Filmin tanıtım toplantısında konuşan yönetmen Hakan Şahin, filmin yapımında en önemli desteğiİstanbul2010 AKB Ajansının sağladığını söyledi.
Filmin hazırlık çalışmalarının yaklaşık 2 yıl sürdüğünü belirten Şahin, filmin yapımcılığını ve senaristliğini üstlenen Ömer Erbil ile yoğun şekilde çalıştıklarını dile getirdi.
Projelerine Amerika'dan dünyaca tanınan oyuncuları katmak istediklerini aktaran Şahin, bu doğrultuda filmin yapısına uygun oldukları düşüncesiyle Emanuel Betencourt ve Marc Dacascos ile anlaşmaya vardıklarını bildirdi.
Şahin, filmde Topkapı Sarayı, Yıldız Sarayı, Arkeoloji Müzesi, Ayasofya Müzesi gibi tarihi mekanların kullanılacağını anlatarak, ''Bunlar halkın bildiği yerler. Bir de bilmediği yerler var. Bu filmin son sahnesi İstanbul'un yeraltı dehlizlerinde geçiyor. Bu sayede seyirci hiç görmediği ve göremeyeceği yerleri bizim filmimizde görecek belki de'' diye konuştu.
Hakan Şahin, filmin yurt dışında da gösterileceğini belirtti.
Bir basın mensubunun, filmin ''Da Vinci'nin Şifresi''ne rakip gösterilmesiyle ilgili görüşünü sorduğu Şahin, ''Büyük bir Hollywood yapımına rakip gösterilmek gurur verici. Ancak o Dan Brown'un kendi kafasından kurduğu, tamamen hayal olan bir hikaye. Bizim hikayemiz ise gerçek. Bizim onlardan farkımız bu'' dedi.
Şahin, bir başka soru üzerine, sinemanın Amerika ve Avrupa'da bir endüstri olduğunu belirterek, şunları söyledi:
''Biz burada sinema çalışanları olarak halen nitelendirebildiğimiz bir yasamız bile yok. Biz sektör, endüstri olamadığımız için bir piyasayız. Bu piyasanın insanları olarak da kendi çabalarımızla sinema piyasasını bir yere getirdik. Ciddi girişimler de var bu işlerin kanunlaştırılması için. Bu bağlamda sinema bir noktaya gelince artık yapımcılar değişiklik arayıp gözünü dünyaca ünlü aktörlere dikti. Bizim oyuncularımızın da bu aktörlerden aşağı kalır bir yanı yok. Kapıları açtık. Bir Türk yönetmen de artık Amerika'da, bir Amerikalı da Türkiye'de oynayabilir.''
-BETENCOURT, FİLMİ YEĞENİNE ADADI-
Oyuncu Marc Dacascos da Türkiye'ye dün geldiğini belirterek, henüz çekimlerde yer almadığını söyledi.
Film setini ziyaret ettiğini belirten Dacascos, ''Gördüğüm kadarıyla çekimler profesyonel bir şekilde devam ediyor. Bir aile ortamı var. Bana kendimi evimde gibi hissettirdiler'' diye konuştu.
Emanuel Betencourt da çekimlerin ilk gününde yeğeninin vefat ettiğini belirterek, ''Önce ne yapacağımı bilemedim ama hayat devam ediyor. Bütün enerjimi bu filme harcıyorum ve bu filmi yeğenime adıyorum'' dedi. Betencourt'un bu sırada gözlerinin dolduğu görüldü.
Betencourt, uzun yıllar önce birlikte bir filmde rol aldığı Dacascos ile yeniden bir filmde rol almaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti. Betencourt, ilk defa Türkiye'de çekilen bir filmde yer aldığını sözlerine ekledi.
Toplantıya, filmde rol alan oyunculardan Başak Daşman, Sinan Albayrak, Zeynep Beşerler, Şerif Sezer ve Burak Sezer de katıldı.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında desteklenen ve 4 milyon lira bütçe ayrılan filmde, Osmanlı Sultanı 2. Abdülhamit'in petrol ile ilgili sırlarından haberdar olan Amerikalı bir profesörün İstanbul'a gelmesi ve sırrın saklı olduğu Topkapı Sarayı Müzesi deposundaki gizemli sandığı bulmak için verdiği mücadele anlatılıyor.
