Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun terör örgütü Ergenekon davalarının görüldüğü mahkemelerini eleştirmesine, "Bak söylediğim şu, bir gün milletvekilliğin sona ererse sana mahkemeden celp gelir... Aklını başına topla, sonra 'aman yargı canım yargı' dersin, bir işe yaramaz." ifadeleriyle değerlendirdi.
Arınç, eşi Münevver Arınç ile birlikte AK Parti Bursa Teşkilatı tarafından Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen bayramlaşma törenine katıldı. Ramazan ayının huzurlu bir şekilde bittiğini belirten Arınç, ufak tefek arızalar olmasa da can sıkıcı olaylar olsa da geçmiş Ramazanlara göre daha büyük huzur ve sükunet içerisinde yaşadıklarını kaydetti.
"GEÇMİŞ BAYRAMLARDA KARAKOLAR BASILIRDI"
Geçmişte yaşanan terör olaylarını hatırlatan Arınç, şöyle konuştu: "Bayramlarda karakollar basılır askerlerimiz şehit olur, mayınlar patlar, sokakta kadınlar karınlarındaki yavruları ile havaya uçardı. Acı içinde bayram yapmanın lezzetine varamazdık. Çok şükür bu bayram öyle değil. Çözüm sürecinde 8 aydır, yol kesmelerin, baskınlar, pusular yok. Allah sonuna ulaştırsın. Artık şehit cenazelerinde gözyaşı döken anneler babalar yok denecek kadar azaldı. Büyük tabloya baktığımızda hamdolsun geçmişte yaşadığımız acıları artık bu yıl yaşamadık, Allah nazardan saklasın, fitne ve fesattan korusun. Zalimlere fırsat vermesin."
"BAKANIMIZA HÜKEMETİMİZ ADINA TEŞEKKÜR EDİYORUM"
Arınç, şunları dile getirdi: "Arife günü kucaklaşarak en güzel şekilde bitti, memurlar ve çalışanlarımızı çok büyük haklar elde ettiler. Arkadaşlar 175 lira az değil. Biz her ay memurun maaşını, bayram öncesine denk geldiğinde bayramdan önce ödeyerek görevini yapan bir hükümetimiz. Unutmayın Euro bölgesinde ki pek çok ülke işçilerin maaşını ödeyemediler. Yunanistan'da milletvekilleri, memurlar maaş alamadı. Bu yapılan toplu sözleşme ile sadece memurlar değil, emekliler de önemli haklar elde ettiler. Sayın bakanımıza hükümetimiz adına bu başarıda teşekkür ediyorum.”
Memur Sen’i de tebrik eden Arınç, şöyle devam etti: "Memur Sen'i Bursa’da ziyaret ettiğimde bu toplu sözleşme nedeniyle tebrik etmiştim. Bursa'nın bazı siyasetçileri beni eleştirmişti, 'Memur Sen'in propagandasını yapıyor' diye. Memur Sen bunu hak ediyor da onun için yapıyorum. Referandum da bir tek Memur Sen 'evet' dedi. O 'evet' sayesinde toplu görüşme yapılıyor, toplu görüşme yapılıyor, çay kahve içiliyor, hükümet asgariyi belirliyordu. Şimdi çatır çatır anayasada toplu görüşmeyi yazdıran Memur Sen de onun için tebrik ediyorum. Ülkeyi böldünüz diyenler, her halde toplu sözleşmenin bereketi karşısında içlerinden helal olsun memur sene diyordur. Hadi hükümete etmeyin, şımarmayalım ama Memur Sen'e edin."
"ŞÖYLE GİDER GİBİ YAPSAK, 1 AY MAAŞ ÖDEYEMEZLER"
Hükümetin iktidardan bir süreliğine gitmesi halinde ülkenin zor durumda kalacağını savunan Arınç, şöyle devam etti: "Bazen aklıma geliyor, Allah muhafaza, bu hükümet gitse de, şöyle yalancıktan gider gibi yapsak, 3-5 ay gitsek vallahi bunlar bir ay maaş ödeyemez. Her şey perişan olur. İşimizi sağlam tutalım. Biz varsak, AK Parti varsa, 11 yıldır devam eden bu bereket, doğru yoldan sapmadıkça, Allah bu birliğimizi devam ettirdikçe bu bereket devam edecek. 10 sene kaldı. 10 sene sonra herkese 25 bin dolar milli gelir. Yapabilir miyiz yaparız."
