Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Toplantı sonrası Bülent Arınç Bakanlar Kurulu'nda ele alınan konularla birlikte Reyhanlı patlaması, Hizbullah'ın Esed'in yanında yer almasına ilişkin iddilara cevap verdi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Apaydın Kampı'na da maalesef bir saldırı düşünülmüş ve oradaki sığınmacılara karşı bir hareket planlanmıştır. Bununla ilgili soruşturma devam etmektedir. O saldırıyı planlayanların içerisinde CHP heyetini Esed ile buluşturmaya götüren kişilerin olduğu da bilinmektedir" dedi.
Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilere açıklama yaptı, soruları yanıtladı.
Başbakan Yardımcısı Arınç, toplantıda Merkez Bankası ve diğer yetkililerin para politikaları hakkında yıllık değerlendirmelerini kurul üyelerine sunduğunu bildirdi. Genel gidişatın olumlu olduğu yönünde sunumlar yapıldığını dile getiren Arınç, enflasyonun 2013'ün yüzde 5 hedefine yakın bir düzeyde tamamlanmasının, büyümenin 2013-2015 döneminde daha dengeli bir seyir izlemesi ve kademeli olarak hız kazanmasının beklendiğini söyledi.
Arınç, yapısal reformlar alanında kaydedilecek ilerlemelerin Türkiye'nin potansiyel ve sürdürülebilir büyüme hızını daha da arttıracağı değerlendirmesinin yapıldığını belirtti.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın "Tüketicinin Korunmasıhakkında Kanun Tasarısı" hakkında kurula bilgi sunduğunu ifade eden Arınç, genel ve beklenen bir düzenleme olması sebebiyle tasarının imzalanması ve TBMM'ye gönderilmesi kararı alındığını söyledi. Arınç, tasarının 1995 yılında çıkan ve daha sonra bazı değişikliklere uğrayan, ancak şimdi bu alanda yapılmış tüm düzenlemelerin üstünde daha güncelve tüketicinin lehine bazı hükümler içerdiğini kaydetti.
Toplantıda, AB'ye katılım süreci çalışmaları konusunda AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış tarafından bilgi verildiğini dile getiren Arınç, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç'ın yurt dışı ziyaretleri nedeniyle Bakanlar Kurulu'na katılamadığını aktardı. Arınç, toplantıda, iç ve dış gelişmelerle, güvenlikle ilgili konuların konuşulduğunu bildirdi.
HİZBULLAH'IN SURİYE'DE MUHALİFLERLE ÇATIŞMASI
Bir gazetecinin, Hizbullah'ın Suriyeli muhaliflere savaş ilan ettiğini ifade ederek, "Son Reyhanlı saldırısında da Hizbullah'ın saldırıdan 4 gün önceTürkiye'de eylem yapacağı istihbaratının olduğu belirtiliyor. Bu yönde biristihbarat var mıdır size gelen bilgiler arasında? Son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz. Reyhanlı saldırısı bugün gündeme geldi mi?" şeklindeki sorusu üzerine, Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki gün Reyhanlı'da halkla bir arada olduğunu hatırlattı.
Arınç, Erdoğan'ın hastane, ev ziyaretleri ve toplantılar yaparak, yaraların sarılması konusunda vatandaşların acılarını paylaşma noktasında yararlı bir gezi yaptığını düşündüğünü ifade etti.
Başbakan Erdoğan'ın olayın olduğu günlerde ABD ziyaretinde bulunduğunu ancak bir başbakan yardımcısı ve 3 bakanın Reyhanlı'ya gittiğini anlatan Arınç, Erdoğan'ın ABD ziyareti sonrası Reyhanlı'ya ziyarette bulunacağını da açıkladığını vurguladı.
"Çok haklı ve çok makul bir sebeple Reyhanlıya hemen gidememiş olmasını ne yazık ki anamuhalefet partisi lideri vıcık vıcık afederseniz, ciddiyetsiz bir şekilde hala eleştirmeye devam ediyor" diyen Arınç, şöyle devam etti:
"Aslında ciddiyetsiz olan kendisinin tavrıdır. Çünkü Reyhanlı'yı ilk ziyaret ettiğinde buraya siyaset yapmak için gelmediğini söylemiş. Sadece başsağılğı dileklerinde bulunacağını ifade etmişken, 10 dakika sonra yine hükümetimizi, başbakanımızı hedef alan çirkin yakıştırmalarla, vıcık vıcık bir iç politika yapmıştı."
Başbakan Erdoğan'ın Reyhanlı'da yaptığı konuşmada, Suriye'den sığınmacı olarak gelenlere adeta bir ensar benzetmesi yaptığını belirten Arınç, halkın yine arkadaşlarına, dostlarına karşı yardımseverliğini, hamiyet duygularını devam ettireceğini ifade ettiğine değindi.
