Atalay, Başpınar Spor Salonu'ndaki AK Parti Kırıkkale 4. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'de ilk defa bir ihtilalin yargılandığını, bunun da AK Parti iktidarı döneminde gerçekleştiğini vurguladı.
Anayasa değişikliği referandumu sayesinde bu sürecin yaşandığına dikkati çeken Atalay, ''O anayasa değişikliğiyle bugün, ülkemizde ilk defa bir ihtilal yargılanıyor. Bunun simgesel değeri çok yüksek. Bundan sonra bu ülkede hiç kimse millet iradesine böyle gelip, darbe falan yapamayacak. Bundan sonra kimse cesaret edemeyecek. Bunun simgesel değeri bu. Yoksa yaşlı birkaç kişinin ceza alması falan değil esas olan. Esas olan Türkiye'de artık bu değişimin görülmesi ve algılanması'' dedi.
Anayasa değişikliğine karşı çıkan muhalefet partilerinin, 12 Eylül davasına müdahil olduklarını anımsatan Atalay, şöyle konuştu:
''O anayasa değişikliğine karşı koyanlar kimlerdi? Bu partilerin üçü de bu anayasa değişikliğine karşıydı, değil mi? Referandumdan 'hayır' çıksın diye uğraştılar. Ama milletimiz yüzde 58 oy vererek bu değişimi sağladı. Şimdi gidip, orada müdahil oluyorlar. Bunlar utandıklarından, utanma belasından, yoksa özlerinde istemiyorlar. Hele CHP hiç istemez. CHP daima ihtilallerin gölgesinde yaşamış, vesayetlerin gölgesinde yaşamış bir partidir. Millet iradesine onlar hiç güvenmemişlerdir. Millet iradesiyle de hiç iktidar olamamışlardır, olamazlar da. Onlar olağan üstü şartların ve dönemlerin belki desteğiyle iktidarın parçası olabilmişlerdir.''
28 Şubat soruşturması
Atalay, 28 Şubat'ın da yargılandığını, o dönem Kırıkkale Üniversitesi'ndeki rektörlük görevine son verildiğini anımsatarak, ''Ben o zaman rektördüm, çok utanç verici şeyler yaşandı. Yani Türkiye'de üniversitelerde birazcık muhafazakar tutum içinde olan, dini değerlere bağlı olan rektörler istifa ettirildi, 6-7 arkadaşımız, sadece ben istifa etmedim, beni görevden aldılar. Kırıkkale Üniversitesi, ondan sonra ideolojik bakışlar içinde 10-12 sene yerinde saydı. Onlar için üniversite gelişmiş, gelişmemiş önemli değil'' diye konuştu.
AK Parti tarihinde ve Türkiye'nin siyasi tarihinde 27-28 Nisan 2007'nin belirleyici ve önemli dönüm noktası olduğunu ifade eden Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bunu daima hatırlayın. Müdahaleler zinciri içinde bunun çok farklı bir yeri vardır. Niçin yeri vardır, çünkü AK Parti hükümeti, AK Parti hükümetinin dik duran lideri öyle eskiden olduğu gibi şapkasını falan alıp gidenlerden değildi. Onun için farklıdır. Hatırlayın, tarihimizde buna benzer bir tane daha müdahale vardır. Belli yaşta olanlar bilirler. Nedir o? 12 Mart 1971. O da bir yazılı belgedir. Hükümete karşı, siyaset grubuna karşı ama o zaman sayın Demirel, o belge çıkınca şapkasını alıp gitmiştir. Ve o belge, o muhtıra, Meclis kürsüsünden okunmuştur o zaman. Yazık. Ama bu defa ne olmuştur, 27-28 Nisan'da bir cevap verilmişti. Her kurum kendi görevine davet edilmişti. Ve ondan sonra da bu süreç bitmiştir.''
''28 Şubat'ın koordinatörü sayın Demirel'dir''
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i, ''28 Şubat'ın koordinatörü'' olmakla suçlayan Atalay, şunları kaydetti:
''Sayın Demirel, 12 Eylül davasında 'Ben müdahil olmam' diyor. Ama müdahil olmaz zaten. Çünkü ondan sonraki 28 Şubat, sayın Demirel'in eseridir. 28 Şubat'ın koordinatörü sayın Demirel'dir. Bunu da böyle bilin, biz bunu böyle biliyoruz. Halkla rövanş duyguları içinde değiliz. Asla bireysel kin, öfke, kızgınlık içinde falan değiliz. Bunları ifade ederken sadece şunu düşünüyoruz, ülkemiz normalleşiyor, demokrasimiz normalleşiyor, artık milletin iradesi belirleyici oluyor ve bundan sonra da öyle olacak. Bunun için ben diyorum, keşke ne o müdahaleler olsaydı ne de bu davalar olsaydı. Ama ülkemizin tarihidir bu. Bundan sonra ülkemizde her şeyi millet iradesi belirleyecek. Bizim için esas olan ülkemizin normalleşmesidir.''
"24. Parlamento, ilk sivil anayasayı yapmalıdır"
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, '' 24. Parlamento, ilk sivil anayasayı yapmalıdır. Biz AK Parti olarak, hükümet olarak anayasa değişikliği ile ilgili çok kararlı bir tutum içerisindeyiz'' dedi.