Yerel seçimlerde kimlerin aday olup olmayacağına ilerleyen günlerde karar vereceklerini belirten Arınç, “Şöyle bir performans karnesine bakacağız, kim devam eder, kim başka görevlerde başarılı olur bakacağız. Sonra milletin önüne gideceğiz. Kötünün içinden iyisini seçmek marifet değil, iyisinin içinden en iyisini seçmek marifettir. Gelsin AK Parti'nin adaylarına baksın, anasının ak sütü gibi helal oyunu kullansın.”
"İYİ BİR CUMHURBAŞKANI SEÇECEĞİZ"
Seçimlerde gizli açık ittifaklar olacağını, AK Parti kazanmasın diye ihanet şebekesinin çalışacağını, eski – yeni kavgası çıkartılmak isteneceğini vurgulayan Arınç, buna rağmen en büyük müjdeyi Bursa’dan genel merkeze vereceklerini söyledi. Arınç, hemen arkasından Cumhurbaşkanlığı seçimi olacağını hatırlatarak, “İnşallah hep birlikte iyi bir cumhurbaşkanı, Türkiye’ye yakışan bir cumhurbaşkanını seçmiş olacağız.” dedi.
Konuşmasının son bölümünü Ergenekon davasına ayıran Arınç, şunları ifade etti: “Bize düşen insani bir davranış sergilemektir, herkese geçmiş olsun. Bu bir yargı kararıdır, temyiz vardır. Kesinleşmiş karar olursa diyecek bir şeyimiz kalmaz. Bu önemli bir dava. Son 11 yılda böyle bir dava ve benzeri davalar açıldı. Daha önce Türkiye bu tür davalar görmedi, niçin şimdi görmüyor, bunu herkesin anladığını zannediyorum. Çünkü Türkiye demokratikleşiyor, sivil asker ilişkileri batı normlarında çağdaş bir yere kalkıyor, Türkiye'de ayrımcılık kalkıyor. Geçmişte darbeler, müdahaleler, cuntalar yaşandı. Rahmetli Rüştü Erdalvun'u yargıladılar. Üç beş sene evvel deniz kuvvetleri komutanı yargılandı, rütbeleri söküldü. Örnekleri var. Talat Aydemir’leri hatırlayın, darbe yapmaya çalışmıştı, iki üç tanesi idam edildi, diğerleri cezalandırıldı. Bizim dönemizde de gizli açık tehditler, cuntacılık olduğunu savcıların iddianamelerinden anladık.”
"KARARI BİZ VERMEDİK, HAKİMLER VERDİ, HAKİMLER UZAYDAN MI İNDİ?"
İçlerinde Genel Kurmay başkanlarının bulunduğunu hatırlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Niye bu kadar ağır cezalar aldılar’ Kararı biz vermedik, hakimler verdi. Hakimler uzaydan mı indi. Ortada hiç deli yok mu, oturup hayali kara mı yazdılar. Hayır, buların hepsi kıdemli hakimler, önlerinde deliller var, onlara göre verdiler. Bunlar yeterli değildir, öyleyse üst mahkemede değerlendirilir.”
