‘Askeri casusluk ve şantaj soruşturması’ iddianamesi, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. 250 sayfalık iddianamede, aralarında emekli Albay İbrahim Sezer’in de olduğu 16’sı tutuklu 56 şüpheli yer aldı. Mahkeme, 16 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Duruşma, 20 ve 21 Nisan 2011’de yapılacak.
Radikal gazetesinin haberine göre İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede en önemli unsurlar, örgütün yürüttüğü iddia edilen casusluk faaliyetleriyle ilgili. Örgüt lideri olmakla suçlanan emekli Albay İbrahim Sezer ile diğer şüphelilerin ikametgâhlarında ve ofislerinde ele geçirilen dijital veriler ve dokümanlardan yaklaşık 165 bini, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 326, 327 ve 334 sayılı maddeleri kapsamında devletin güvenliği açısından gizli kalması gereken bilgi ve belgelerden oluşuyor. Soruşturmaya başından beri destek veren Genelkurmay Başkanlığı da konuyla ilgili ayrı bir soruşturma yürütüyor. Genelkurmay, bu dokümanların TSK’ya ait ‘gizli’ belgeler olup olmadığını soran savcılığa gönderdiği cevabi yazıda, bu belgelerin 328’inin TCK 326, 6 bininin TCK 327, diğer yaklaşık 159 bininin de TCK 334. madde kapsamına girdiğini belirtti.
YABANCI DEVLETE GEÇERSE
Genelkurmay Başkanlığı’nın yazılarında şu hususlara dikkat çekildi: “Yabancı bir devletin eline geçmesi durumunda yabancı devlete yarar sağlayacak belge ve bilgiler”, “… fotoğraf ve görüntüler düzenlenebilecek saldırı ve sabotajlara yönelik bir keşif bilgisi sağlayacak niteliktedir…”, “Bu belgelerin şüphelide bulunmaması gerekmekte olup, açıklanmaları halinde güvenlik güçlerimizin terör örgütüne karşı verdikleri mücadelede zafiyet yaratacaktır.”
HAKİMLER BİLE ZOR GÖRECEK
Birçoğu ‘devlet sırrı’ kapsamında olan bu belgeleri savcılık, dosyalara koyup mühürleyerek ‘Adli Emanet’e kaldırdı. Belgelerin içeriğini, sadece mahkeme heyeti görebilecek. Bu da Genelkurmay Başkanlığı ile yürütülecek bir prosedürle gerçekleşecek.
Peki ‘devlet sırrı’ olarak kabul edilen ‘son derece gizli’ bu bilgi, belge ve dokümanlarda neler var?
“TSK’nın yerli şirketlerle geliştirdiği savunma projeleri, helikopter ve uçak modernizasyonu, silah üretimine dair gizli bilgiler. TSK’nın savunma stratejileri ile ilgili ‘çok gizli’ yöntem ve planları. Sadece TSK’nın kozmik odasında olması gereken devletin güvenliğine dair yazışmalar. Savaş uçakları, bu uçakların muhafaza edildiği hangarlar, bakım atölyeleri, gizli askeri tesisler, savaş gemileri ve denizaltılar gibi son derece ‘gizli’ yerlerin gizlice çekilmiş video görüntüleri. Türkiye’de stratejik önemi haiz çok sayıdaki askeri tesisin video görüntüleri ve fotoğrafları. Yine askeri stratejik silah, savaş araçları, denizaltıların teknik özelliklerine dair gizli bilgiler. TÜBİTAK’a ait çok sayıda gizlilik dereceli projeler.”
PARA KARŞILIĞI SATIŞ
Örgüt üyelerinin TSK, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı (GES), TÜBİTAK ve Havelsan’a ait gizli bilgi, belge ve görüntüleri casusluk amaçlı elde edip, sakladıkları belirtiliyor. Örgüt üyelerinin, ‘devlet güvenliği’ne ait bu belgelerin bir kısmını para karşılığında ele geçirdikleri, yine bir kısmını da yabancı devletlere satmak için girişimde bulundukları iddia ediliyor.
