Kimi demokrasi, hukuk ve özgürlük adına reformu destekliyor, kimi uğradığı haksızlığı yargıya götürebilecek olmanın heyecanını yaşıyor. 28 Şubat sürecinde YAŞ kararıyla ordudan atılan Prof. Dr. İskender Pala, "Yargı beni haklı bulur ya da bulmaz. Ama ben kızımın o günlerde döktüğü gözyaşını, diğer çocuğumun arkadaşları tarafından dışlanmasını unutmadım." diyor.
Anayasa değişikliğinin referandumda kabul edilmesi halinde, yargısız infazla ordudan atılan yüzlerce mağdur için yeni bir kapı açılacak. Kendileriyle ilgili verilen Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) kararını yargıya götürüp haklarını arayabilecekler. Edebiyat dünyasının usta kalemi Prof. Dr. İskender Pala da 13 Eylül sabahını bekleyenlerden. 15 yıllık subaylık hayatı, 28 Şubat sürecinde sorgusuz sualsiz son bulmuştu. O gün henüz 8 yaşında olan kızının döktüğü gözyaşlarını hiç unutamamış. 10 yaşındaki diğer çocuğunun arkadaşları tarafından dışlandığını, sosyal hayatta çok zor günler geçirdiklerini anlatıyor. "İnsanların vebalı gibi benden kaçtıkları günler hâlâ gözümün önünde." diyen Pala, anayasa değişikliğinin, yaşadığı acıları bir nebze de olsa hafifleteceğine inanıyor. Referandum öncesi duygularını şu sözlerle özetliyor: "TSK benim için hâlâ peygamber ocağıdır. Kötü niyetli insanların keyfî uygulamaları nedeniyle yaşadığım acıların telafisini istiyorum. Bazı kötü insanların yargısız infaz yolu ile hakkımda aldıkları kararlardan dolayı mağdur edilmiş olmamın karşılığını elbette istiyorum."
İskender Pala, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ni bitirdikten sonra, askeri sınavlara girmiş ve edebiyat öğretmeni olarak TSK'ne adım atmıştı. İlk görev yeri de Bahriye'nin en gözde okullarından Heybeliada Deniz Lisesi'ydi. Fakat eşinin başörtülü olması hemen dikkat çekti. Astsubay Hazırlama Okulu'na tayin edildi. Dindar bir subay olması nedeniyle uğradığı haksızlıklar, meslek yaşamı boyunca peşini bırakmadı. Eşinin başörtülü olması nedeniyle askeri gazinodan çıkarıldığı gün de onlardan biri. O anın acısını hâlâ içinde taşıyor. 1982 yılında başlayan meslek hayatı, binbaşı rütbesindeyken, emekliliğine birkaç ay kala 1996 yılında YAŞ kararıyla son buldu. Parlak siciline rağmen 'disiplinsizlik' gerekçesiyle ordudan atılmasını içine sindiremeyen Pala, yaşanan mağduriyetleri gündeme getirmek amacıyla, "İki Darbe Arasında" isimli bir kitap da kaleme almıştı. O günlerde arayamadığı hakkını referandumdan sonra aramayı düşünüyor. Ona göre bu maddenin pakette yer alması 'büyük bir fırsat'. Ünlü edebiyatçı, "Demokratikleşme paketini bir kere okumuş bütün ülke insanları, referandumda 'hayır' demelerinin çılgınlık olduğunu kendileri göreceklerdir. Ben 'evet' kararının çıkacağını düşünüyorum." diyor. Son YAŞ toplantısında ihraç kararının çıkmamasını da önemli bulmuş. "Bence askerler de referandumda 'evet' çıkacağını düşünüyor. Askerler de siviller de belli bir süreç içerisinde demokratikleşiyor." ifadesini kullanıyor.
Pala, ordudan ihraç edilen birçok insanların toplumda 'lekeli', 'vatan haini' muamelesi görmesinden de şikayetçi. Bir çeşit iade-i itibar istiyor. Bunun nasıl sağlanacağıyla ilgili şu öneride bulunuyor: "Belki cumhurbaşkanı, belki Genelkurmay başkanı, 'Siz bir zamanlar mağdur edildiniz, bu devletimizin ayıbıdır' diyerek yargısız infaza uğrayan YAŞ mağdurlarını taltif edebilir. 'Bu ülkenin kanunları size haksızlık yaptı, özür diliyoruz.' denebilir."
Prof. Kahramanyol: Darbeci zihniyete karşı 'evet' diyeceğim
YAŞ kararıyla ordudan atılan Tabip Albay Prof. Mustafa Kahramanyol'u, iş ararken Genelkurmay engeliyle karşılaşması ikinci kez yıkmış. Öğretim üyeliğinin önü, Genelkurmay'ın YÖK'e gönderdiği yazıyla kesilmiş. Aynı sıkıntıların bir daha yaşanmaması ve darbeci zihniyetin ortadan kaldırılması için referanduma destek vereceğini söylüyor.
YAŞ kararıyla haksız yere ordudan ihraç edilen subaylardan biri de Tabip Albay Prof. Dr. Mustafa Kahramanyol. 28 Şubat sürecinde ordudan atılan Kahramanyol, 1982'de başlayan haksız ihraçların ağır bilançosunda kendi acısının hafif kaldığını söylüyor. Kahramanyol, anayasa değişikliğinin 'evet' ile sonuçlanmasıyla TSK personelinin kafasında sallanan YAŞ kılıcının artık yere ineceğini savunuyor.
Hacımustafaoğulları: Binbaşıyken er rütbesinde emekli edildim
Mustafa Hacımustafaoğulları da YAŞ kararıyla ordudan atılanlar arasında. Binbaşı iken, rütbesi düşürülüp emekli edilmiş. "Ne ile suçlandığımı 13 yıldır öğrenemedim." diyor. Referan-dumla birlikte bu tür atılmalara yargı yolu açılacağına dikkat çekerken, darbecilerle ilgili davalara müdahil olacağını vurguluyor.
ZAMAN