Filmin hazırlık çalışmalarının yaklaşık 2 yıl sürdüğünü belirten Şahin, filmin yapımcılığını ve senaristliğini üstlenen Ömer Erbil ile yoğun şekilde çalıştıklarını dile getirdi.
Projelerine Amerika'dan dünyaca tanınan oyuncuları katmak istediklerini aktaran Şahin, bu doğrultuda filmin yapısına uygun oldukları düşüncesiyle Emanuel Betencourt ve Marc Dacascos ile anlaşmaya vardıklarını bildirdi.
Şahin, filmde Topkapı Sarayı, Yıldız Sarayı, Arkeoloji Müzesi, Ayasofya Müzesi gibi tarihi mekanların kullanılacağını anlatarak, ''Bunlar halkın bildiği yerler. Bir de bilmediği yerler var. Bu filmin son sahnesi İstanbul'un yeraltı dehlizlerinde geçiyor. Bu sayede seyirci hiç görmediği ve göremeyeceği yerleri bizim filmimizde görecek belki de'' diye konuştu.
Hakan Şahin, filmin yurt dışında da gösterileceğini belirtti.
Bir basın mensubunun, filmin ''Da Vinci'nin Şifresi''ne rakip gösterilmesiyle ilgili görüşünü sorduğu Şahin, ''Büyük bir Hollywood yapımına rakip gösterilmek gurur verici. Ancak o Dan Brown'un kendi kafasından kurduğu, tamamen hayal olan bir hikaye. Bizim hikayemiz ise gerçek. Bizim onlardan farkımız bu'' dedi.
Şahin, bir başka soru üzerine, sinemanın Amerika ve Avrupa'da bir endüstri olduğunu belirterek, şunları söyledi:
''Biz burada sinema çalışanları olarak halen nitelendirebildiğimiz bir yasamız bile yok. Biz sektör, endüstri olamadığımız için bir piyasayız. Bu piyasanın insanları olarak da kendi çabalarımızla sinema piyasasını bir yere getirdik. Ciddi girişimler de var bu işlerin kanunlaştırılması için. Bu bağlamda sinema bir noktaya gelince artık yapımcılar değişiklik arayıp gözünü dünyaca ünlü aktörlere dikti. Bizim oyuncularımızın da bu aktörlerden aşağı kalır bir yanı yok. Kapıları açtık. Bir Türk yönetmen de artık Amerika'da, bir Amerikalı da Türkiye'de oynayabilir.''
-BETENCOURT, FİLMİ YEĞENİNE ADADI-
Oyuncu Marc Dacascos da Türkiye'ye dün geldiğini belirterek, henüz çekimlerde yer almadığını söyledi.
Film setini ziyaret ettiğini belirten Dacascos, ''Gördüğüm kadarıyla çekimler profesyonel bir şekilde devam ediyor. Bir aile ortamı var. Bana kendimi evimde gibi hissettirdiler'' diye konuştu.
Emanuel Betencourt da çekimlerin ilk gününde yeğeninin vefat ettiğini belirterek, ''Önce ne yapacağımı bilemedim ama hayat devam ediyor. Bütün enerjimi bu filme harcıyorum ve bu filmi yeğenime adıyorum'' dedi. Betencourt'un bu sırada gözlerinin dolduğu görüldü.
Betencourt, uzun yıllar önce birlikte bir filmde rol aldığı Dacascos ile yeniden bir filmde rol almaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti. Betencourt, ilk defa Türkiye'de çekilen bir filmde yer aldığını sözlerine ekledi.
Toplantıya, filmde rol alan oyunculardan Başak Daşman, Sinan Albayrak, Zeynep Beşerler, Şerif Sezer ve Burak Sezer de katıldı.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında desteklenen ve 4 milyon lira bütçe ayrılan filmde, Osmanlı Sultanı 2. Abdülhamit'in petrol ile ilgili sırlarından haberdar olan Amerikalı bir profesörün İstanbul'a gelmesi ve sırrın saklı olduğu Topkapı Sarayı Müzesi deposundaki gizemli sandığı bulmak için verdiği mücadele anlatılıyor.