadolu’daki çalışmaları da Kocaman’a büyük tecrübe kazandırdı (Teknik adamlar için en sağlıklı bilgileri oyuncular ve yöneticiler verir. Herkes Kocaman’ın teknik bilgisinden olumlu söz ediyor).
Bir yıllıksportif direktörlük süreci, zaten iyi tanıdığı camiayı daha da yakından tanımasını sağladı. Hem yöneticileri hem de oyuncuları bütün yönleriyle anladı. Bu büyük bir avantaj tabii. Daum kaosundaki duruşuyla da ne kadar profesyonel olduğunu, her şeyden önemlisi Fenerbahçeli olduğunu gösterdi.
Gurur duyuyorum
Fenerbahçe’de futboloynayan daha sonra antrenörlük yapmaya başlayan herkesin hedefi bir gün bu takımda teknik direktörlük yapmaktır. Kocaman sportif direktörlüğü boyunca hiçbir zaman kulübünü, taraftarı, oyuncuları zor duruma düşürecek bir davranışta bulunmadı. Bunun neticesinde hak ettiği Fenerbahçe’nin teknik direktörlüğü kendisine verildi.
Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’de başarılı olacağına kesinlikle inanıyorum. Ayrıca camianın hayal ettiği şekilde uzun yıllar Fenerbahçe’nin teknik patronu olarak görev yapmasını diliyorum.
Aykut Kocaman nasıl bir insan mı? Taa geçmişe dönersek, kendisine çok doğru bir soyadı bulmuşlar. Annesi ve babası da geleceği görüp, armağan, uğurlu ay anlamına gelen Aykut’u koymuş. Pırıl pırıl bir insan. Aykut Kocaman gibi bir arkadaşım olduğu için gururluyum. Ama beni zor günler bekliyor. Nasıl eleştireceğim hiç bilmiyorum (!)
www.milliyet.com.tr