EMASYA protokolü 4 Şubat'ta kaldırıldı. Fakat bu iptalin sadece kağıt üzerinde kaldığı ortaya çıktı. 8 Şubat 2010 tarihli ve tüm askeri birliklere gönderilen "GİZLİ" emirde protokolün kalktığı hatırlatılarak "söz konusu iptal işlemi, toplumsal olaylara müdahale planlaması icrası açısından herhangi bir değişiklik getirmemiştir. Garnizon komutanları bu tür görevleri 5442 sayılı il idaresi kanunu esasları dahilinde ve Genelkurmay'ın emirleri çerçevesinde devam edilecektir" deniliyor.
BALYOZ SONRASI İPTAL
Taraf Gazetesi'nin gündeme taşıdığı Balyoz Darbe Planı'nın ortaya çıkmasından sonra gözler EMASYA protokolüne çevrilmişti. Seminere katılan ve planlarda imzası olan emekli Orgeneral Çetin Doğan "EMASYA protokolü çerçevesinde" bu tip toplantılar yaptıklarını açıklamıştı. Hatta darbe planlarının yapıldığı toplantının ses kayıtlarında Çetin Doğan, EMASYA protokolünü "paşa paşa imzalattıklarını" söylemişti. Oluşan kamuoyu hassasiyeti sebebiyle 04 Şubat'ta protokol yürürlükten kaldırıldı. Fakat hukukçular EMASYA protokolünün kaldırılmasının Balyoz benzeri planların yapılmasının önüne geçemeyeceğini iddia edip 5442 sayılı İller İdaresi Kanunu'nun 11/D maddesinin de yeniden düzenlenmesi gerektiğini iddia etti. Hukukçuların endişesini doğrulayan belge ise ortaya çıktı. 8 Şubat 2010 tarihinde tüm askeri birliklere gönderilen 'GİZLİ' ve 'ÇOK İVEDİ' emirde EMASYA protokolü kalksa da çalışmalara devam edilmesi tebliğ ediliyor.
EMİR ÇERÇEVESİNDE
Tek sayfalık emirde 7 Temmuz 1997'de imzalanan EMASYA protokolünün kaldırıldığı, söz konusu durum nedeniyle yıllık seminerin iptal edilerek ileri bir tarihe ertelendiği belirtilerek "Söz konusu iptal işlemi, toplumsal olaylara müdahale planlaması icrası açısından herhangi bir değişiklik getirmemiştir. Garnizon komutanları bu tür görevleri 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu esasları dahilinde ve Genelkurmay Başkanlığı emirleri çerçevesinde yapmaya devam edeceklerdir" deniliyor. Emirde ayrıca 'yeni durum'la ilgili olarak bilahare detaylı emirlerin yollanacağı hatırlatılıyor.
BAŞBUĞ DA 'YETER' DEMİŞTİ
Hatırlanacağı gibi Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ da Hürriyet'e verdiği röportajda EMASYA protokolünün iptalinin kendileri açısından önemli olmadığını, İl İdaresi Kanunu'nun her türlü yetkiyi tanıdığını söylemişti.
CHP iptal için mahkemeye gitti
5442 sayılı İl İdaresi Kanunu aslında 1949 yılına ait. Bugüne kadar 1980 ve 1996 yıllarında iki kez değişti. Son olarak da 1997'de 11/D maddesine öyle ilaveler yapıldı ki neredeyse tüm Türkiye 'sürekli olağanüstü hal uygulamasına' geçmiş oldu. İşte bu noktada dönemin CHP milletvekilleri Mümtaz Soysal, Oya Araslı ve 113 arkadaşı 5442 sayılı kanunun 11/D maddesinde yapılan düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle mahkemeye gitti. Soysal'ın iptal dilekçesinde, "İptali istenen yasa ile olağan rejimin istisnası olağanüstü hal, bölge, süre, neden ve konu sınırlaması getirmeksizin, soyut, genel ve en önemlisi sürekli bir hukuk metni ile 'olağan hal'e yayılarak 'istisna olmaktan çıkartılmış' ancak hukuk içi rejim olarak kalabilecek olağanüstü haller 'kanuni' fakat 'gayri hukuki' bir duruma getirilmiştir" deniyor.
İSTİSNAİ BİR DURUM
Yani 11/D ile Anayasa'da 'istisnai durum' olarak düzenlenen 'olağanüstü hal' tüm yurda yayıldı ve kural haline getirildi. Ayrıca getirilen düzenlemelerin sivil otorite ile asker arasında karmaşaya neden olduğunu, tüm yetkinin askeri birlik komutanlarına verilmesinin askeri rejime neden olacağı eleştirileri de sıralanıyor. Anayasa Mahkemesi 1999/68 sayılı kararı ile 11/D maddesi içinde yer alan küçük bir düzenlemeyi iptal etti. Ama diğer düzenlemeler aynen kaldı.
HABER: Adem Yavuz ARSLAN