Avukatların 'yargılamayı tıkama' taktiğini boşa çıktı!

203 tutuklu sanığın katıldığı davanın 98. celsesinde esas hakkındaki ilk savunmayı sağlık durumu sebebiyle tutuklu sanıklardan emekli Orgeneral Ergin Saygun yaptı ve "Bu dünyadan darbeci damgası ile gitmek istemiyorum." dedi. Ergenekon davasında tanık sıfatıyla ifade veren eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün ifade tutanakları mahkemeye ulaşırken Başkan Ömer Diken, Balyoz davasını ilgilendiren kısımları okudu.

Balyoz'u tıkama taktiği tutmadı hâkim, sanıklara son sözünü sordu

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yürüttüğü Balyoz davasının 98. celsesi Silivri Cezaevi Kampüsü yanına kurulan duruşma salonunda görüldü. Davaya Orgeneral Bilgin Balanlı, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu komutanları emekli orgeneraller Çetin Doğan ve Ergin Saygun'un aralarında bulunduğu 203 tutuklu sanık katıldı.

Mahkeme Başkanı Ömer Diken, celseyi açmasının ardından dosyaya gelen evrakları okudu. Birçok sanığın tahliye talepli dilekçe gönderdiğini belirten Diken, içlerinden bazılarının savunma sınırlarını aşıp mahkemeye hakaret ettiğinin altını çizdi. Dilekçelerde mahkemenin dürüst olmamakla suçlandığını ifade ederek, "Türk milleti adına yargılama yapan mahkemeye kimse hakaret edemez. Dünyanın hiçbir yerinde savunma makamının istekleri yerine getirmediği için mahkeme dürüst değil, getirse dürüst diye itham edilemez. Bizim adil yargılama yapıp yapmadığımızın kararını siz verecek değilsiniz. Biz yargılama makamıyız." şeklinde tepki gösterdi. Başkanın bu sözleri üzerine sanık sıralarından "adil yargılanmıyoruz" sesleri yükseldi. Diken ise adil olunmadığı yönündeki sözleri, sanıkların iddiası şeklinde tanımladı.

Dilekçelerin okunmasının ardından mahkeme başkanı, 6 Ağustos 2012 tarihli ara kararını hatırlatarak bu celsede sanıkların esas hakkındaki mütalaaya, dosyadaki delillere, tanık ifadelerine karşı beyanlarının alınacağını duyurdu. Bu çerçevede iddianamede isim sırasına göre her sanığa söz hakkı verileceğini, ardından sanıklara son sözlerinin sorulacağını belirtti. Bu işlemin de tamamlanmasını müteakip karar aşamasına geçileceğini vurguladı.

Başkan Diken ilk konuşma hakkını davanın 1 numaralı sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan'a verdi. Son savunma yapmayacağını, davaya konu olan delillerle ilgili konuşacağını belirten Doğan, slayt sunumu gerçekleştireceğini söyledi. Buna Diken'in karşılığı, şu şekilde oldu: "Sizin savunmayı ne diye tanımladığınız önemli değil. Mahkemenin ne yapmak istediğidir önemli olan. İddianame kapsamında savunmalar yapıldı. Şimdi esas hakkındaki mütalaaya, tanık ifadelerine karşı beyanlar alınacak. Mahkemeye yeni delil gelmediği sürece tekrar savunmalara dönülmeyecek." Çetin Doğan da, konuşmasını slayt üzerinden yapacağından hazırlık için 5 dakika süre istedi. Duruşmaya ara verildi.

Kısa süre sonra tekrar duruşma salonuna gelen mahkeme heyeti, tutuklu sanık Ergin Saygun'un sağlık sorunları gerekçesiyle ilk sözün kendisine verileceğini bildirdi. Bursa'dan da iki sanığın geldiğini belirten Başkan Diken, "Saygun'dan sonra iki sanık konuşacak. Daha sonra iddianame sırasına göre söz hakkı verilecek." diye konuştu. Bu doğrultuda ilk savunmayı Saygun verdi.

İfadesinde hakkındaki delillerden daha fazla sağlık durumuyla ilgili açıklamalarda bulunan Saygun, sağlık problemleri nedeniyle bundan sonraki duruşmalara katılıp katılamayacağını bilmediğini söyledi. "Bu dünyadan darbeci damgası ile gitmek istemiyorum. Bizler bu lekeyi hak etmiyoruz." ifadelerini kullanan Saygun, savunmasında hadis-i şeriften de örnek verdi: "Sabır diyorum kendi kendime. Sabretmek baş eğmek değil, mücadeleye devam azmini ortaya koymaktır diye öğretmişlerdi. 'Küfür sürer ama zulüm asla' diyen hadis-i şerifi hatırlıyorum. Sabretme gücüm artıyor. Ama öfkem de artıyor."

Ardından Çetin Doğan'ın savunmasına geçildi, ancak bitmedi. Doğan savunmasına bugün devam edecek. Tutuklu sanıklardan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ise duruşmaya gelmedi. Örnek, 155 sayfalık ve ekleri 17 klasörden oluşan esas hakkındaki savunmasını mahkemeye sundu.

Öte yandan duruşmayı CHP Milletvekili İlhan Cihaner, MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman ile MHP'li vekiller Ruhsar Demirel, Bülent Belen, Özcan Yeniçeri ve Mesut Dedeoğlu izledi. Vekillerin mahkemelere yönelik ithamları ise devam etti. Cihaner mahkemeyi eleştirerek, "Yargılamayı yapanlar aslında hakim değil, yargılananlar da sanık değil. Yargılananlara olsa olsa tutsak diyebiliriz." iddialarında bulundu. Saygun'un savunması sırasında duruşma salona girerek "Bu mahkemeden b. b. olmaz." diye küfür eden kişinin de MHP'li Yeniçeri olduğu tespit edildi. Mahkeme heyeti, Yeniçeri hakkında Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.

Çetin Doğan, savunma yerine delilleri değerlendirmek istedi

Davanın bir numaralı sanığı emekli Org. Çetin Doğan, son savunma anlamında değil, delilleri değerlendirme anlamında konuşacağını söyledi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Diken, "Sizin ne yapmak istediğiniz değil, mahkemenin ne söylediği önemli." dedi.

Ergin Saygun: Darbeci damgası ile ölmek istemiyorum

Son savunmasını yapan emekli Org. Ergin Saygun, sağlık problemleri nedeniyle bundan sonraki duruşmalara katılıp katılamayacağını bilmediğini söyledi. Saygun, "Bu dünyadan darbeci damgası ile gitmek istemiyorum. Bizler bu lekeyi hak etmiyoruz." ifadesini kullandı.

Özden Örnek, duruşmaya gelmedi, 155 sayfalık savunma verdi

Balyoz davasının tutuklu sanıklarından eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, dünkü duruşmaya gelmedi. Özden, avukatı aracılığıyla mahkemeye 155 sayfalık savunma dosyası gönderdi. Dosyanın sadece ekleri 17 klasörden oluşuyor.

Özkök'ün ifadeleri, delil olarak mahkemede okundu

'Ergenekon' davasında geçtiğimiz hafta tanık olarak dinlenilen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök'ün ifade tutanakları, Balyoz davasının görüldüğü mahkemeye ulaştı. Dünkü duruşmada Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, Özkök'ün bu beyanlarını okudu. Özkök, Balyoz davasına konu olan 1. Ordu'daki 5-7 Mart 2003 tarihli seminer için şunları söylemişti: "Bu seminer icra edilmiş, fakat en tehlikeli senaryo amacını biraz aşkın şekilde oynanmış. Siyasi kişiler ve siyasi olaylar, gerçekmiş gibi oynanmış. Ben de Kara Kuvvetleri Komutanı'na incelettim."