Erkam Tufan AYTAV / Haber 7
12. dalga Çağdaş Yaşama Destekleme Derneği genel başkanı Türkan Saylan ve Çağdaş Eğitim Vakfı başkanı Gülseven Yaşer'i de içine aldı.
Bir gürültü koptu ki sormayın.
Her iki kurumun adının başında çağdaş olduğu için olsa gerek malum medyaya göre bu operasyon doğrudan çağdaşlığa müdahale anlamına gelirmiş.
Gülseven Yaşer'i Fethullah Gülen davasına para karşılığı yalancı tanık ayarladığından hatırlıyoruz.
Meğerse Türkan Saylan ve Gülseven Yaşer birileri için dokunulamaz bir kutsal ve azize imiş. Anıt kadın diyenler de var.
Gazete manşetlerine bakılırsa Ergenekon eğitim meleklerine kadar uzanmış.
Ben ise bu iki kadını tanımam bilmem.
Şu aşamada Türkan Saylan ve Gülseven Yaşer'in Ergenekon terör örgütü ile ne tür bir ilişkisi var bir şey söylemek mümkün değil. Savcıların bir bildiği vardır herhalde deyip mahkeme sürecini beklememiz gerekiyor.
Bu sebeple Ergenekon bağlantılarını şimdilik bir kenara koyuyorum.
Yazılanlara göre bu iki vakıf binlerce yardıma muhtaç öğrenciye burs veriyormuş. Aslına bakarsanız alkışlanması gereken çok insani bir çalışma. Keşke herkes fakir öğrencilere burslar verse.
Bu açıdan da şu aşamada tenkit edilecek bir problem gözükmüyor-du taa ki internet sitelerine düşen yeni bir bilgiye kadar.
Bu iki vakfın hem MİT hem TSK'nın raporlarına göre misyonerlik yaptıklarını ortaya çıktı.
Olsun, misyonerlik de yapabilirler. Bu ülkenin çocuklarına Hıristiyanlığı anlatabilirler. Hıristiyan ülkelerde İslam adına tebliğ yapılıyorsa Türkiye'de de birileri de Hıristiyanlık adına tebliğ yapar. Ne var bunda diyenler çıkacaktır.
Peki, ona da evet diyelim.
Ama bunu Atatürkçülük ve çağdaşlık adına yapıyorsanız, görüntü başka, arkada çevrilen dolaplar başka ise en liberal kafa bile buna one minute der.
Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı ve MİT tarafından 24 Nisan 2001 tarihinde hazırlanan dönemin İstihbarat Başkanı Cemal UZGÖREN imzalı raporda, ÇYDD ve ÇEV hakkında bakın neler yazıyor;
‘ÇYDD ve ÇEV vakıfları misyonerlik faaliyetlerinin Türkiye ayağını oluşturuyor. Bu iki vakıf dünya çapında misyonerlik faaliyetlerini organize eden Amerikan Board isimli şirket tarafından destekleniyor ve finanse ediliyor. Dünya Kiliseler Birliği temsilcisi olarak 1830'lu yıllardan beri ülkemizde faaliyet gösteren Amerikan Board Heyeti'nin, din eğitimi ve sağlık hizmetleri konularında faaliyet gösteriyorlar'.
Raporda ayrıca depremzedeleri suiistimal ederek misyonerlik faaliyetlerinde bulunduklarına da dikkat çekiliyor. Yani insanların zor hallerinden istifade ederek Hıristiyanlaştırma faaliyetleri.
ÇYDD ve ÇEV' in Atatürkçülük adı altında, Atatürk'ü kalkan olarak kullanıp misyonerlik çalışması yapmaları, nasıl ama. Çok iyi bir tezgâh değil mi? Gel de dokun bakalım bu azizelere.
Şimdi bu aşamada bütün Atatürkçülerin ortaya dökülmeleri nedir bu kepazelik demeleri gerekmiyor mu?
O bir azize, anıt kadın ona bunu nasıl yaparsanız diye hemen savunmaya geçenler bu raporu neden görmezlikten gelirler anlamam.
Ya onlar da bu tezgâhın içerisindeler ya da TSK ve MİT'in raporuna inanmıyorlar. Çünkü gazetelerinde bu konu ile ilgili tek bir satır yok.
Meğerse Türkan Saylan ve Gülseven Yaşer gerçekten bir AZİZE imiş de haberimiz yokmuş.