Reyhanlı'daki patlamalarla ilgili yakalananlar, tutuklananlar, serbest bırakılanlar bulunduğunu, olayın halen soruşturma safhasında olduğunu söyleyen Arınç, şöyle konuştu:
"Ancak Sayın Başbakanımız, "yani MİT'in istihbaratının emniyet yetkilileri tarafından yeterince değerlendirilememiş olması', bu bir iddiadır. Bu iddiayı incelemek üzere Başbakanlık Teftiş Kuruluna talimat vermiştir. Biraz önce kendilerinden aldığımız bilgiyle henüz bu soruşturmanın tamamlanamadığı, en kısa zamanda tamamlanarak bu konuda eğer sorumlular varsa yani ihmali veya kötüye kullanması görev olarak, iddia edilen kişiler varsa şüphesiz bunlarla iligili bir soruşturma süreci ayrıca başlayacaktır.
Sayın Başbakanımızın CHP heyetini Suriye götürenlerle saldırıyı gerçekleştirenlerin aynı kişiler olduğuna dair geçtiğimiz günlerde il başkanları toplantısındaydı zannediyorum, bir açıklaması oldu. Buna karşın Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz'ın da 'Evet bu doğrudur, bizi oraya götürenler aslında Türkiye'den Suriye'ye gitmek isteyenlere yardım yapan, veya bir şirket olarak adeta bir turizm görevi yapan kişilerdir. Biz onların kim olduğunu bilemezdik' şeklindeki açıklamaları da dolaylı bir ikrarı içinde taşımaktadır. Ancak bu olay, yani bu kişilerin hangi olayla bağlantısı olduğu konusu Reyhanlı saldırısıyla değil, daha çok Apaydın Kampı'na düzenlenebilecek bir saldırının önlenmesi ve olayın faillerinin yakalanmasıyla ilgilidir. Belki bundan yeterince haberdar değilsiniz, olmayabilirsiniz ama Apaydın Kampı'na da maalesef bir saldırı düşünülmüş ve oradaki sığınmacılara karşı bir hareket planlanmıştır. Bununla ilgili soruşturma devam etmektedir. O saldırıyı planlayanların içerisinde CHP heyetini Esed ile buluşturmaya götüren kişilerin olduğu da bilinmektedir. Ancak soruşturmanın gizliliği esastır. Zannediyorum bittiğinde ve yargı süreci başlandığında bu kişiler hem takma kod adlarıyla hem de bizzat öz isimleriyle hepinizin bilgisine tekrar sunulmuş olacaktır."
SURİYE'DE YAŞANANLAR
"Lübnan'daki Hizbullah'ın lideri Nasrallah'ın 'Esed'in düşmesine izin vermeyeceğiz' sözlerinden sonra silahlı militanlarının Suriye'de muhalif güçlere karşı adeta savaştığını ve bu çatışmalara bizzat girdiklerini biliyoruz" diyen Arınç, özellikle Banyas'ta Hizbullah'ın silahlı asker ve militanlarının çok büyük rolü olduğunu söyledi. Arınç, "Bu ölümlerin, bu katliamların arkasındaki gücün büyük bir kısmının onlara ait olduğunu söyleyebiliriz" değerlendirmesini yaptı.
Hizbullah'ın bu tutumunun Arap Birliği, İslam Alimleri Birliği ve pek çok kurum ve kuruluşça kınandığını ve eleştirildiğini bildiren Arınç, Hizbullah'ın liderinin bu düşünceleri bir kenara koyduğunu ifade etti.
Bu tür katliamları isminde Allah lafzını taşıyan bir kuruluşa yakıştırmanın mümkün olmadığını vurgulayan Arınç, Hizbullah'ın Suriye'deki tutumuna karşı muhalif güçlerin kendilerini savunmaya çalıştığına vurgu yaptı.
Arınç, Suriye tarafından Apaydın Kampı'na yönelik saldırı planıyla ilgili açıklamaların hatırlatılarak, ayrıntılı bilgi verip veremeyeceğinin sorulması üzerine, "Ah, daha neler var. Detay yok. Söylediğim kadar" diye konuştu.
Arınç, MHP Milletvekili'nin her gün basın bürosunu bir saat kapattığını ve açıklamalar yaptığını bunun da normal olmadığını söyledi. 2006-2007 yılları arasında bir toplantıda 10. Yıl marşı okunurken çevresindekilerin ayakta okumasına karşın kendisinin ayağa kalkmadığını, 10. Yıl marşının ayağa kalkılamayacağını bunu yapanların cahiller olduğunu söyledi.
Arınç Manisa'da düzenlenen ve kendisinin de katıldığı bir etkinlikte törene katılmayanların mektupları okunurken oraya törene katılanların isimlerinin dahi okunmadığına itiraz ettiğini ayrıca mehter marşının en sona kalmasını da kabullenemediğini söyledi.
AA