ARAPDER Genel Başkanı Kırboğa, Akçakale ve güney sınırlarında tehlikeli gelişmeler olduğunu ve tedbir alınması gerektiğini söylüyor.
Basın açıklaması düzenliyen Türkiye Arapları Derneği Başkanı Şükrü Kırboğa, Suriye'den açılan ateş sonucu 5 vatandaşımızın hayatını kaybettiği Akçakale ve güney sınırlarımızda halkın tedirgin olduğunu, yabancı kişilerin bölgede dolaşarak arazi almaya çalıştığını belirterek gerekli tedbirlerin alınmasını istedi.
ARAPDER Başkanı Kırboğa'nın basın açıklaması:
Suriye ile Savaşın Eşiğindeyiz.
Suriye ile neredeyse savaşın eşiğine geldik. Suriye gibi, komşu olmanın ötesinde akrabalık bağlarımızın ve ekonomik ilişkilerimizin güçlü olduğu bir ülke ile bırakın savaşmayı; orada dökülen her damla kan yüreğimizden bir parçayı da söküp beraberinde götürmektedir.
Suriye’de akan kanın bir an önce durdurulması gerekir. Hiçbir şekilde Suriye ile savaş istemiyoruz; fakat akan kanın durması için gerekirse muhaliflere destek verilerek, uluslar arası diplomasi sonuna kadar kullanılmalıdır. Artık gelen ölüm haberleri sıradanlaşmaya, tüm dünyada olduğu gibi bizde de bu ölümler kanıksanmaya başlamıştır. Hâlbuki her ölüm haberinin bir insanın hayatının sonu olduğunu unutuyoruz.
Maalesef Suriye yönetimi bütün bu olan bitenlere rağmen ülkesinde barışı ve sükûneti sağlayamamıştır. Gelinen süreçte savaşın kıvılcımı sınırlarımıza dayanmış ve Akçakale’de 5 vatandaşımız Suriye tarafından açılan ateş sonucu hayatını kaybetmiştir. Bu olaya kadar zaten Akçakale sürekli bir tehdit altındaydı ve ilçede yaşayan halkta huzursuzluk had safhaya ulaşmıştı.
Milletvekilleri ve Siyasiler Duyarsız.
Akçakale’nin Suriye sınırına nerdeyse sıfır olması, çatışma bölgesinden direk etkilenmesine yol açıyor. Mülteci kamplarının da bölge de oluşturulması ve yakın zamanda gümrük kapısının muhaliflerce ele geçirilmesi uzun zamandan beridir o bölgeyi tehdit altında tutuyordu. Bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen, bölge milletvekillerinin duyarsız tutumları, bölgeyi her hangi bir hükümet yetkilisinin bir defa dahi ziyaret etmemesi bizleri derinden üzmüştür. Uzun zamandan beri tehdit altında olan bölgenin hatırlanması için 5 vatandaşımızın hayatını kaybetmesi mi gerekiyordu?
Akçakale de isabet almayan sağlam bina neredeyse kalmamıştır. Eğitim öğretim yapılamamakta ve vatandaşlar sokağa bile çıkamamaktadır. İlçede ciddi boyutlarda bir güvenlik sorunu yaşanmaktadır. Mesele sadece işin güvenlik boyutu ile de bitmiyor. Bunun yanında tarımla uğraşan halk mahsulünü dahi kaldıramamış, geçim kaynakları olan tarımsal ürünlerini değerlendiremediğinden dolayı da ciddi ekonomik kayıplar yaşamıştır. Özellikle bankalardan kredi kullanan vatandaşlarımız ciddi mağduriyetler yaşamaya başlamışlardır.
Hükümetimizin bölgedeki güvenlik tedbirlerini halkı koruyacak şekilde genişletmesi, gerekirse Akçakale’nin boşaltılması gibi tedbirleri masaya yatırması gerekmektedir. Bunun haricinde oluşturulabilecek sınır ötesi bir tampon bölgede tedbirler arasında düşünülmelidir ki Akçakale halkı güven içerisinde olabilsin.
Maddi Kayıplar Giderilmeli.
Ayrıca Akçakale ve Suriye sınır kesiminde tarım ile uğraşan çiftçilerin maddi kayıpları bir an önce karşılanmalı, gerekirse o bölge afet bölgesi gibi sınıflandırmaya tabi tutularak mağduriyetler giderilmelidir.
Yine bölgede yabancı insanların bu arada çoğaldığını, yerli halka bu savaşın uzun süreceğini ve uzun yıllar bu bölgede tarımla uğraşamayacaklarını söyleyerek vatandaşın arazilerini satın alma yoluna gittiklerini öğreniyoruz. Satın alma esnasında da değerinden fazla ücretlerin teklif edildiği de duyumlarımız arasındadır. Belli ki birilerinin bu bölgede hesapları var ve yerli halkın sıkıntılı olduğu bu durumdan faydalanmak istiyor.
Aynı şahısların halkı provoke ettiğini, mitingler düzenlemek hükümeti protesto adı altında kargaşa çıkarmak gibi eylemleri gerçekleştirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Hükümetin bir an önce bu tür provokatörlere karşı tedbir alması ve bölgede ki sermayenin el değiştirmesi gibi bir olumsuzluğun önüne geçmesini istiyoruz.
Bu vesile ile Akçakale’de hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyor, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.
Mağduriyetlerin giderilmesi için bizler de her türlü yardımı yapmak için elimizden geleni gösteriyor, halkımızdan da gıda, giyim, sağlık ve farklı yardım malzemelini esirgememelerini istiyoruz.