"YASSIADA’DA BAŞBAKANI ASAN MAHKEMEYLE İFTİHAR ETTİNİZ"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, ‘Bu yargı meşru değildir’ dediğini vurgulayan Arınç, şu ifadeleri kullandı: "Olur mu böyle bir şey. ‘Bunların hepsi tutsaktır’, ‘Silivri zindanları’ diyor, bunlar bir siyasetçiye yakışmaz, bunlar yanlış... Bunlar haddini aşan sözlerdir. İki şekilde yanlıştır, bir bu yargı işinize geldiğinde yere göre sığdıramazdınız, ey CHP Yassıada'da bir ucubeyi kurup, başbakanı, bakanları idam ettiğinde siz o mahkeme ile iftihar ettiniz. Hepiniz onları alkışladınız, kucakladınız. Bundan önceki anayasa mahkemesi her parti kapattığında alkışladınız, AK Parti hakkında kapatma davası açıldığında yargıya söz söyletmeyiniz, ağımsızdır' dediniz, Refah, Fazilet kapatılırken zil takıp oynamıştınız. Unutmayın Recep Tayyip Erdoğan Siirt'te herkesin bildiği bir şiiri okuyup hapse mahkum edildiğinde sevinmiş, sinsiz sinsi gülüyordunuz. Başbakanın 4,5 ay cezaevinde kalmasına yol açtı o yardı. 367 rezaleti için anayasa mahkemesine siz gittiniz. 27 Nisan'ı alkışlayan insanlar, mahkemeler ne yapıyorsa, giyotin böyle işlediği zaman alkış tutuyordunuz. Türkiye'de her şey oldu. 28 Şubat’ta, yaş kararlarıyla sokakta dilenecek haline geldi, intihar edenler oldu. 11 madalya takılı bir binbaşı, son madalyasını aldığında ordudan atılıyordu eşinin başı örtülü diye. Bugün ordudan atılan o komutan çok şükür kurmay albay rütbesi ile hamdolsun emekli oldu."
“KILIÇDAROĞLU, BAK BU SÖZLERDEN VAZGEÇ, SONRA KESER DÖNER, SAP DÖNER”
Rahmetli Erbakan 78 yaşında cezaevine girsin diye anayasa mahkemesine gidenlerin bugün yargıyı beğenmediğine dikkat çeken Arınç, tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "Bir defa edepli olacağız. Beğensek de beğenmesek de bu mahkemeler olacak, bu hakimler olacak. İyi karar verir, yanlış karar verir, bunların kontrol mekanizmaları var. Yargıtay var, bireysel başvuru var, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var, hepsi var. ‘Bu mahkemeler gayri meşru, tanıyorum’ demek haddini bilmemezlik olur. Sayın Kılıçdaroğlu! Bak bu sözlerden vazgeç, sonra keser döner, sap döner, hesap döner. Bak ne olur biliyor musun, bu mahkemelerin karşısına çıkmak zorunda kalabilirsin. ‘Bu adam ne demek istiyor?’ Hiçbir şey, iki kere iki dört.”
“SONRA ‘AMAN YARGI CANIM YARGI’ DERSİN”
Kılıçdaroğlu’nun milletvekilliğinin düşmesi durumunda mahkemelerin, ‘Buyur, mahkemeye gel’ diyebileceğini ifade eden Arınç, “Ananın babanın adını sormaya başlarlar. Efendim koskoca Kılıçdaroğlu, niye milletvekilliği düşsün? Dervişe sormuşlar, ‘deve iğnenin deliğinden geçer mi?’ diye. ‘Geçer’ demiş, ‘nasıl geçer’ demişler. Demiş ki ‘Allah dilerse geçirir. Ya deveyi küçültür, iğne deliğini büyütür ama geçirir.’ Bak söylediğim şu; Bir gün milletvekilliğin sona ererse sana mahkemeden celp gelir. ‘Ben koskoca Kemal Kılıçdaroğlu’yum’ Ben sana kırk ihtimalden üçün söyleyeyim; Bugün iyilik günü. Bak, sen bir gün bırakabilirsin, bu partiden hayat yok diyebilirsin, ‘Ne uzuyor ne kısalıyor, kardeşim’ Siyaseti bırakmaya kara verdin, ‘Gel bakalım’ diyecekler, 7-8 dosyan var. Ya da hiç ummadığı bir zamanda ki artık umduğunu zannediyorum, bir başkası gelecek senin genel başkanlığını elinden alacak, milletvekili de yapmayacak seni, ne olacak o zaman? Ananın adı, babanın adı, doğum tarihini soracaklar. Her türlü ihtimali kafana topla. ‘Bu adam uyarmıştı, demişti’ dersin. 37 ihtimalini söylemiyim, 3 yeter. Aklını başına topla, sonra ‘aman yargı canım yargı’ dersin, bir işe yaramaz.” şeklinde konuştu.
KAYNAK:CİHAN