Atalay, Başpınar Spor Salonu'ndaki AK Parti Kırıkkale 4. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, AK Parti'nin, kısır siyasi çekişmelerin yaşandığı parti olmadığını, 10 yıldır da iktidarda bulunduklarını ve ilk günden daha güçlü şekilde toplumun içinde yer aldıklarını söyledi.
Ülkede, bir dönem iktidar olup da bakanlarının toplum içine çıkamadığı dönemler yaşandığını anımsatan Atalay, ''Genel Başkanımızın sevgisi daha fazla yayılıyor, partimize destek daha fazla artıyor. Gittikçe oyumuz artıyor, her seçimde artı. 2002'de yüzde 34 ile başladık. Son seçimde yüzde 50'ye çıktık ve şimdi yeni yapılan kamuoyu yoklaması var. Hepsinde biz yüzde 53, yüzde 54, yüzde 55 civarındayız. Yani 12 Haziran seçiminden bu yana oyumuz artı. Bu büyük bir mazhariyet'' dedi.
İktidardaki partinin yıpranarak oy kaybetmesi, muhalefetin ise vaatlerle oyunu yükseltmesi gerekirken Türkiye'de tam tersi durum yaşandığına dikkat çeken Atalay, şöyle konuştu:
''Muhalefet, oyunu düşürmeyi başarıyor. Çünkü milletin geleceğiyle ilgili hiçbir şey yok. Bir vizyon, hesap, kitap yok. Sadece iktidarın açığını arama ve iktidarı eleştirme... Bununla milletin oyu alınmıyor kardeşlerim. Çünkü insanlar eskisi gibi değil, rasyonel bakıyor. 'Bu parti gelirse bana, çocuklarıma ülkeme neyi getirecek?' Siz görebiliyor musunuz? Kendi tabanları görmüyor. Araştırmalar şunu gösteriyor, 'CHP'ye oy veririm' diyenlerin yaklaşık yüzde 50'sinin düşüncesi, 'bizde bir liderlik sorunu var'. Yani, kendi genel başkanlarıyla ilgili sorunları var. Burada tabi milletin geleceğiyle ilgili bir umut söz konusu olamaz. Onun için biz inşallah emin adımlarla, dürüstlükle, samimiyetle, ihlasla geleceğe doğru güçlü adımlarla yürüyoruz. Burada daima daha fazla çalışmak, daha fazla samimiyet, daha fazla insanımıza sinerji ulaştırmak, hepimizin görevi. Biz çalışırız, tembellik yapmayız. AK Parti'de konjönktöre, gelişmelere göre bir karar yoktur. Biz stratejik çalışırız. Enerjimizi hiç azaltmadan devam edeceğiz. AK Parti'de istişare vardır, çalışma vardır, tembellik asla yoktur.''
Demokrasiyi, ''millet iradesi, özgürlük, insan hakkı, insana saygı ve sevgi, bütün düşüncelerin, inançların özgürce yaşadığı sistem'' olarak tanımlayan Atalay, AK Parti'nin, kurulduğu günden beri demokrasi alanında Türkiye'yi değiştirdiğini vurguladı.
AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye'nin dışarıda işkencelerle, faili meçhullerle anıldığını hatırlatan Atalay, ''İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye aleyhine çokça işkence davası vardı. Devletin görevlisi vatandaşa işkence yapıyordu. AK Parti, bütün bunları bitirdi. Ceza kanununu değiştirdik. Çünkü o, insana yapılmış bir kötülüktür'' dedi.
-Anayasa değişikliği-
Mevcut anayasa değişmediği takdirde gerçek demokrasinin Türkiye'de kurulamayacağına işaret eden Atalay, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
''Biz 12 Eylül 2010'da büyük değişiklikler yaptık. Siyasetin üzerindeki vesayet mekanizmalarını belli oranda giderdik ama 12 Eylül anayasasıyla Türkiye gerçek demokrasiye kavuşamaz. Bu dönem inşallah 24. Parlamento, burada milletvekillerimiz var, ilk sivil anayasayı yapmalıdır. Biz AK Parti olarak, hükümet olarak anayasa değişikliği ile ilgili çok kararlı bir tutum içerisindeyiz. Yeni anayasa, bu dönem yapılmalıdır. Onun için de muhalefetin eline hiçbir mazeret vermeme konusunda kararlıyız, vermedik zaten. Her partiden komisyona 3'er kişi olacak dediler, 'tamam' dedik. Sayımıza bakmadık. Herkes 3 kişi verdi. Bundan sonra da anayasa değişikliği ile ilgili bu kararlı tutumumuzu sürdüreceğiz. Ama milletimiz de bunun peşini bırakmamalı. Seçim öncesi bütün partiler bu konuda taahhütte bulundu. Bu dönemde bu değişmezse, doğrusu topluma verdiğimiz sözü tutmamış oluruz. Bu dönem bu anayasa kalkmalı, yeni anayasa yapılmalı. Zaten şöyle bir çelişki var. Düşünün, 12 Eylül 1980 yargılanıyor, 12 Eylül 82 Anayasası gündemde hala. Yargılanan o ihtilalin yaptığı anayasa şu anda uygulanıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Eğer 12 Eylül'ün izini silmek istiyorsak, esas o anayasayı değiştirmemiz lazım ve inşallah bunu bu dönem sağlayacağız. Burada biz kararlıyız. Başbakanımız da açıkladı, eğer burada bu sistemle çözümler olmazsa bizim başka elimizde alternatifler de var.''