Arınç'tan Ülkücüler'i kızdıracak sözler

Bülent Arınç'ın hedefinde ülkücüler vardı! Çözüm sürecine destek için bir adım geride durmaya tercih eden ülkücüleri bu sözlerle eleştirdi;

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Habertürk'e çarpıcı açıklamalar yaptı. Çözüm sürecini değerlendiren Arınç, MHP tabanının aslında sürece destek vermek istediğini belirtti ve sürece destek konusunda bir adım geride duran ülkücüleri eleştirdi; Ben ülkücüyüm diyenler BBP'ye baksınlar

Arınç, Habertürk TV'den Belkıs Kılıçkaya'nın sorularını yanıtladı. Akil İnsanlar Heyeti'ne ilişkin şunları söyledi:

"Akil İnsanlar, saygın insanlardır. Bu çözüm sürecinin başarıya ulaşması için herkes bildiği güzel şeyleri yapmalıdır. Herkes yön verici çabanın içerisinde olmalıdır. Toplumumuzun barış için yaşamasını amaçlıyor bu çözüm süreci.

CHP seçmenleri üzerinde yapılan anketlerin sonucuna bakarsak %50'yakını olumlu görüyor.

Genel merkeziyle seçmeniyle büyük bir ayrışma noktasına gelmiş iki parti var. Bunlar tabi CHP ile MHP'dir.

Gerçekleri kabul edelim. Terörle mücadele ettik. Dağa çıkmalar durmadı. Bir de bu durumu deneyelim dedik. Muhsin Yazıcıoğlu sağ olsaydı bu sürece destek verirdi. MHP'nin tabanı süreci desteklemek istiyor"

Arınç'ın açıklamalarının devamı ise şöyle;

- PKK'lı 3 kadın infaz edildi. Aydınlatıcı bir bilgi geldi mi?

Paris'teki infazlar vahşicedir. Düşüncelerini beğenmesemde geçmişte PKK'nın kurucularından olsalarda fevkalade acı buldum. o zaman kendini milliyetçi zanneden kişiler beddua ettiler ama bu benim kabul edeceğim bir şey değil. Yargısız infazla kendi evlerinde vahşice öldürülmüş olması acıdır.

Yakalanan kişiye odaklanıldı, soruşturma sürüyor.

Yarın milletvekili ve senatörler konuşacam ama bu konuyu onlarla konuşmam ne kadar aydılatıcı onu bilmiyorum. Fransa'nın şöyle bir özelliği var soruşturmayı daha uzun ve geniş tutuyor ama yargılama kısa sürüyor. İyi bir soruşturma yapıldığını büyükelçim söyledi.

Bu kime mesajdı?

Yapan kişi çok yakınlarında olduğuna göre nasıl oluyorda 3 kişi başlarına kurşun sıkılarak öldürülüyor. Bunu bizim bilme şansımız yok.

Uzlaşma sağlanamazsa, Türkiye 12 Eylül darbesinin gölgesindeki bir anayasa ile devam edilebilir mi? Böyle bir ihtimal var mı?

Bu dönemde çağdaş bir anayasa yapılması bizim hedefimizdi. Yeni bir anayasa yapma çalışması devam ediyor. Henüz sonuçlanmadı. Düşük de olsa sonuçlanma ihtimali var. AK Parti olarak, karşı tarafın yeni bir anayasa yapma niyeti yoksa bunu bizzat yapma niyetindeyiz.

A-B planı varsa, A planı bunu bütün partilerle bir arada yapmaktır. Bunu dışımızdaki partiler engelliyorsa o zaman B planını yaparız.

Bizim bir teklifimiz var. "Sizinle birlikte çalışalım sizin de tekliflerinizi bunun içerisine koyalım" diyebileceğimiz bir siyasi tur yapabiliriz. Muhtemelen CHP ile başlar MHP ve BDP olarak devam eder. Onlardan alacağımız cevap bizim yeni yapacağımız anayasayı referanduma sunacak çoğunluğu temin edecek ise B planını uygularız. Kesinlikle böyle bir imkan bulunamadıysa halka söyleyeceğimiz çok dürüst bir söz var. Ey millet bize bunu yaptırmadılar, kendileri de yapmadı. Ama ben 2015 seçimlerinden sonra size temiz bir anayasa yapacağım. Siz de istiyorsanız seçime gidelim diyeceğiz.

- CHP'nin vatandaşlık kavramı Türk ulusu sizinki Türk milleti, ikisi arasında fark var mı?

Onlara göre fark olmaması lazım. Biz ulusalcılık, milliyetçilik dediğimiz zaman "İkisi de aynı değil mi?" diyorlar. Çelişkiye düşmesinler.

Türk ulusu, Türk milleti demek bizi rahatsız etmez. Bu sözler bazı etnisiteleri rahatsız ediyorsa bunu izale edecek anonim bir anayasa yapmak gerekir. Etnisiteye vurgu yapan anayasa doğru değil. Hepimizi ifade eden bir cümle bulabiliriz.

- Anayasanın ilk 4 maddesi kalırsa ve bu ruhu da kalırsa aslında anayasayı değiştirmiş olur muyuz?

Meclis başkanımız 4 partiden eşit miktarda üye istedi. Komisyon kuruldu ve kendi iç tüzüklerini yaptılar. Aslında burada çok ciddi noktalar. 4 partiden birinin kabul etmemesi durumunda kabul edilmiyor. İçlerinden birinin masadan kalkması durumunda komisyon dağılıyor. Kırmızı çizgiler olmadan yola çıkıldı.

Teorik olarak yeni bir anayasa yapılırken bu maddeleri daha da zenginleştirmek ve açıklamak mümkün.

Bu anayasanın temeli ruhu ve kalbi 12 eylül 2010 referandumuyla yok oldu. Bu anayasa hükümsüz geçersiz. İçi boş, 75 maddesi değiştirilmiş. Yenisini yapamadığımız için hala yürürlükte.

Bülent Arınç başkanlık sistemiyle ilgili şu açıklamalar da bulundu:

Türkiye'de daha güçlü bir yönetim sergileyebilmek için başkanlık ve yarı başkanlık sistemini tartışalım dedik. Muhalefet ayağa kalktı. Bu yöntemler cumhuriyet karşıtı değil. Parlementer olanının karşıtı yada daha güçlüsü. Bu konuda mutakabat ve red ortaya çıkmadı.

Mevcut anayasa ile bunu yapacaksak yeni cumhurbaşkanımızı halkımız seçecek. Cumhurbaşkanı bu anayasadaki haklarını kullanacak. Gayet iyi kullanır. Ancak ileride parlamentodaki güçle cumhurbaşkanı ile arasında çelişkiler çıkabilir. O ihtimali de başkaları düşünsün. Biz mevcut sistem içerisinde bunu çok iyi yönetiriz diye düşünüyorum.

"3 DÖNEM ŞARTI UYGULANMALIDIR"

Arınç son olarak AK Parti'deki 3 dönem şartıyla ilgili Parti içi demokrasi açısından önemli. Kişilere dayalı siyaset yapmak yerine kurumsallaşmış bir AK Parti'nin daha güçlü olacağını düşünüyoruz. Benim kararım bu çok doğrudur, uygulanmalıdır" dedi. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Perde Arkası Haberleri