Memur-Sen Ankara İl Başkanı Mustafa Kır: 25 Ağustos 2017 gününden itibaren İslam dünyasının ve uluslararası toplumun sessiz bakışları arasında Nobel Barış Ödülü Myanmar Devlet Başkanı Aung'un emir-komutasında Arakan'lı Müslümanlar ırkçı Budist askerleri tarafından sistematik soykırım yöntemleri ile yok edilmeye çalışılmaktadır. Arakan'lı Müslümanlar üzerinde akla hayale gelmeyecek zulüm ve işkence yöntemlerinin her çeşidi denenmektedir. Son 0n günde 10 binlerce Arakan'lı Müslüman'ın katledildiği 100 Binden fazla Müslüman'ın ölümden, zulümden kaçmak için yollara düştüğü; yaşlıların, hastaların,çocukların çamurlu yollarda sırtlarda taşındığı, Bangladeş'e sığınmak için nehirlere atladığı TV ekranlarından sosyal iletişim ağlarından yayınlanmakta ne yak ki sözde uygar dünya tarafından filim izler izlenmektedir.
Zulüm karşısında İslam ülkelerinin sessizliği Müslümanlık adına utanılacak bir durumdur.
Myanmar hükümetinin Arakan Müslümanlarına zulümleri yeni değildir. 1942 yılından beri hiç durmadan her gün aşağılanan, tacize uğrayan, köyleri mahalleleri basılan Arakan'lılar BM’ye göre de çağın en mazlum halklarındandır. Sayıları 5 milyonu aşan Arakan'lıların 4 Milyonu baskı ve zulmünden kaçarak Malezya, Bangladeş, Pakistan, Suudi Arabistan, Tayland, Endonezya ve Avrupa’nın bazı ülkelerine mülteci olarak sığınmak zorunda bırakılmışlardır.
Bu günde bu sığınmacılardan geri kalan Arakan'lı Müslümanlar insanlığın gözleri önünde alenen işlenen zulüm ve işkencelerle bitirilmeye çalışılmaktadır.Irkçı Budistlerin silahlı,bıçaklı,şişli,baltalı saldırılarına maruz kalmaktadır. Yetişkin kızlar analarının babalarının ellerinden alınarak bilinmeyen yerlere götürülmekte, Müslüman kadınlar tecavüz edildikten sonra katledilmektedir.Erkekler elleri ayakları bağlanarak ateşe atılmak suretiyle diri diri yakılmaktadır. Bunlara katlanamayan Arakan'lı Müslümanlar Myanmar'la komşu olan Bangladeş'e sığınmak amacıyla Naf nehrinde sallara atlayıp Bangladeş'e ulaşmaya çalışmaktadır. Bangladeş'e sığınamayan Müslümanlar ne yazık ki Budist Askerler tarafından ya öldürülmekte, ya Naf Nehrinde boğularak ölmekte ya da Bengal ormanlarına gizlenerek hayata tutunmaya çalışmaktadır. Bütün bu olup bitenlere rağmen BM'nin ise Myanmar hükümetine itidal çağrısına bulunmakta kınama kararı bile almaktan kaçınmaktadır. Dünyanın gözü önünde cereyan eden insanlık dramına karşı bir karar almak için harekete geçemeyen BM'ler karar alması için Arakan'da Müslüman nüfusun sıfırlanmasını mı beklemektedir?
Arakan'lı Müslümanların Öldürülmeleri İslam kimliğine bağlı kalmaları sebebiyledir.
Bu gün yeryüzünde birçok İslam ülkesi stratejik konuma, zengin maden yataklarına, petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip olduklarından dolayı batılı emperyalist ülkelerin iştahlarını kabarttığı için işgal edildiği, iç ve dış savaşlarla yok edilmeye çalışıldığı bilinen bir gerçektir. Ancak Arakan'lı Müslümanlar için durum böyle değildir. Onlar sadece Müslüman oldukları, İslam kimliğine bağlı kaldıkları ve çocuklarını da bu kimlik üzere yetiştirmeye çalıştıkları için işkenceye tabi tutulmakta ve tarihten silinme tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmaktadır. Eğer İslam dünyası ve Uluslararası örgütler bir an önce harekete geçmez ve Myanmar Devlet Başkanı Aung'un onay verdiği Budist ırkçı katliamlar durdurulmazsa Güneydoğu Asya ülkesi olan Myanmar’ın Arakan bölgesinde yaşayan Müslüman nüfusun tamamının tarihten silinmesi an meselesidir. Nobel Barış ödüllü bir devlet başkanının aldığı ödülün anlamını unutup zulüm ve işkenceye öncülük yapması karşısında Aung'u barış ödülüne layık görenlerin verdikleri ödülü geri almaları konusunda çaba sarf etmeleri gerekirken bu duruma tıpkı BM gibi sessiz kalmaları çok manidardır.
BM'den Müslüman'a fayda yok! Kurtuluş Müslümanların birlikteliğindedir.
Arakan'lı Müslümanları zulüm, işkence ve sürgünlere maruz bırakan Myanmar'ın ırkçı Budist yönetimini kınama kararı bile alamayan, vahşeti engellemek yerine sadece itidal çağrısı yapmakla yetinen BM öldürülenlerin ve yaralıların çetelesini tutmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Müslümanlar artık; BM ve BMGK gibi uluslararası örgütlerin kendileri için her hangi bir anlam ifade etmediğinin farkına varılmalıdır.
Temel sorun İslam dünyasının örgütsüzlüğü, kendi inanç ve kültür değerlerini terk etmiş olmasıdır. İslam ülkelerinin yöneticileri biran önce harekete geçerek kendi aralarında var olan anlaşmazlıkları,çekişmeleri çatışmaları bir an önce sonlandırmalıdır. Müslüman ülkelerin alimleri, bilim-fikir adamları, STK önderleri kendi ülkelerinin yöneticilerine baskı kurarak, D-8'ler, ve İ.İ.T gibi örgütlerin Müslümanların inanç değerleri doğrultusunda çalışır hale getirmenin yollarını aramalıdırlar. Aksi takdirde bölünmedik parçalanmadık zulüm ve işkenceye maruz kalmadık bir ülke bile kalmayacaktır. Ya her İslam ülkesi İslam kardeşliğinin tesisi için gerekli adımları atacak ya da başlarına gelecek bela için sırasını bekleyecektir.
Irkçı Myanmar'a fiili müdahale şarttır.
Bu bağlamda evvel emirde Müslümanların İslam coğrafyasının kanayan yarası Arakan’a sahip çıkma, BM ve diğer İnsani örgütler nezdinde dünya gündemine taşıma, saldırıların durdurulması için Myanmar hükümetine fiili müdahalede bulunma Arakan'lı Müslümanlara ise fiili destek sunma gibi insani ve imani bir sorumlulukları vardır.
Bizler Memur-Sen olarak, Myanmar hükümetini ve zulme sessiz kalan BM diğer kurum ve ülkeleri kınıyoruz. kalben, madden ve manen Arakan'lı kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. Arakan için insani yardım ve diplomasi konusunda ciddi adımlar atılmasını ivedilikle bekliyoruz. Bu konularda üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye hazır olduğumuzu bütün kamuoyuyla paylaşıyoruz.