Onlar Türkiye'nin beyaz Türkleri idi. "servet düşmanlığı" yaparak çıktılar yola... "Halk devrimi" yapacaklardı... "Eşitlik" sağlayacaklardı.
Ama ne oldu?..
"Marksizm"in rantını yiye yiye "kapitalizm"in kucağına oturdular... Millet "gecekondu"larda oturup, "Birinci" cigarası tüttürmeye devam etti, ama onlar "Amerikan emperyalizmi"nin simgesi "Marlboro" sigarası tüttürmeye, "viski" içmeye ve "yalı"larda oturmaya başladı!..
Ama, "Hak ve halk düşmanlıkları" aynen devam etti... Bu düşmanlıklarını "sızdıkları" bürokraside, yuvalandıkları "örgüt"lerde ve köşe başını tuttukları "gazete/televizyon"larda sürdürdüler!..
Bir tek "sanat" sektörü kalmıştı, oraya da sıçrattılar "ideoloji"lerini!..
İşte Fazıl Say...
Hangi Fazı Say'mı?
Siyasilerle sanatçılarla girdiği polemiklerle, halkı aşağılamalarıyla Türkiye'de gündene gelebilen Piyanist Fazı Say...
Habername'nin usta Kalemi Aslan Değirmenci'den derin bir Fazıl Say analizi...
http://www.habername.com/yazi/aslan-degirmenci-ahmet-kaya,-sezen-aksu-ve-fazil-say-5037.htm