KOMUTANLARA FUHUŞ YOLUYLA ŞANTAJ
İddianameye göre, askerler İbrahim Sezer ve Zeki Metsen, fuhuş çetesinden sık sık fuhuş amaçlı kadın temin ediyordu. Kiralanan evlerde bu kadınlarla üst düzey komutanların, subayların ve hatta öğrencilerin fuhuş yapması sağlanıyordu. İddianamede suç örgütünün ayrı ayrı hücre yapılanmasına sahip olduğu, örgütünün yaklaşık 5 bin kişinin kişisel verilerini hukuka aykırı olarak kaydettiği belirtildi. İddianameden bir bölüm şöyle:
“Suç örgütünün TSK, TÜBİTAK, Havelsan ve GES komutanlığı gibi devletin en stratejik kurumlarında örgütlenerek ayrı hücre yapılanmalarına gittiği, diğer hücre yapılanmasındaki örgüt mensuplarını tanımadıkları ya da irtibat kurmadıkları, bu hücrelerin başında bulunan örgüt yöneticilerinin bölümlerinde uzman ve etkin şahıslar oldukları, elde ettikleri her türlü bilgi, belgeyi örgütün arşivini de saklayan İbrahim Sezer’e gönderdikleri, örgüt mensuplarının özellikle şantaj amaçlı gizli görüntü elde edilmesi, casusluğa yönelik gizli belge temin edilmesi işlemlerini yürüttükleri, evlere yerleştirdikleri gizli kameralarla bazı kişilerin bayanlarla cinsel ilişkilerini kaydedip şantaj amaçlı kullandıkları, şantaj amaçlı bu materyallerle istifa etmesini ya da emekli olmasını istedikleri askeri personelin şantaj yaparak emekli olmasını, bazen de terfisini engellemek istedikleri kişilerin görev yaptığı kuruma ihbar ve posta yolu ile göndererek hakkında soruşturma başlamasını sağladıkları, devlet güvenliğine ilişkin gizli belgeleri getiren ancak örgüt üyesi olmayan kişilere ücret ödedikleri, TÜBİTAK tarafından TSK içinde yürütülen ülke yararına projeleri durdurmaya, yavaşlatmaya çalıştıkları, casusluk kapsamında elde ettikleri bazı belge ve projeleri yabancı ülkelere pazarlamayı planladıkları anlaşılmıştır.”
‘HERON’LARI YAVAŞLATALIM’
İddianamedeki en önemli iddialardan biri de askerin PKK’yla mücadelesini sekteye uğratmak için yapılan çalışmalar. PKK’yla mücadelede kullanılan Heron’larla ilgili geliştirilecek projenin durdurulması ya da ‘hiç olmazsa’ engellenmesi. Yine insansız hava aracı İHA adlı projenin yavaşlatılması talimatı ele geçirilen belgelerde yer alıyor. Ele geçirilen dokümanlarda TSK’nın güvenli telsiz haberleşmesini sağlayan projeyle ilgili ise şunlar yazılı:
“Dağ kadrosu için tehlikeli. Hava, yer haberleşmesi kriptolu olacak, durduralım. Hiç olmazsa yavaşlatalım. Kripto kodlarını ele geçirmeliyiz.”
Yine ‘Haberleşme/Gözetleme Uydusu Uplink ve Dowlink’ sinyallerinin elektromanyetik koruması adlı projeye ‘durdurulması gereken proje’ yazılmış. KAPAS (Kripta Algoritma ve Protokolleri Analiz Sistemi) Projesi için ise “Önemli. Yurtdışı istek var” notu dikkat çekiyor. ‘İstekler.doc’ adlı belgede “Kemalettin Yakar’dan yabancı bir ülkeye verilecek gemi seyir çizelgesinin alınması” notu var. “Birden Hanım’a ulaştırılacak” adlı dosyada “Birden Çetinkaya’nın eşi üzerinden bir yabancı ülkedeki müşterilerine TSK’ya ait gizli belge ve savunma sanayisiyle ilgili proje dosyaları gönderileceği” notu düşülmüş.
İDDİANAMEDE 68 KİŞİ MÜŞTEKİ
Soruşturma, 4 Ağustos 2010’da emniyete fuhuş ihbarıyla başladı. İddianamede emekli Tuğamiral Türker Ertürk, Tümamiral Mücahit Şişlioğlu, Balyoz tutuklusu Kurmay Albay Muharrem Nuri Alacalı dahil 68 kişi müşteki (mağdur). Tutuklu sanıklar ise şunlar: İbrahim Sezer, Tamer Zorlubaş, Zeki Mesten, Mehmet Seyfettin Alevcan, Yücel Çipli, Mehmet Emrah Küçükakça, Mehmet Emre Sezenler, Alper Eylem Ersoy, Merdan Metin, Yiğit Ali Adlığ, Burak Çetin, Deniz Mehmet Irak, Ali Haydar Eser, Erem Saltuk Baysal, Esin Tolga Uçar, Necmi Yıldırım.
MÜEBBETE KADAR CEZASI VAR
TCK 326, 327 ve 334 sayılı maddeler, ‘Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk’la ilgili suçları düzenliyor.
DEVLETİN GÜVENLİĞİNE DAİR BELGELER
Madde 326 - (1) Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları kısmen veya tamamen yok eden, tahrip eden veya bunlar üzerinde sahtecilik yapan veya geçici de olsa, bunları tahsis olundukları yerden başka bir yerde kullanan, hileyle alan veya çalan kimseye 8 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Yukarıdaki yazılı fiiller, savaş sırasında işlenmiş veya devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuş ise müebbet hapis cezası verilir.
DEVLETİN GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN BİLGİ TEMİN ETME
Madde 327 - (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuşsa müebbet hapis cezası verilir.
YASAKLANAN BİLGİLERİ TEMİN
Madde 334 - (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin edene 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise faile 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilir.