NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
Muhalefetin daha önce yaşadığı tecrübelerden yola çıkarak ekonomi ağırlıklı bir beyanname hazırlamış olmasının doğal olduğunu söyleyen Uslu, yine de pozitif bir kampanya yerine negatif kampanya yürüttüklerini söyledi.
Uslu'ya göre HDP ve CHP'nin iktidar olma ümidi yok, asıl hedefleri Erdoğan'ın Başkan olmasını engellemek ve AK Parti'den kurtulmak, bu ise seçmen nezdinde negatif bir kampanya.
HDP'nin seçim beyannamesi hazırlamak için boşuna yorulduğunu söyleyen Uslu, HDP'ye oy verecek seçmenin HDP'nin ne dediğine bakmaksızın oy vereceğini belirtti.
Uslu'nun açıklamaları şöyle:
-3 parti seçim beyannamesini açıkladı, beyannameler ekonomi ağırlıklı, bunun nedeni nedir?
DAHA ÖNCEKİ TECRÜBELERDEN BİLİYORLAR
Yaşadıkları daha önceki seçim tecrübeleri, ideolojik tartışmaların kendilerine oy kazandırmadığını ve AK Parti’ye oy kaybettirmediğini, hatta tam tersine AK Parti’nin oylarının yükselişine neden olduğunu gayet iyi biliyorlar. O nedenle bu seçimde, zayıf oldukları bir alanda rekabet etmekten kaçınıyorlar ve daha rahat olacaklarını zannettikleri bir kulvarda seçim mücadelesini tamamlamak istiyorlar.
-Muhalefetin negatif söylemlerden, ekonomi ağırlıklı seçim beyannamesine geçmiş olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
CHP VE HDP NEGATİF KAMPANYA YAPIYOR
Muhalefetin ekonomi odaklı seçim beyannamelerine sahip olması, pozitif kampanya yaptıkları anlamına gelmez. Ben en azından CHP ve HDP’nin negatif kampanya yaptıklarını düşünüyorum. Her iki partinin de aslında iktidar olma ümitleri yok. Zaten erişebilmelerinin imkansız olduğu oy hedefleri bile iktidar olmalarına yetecek düzeyde değil ve bu hedefleri, iktidar olmayı düşünmediklerini açıkça gösteriyor. CHP ve HDP kendilerine oy verilmesinin rasyonelini “AK Parti’den kurtulmak” ve Recep Tayyip Erdoğan’ın Başkan olmasını engellemek üzerine inşa ediyorlar. Bir şeyleri engelleyen konumunda olmak başlı başına negatif kampanya yapıldığının göstergesi...
-CHP'nin seçim beyannamesi çok konuşuluyor, uzun bir zamandan sonra CHP'nin gündem belirliyor olmasını nasıl değerlendirmek lazım?
SEÇMEN KAMPANYA DÖNEMİNE BAKMIYOR
Haksızlık etmemek lazım, CHP’nin 2011 seçim vaadleri de çok tartışılmıştı. Yani bu ilk değil. Ama sadece seçimden seçime ve ancak abartılı vaadlerle gündem belirliyorsanız, bu bir başarı olarak lanse edilemez. Seçmenin büyük çoğunluğu sadece kampanya dönemindeki performansına bakarak parti tercihinde bulunmuyor. Daha uzun zaman aralıklarını kapsayan değerlendirmeler yapıyor. Dolayısıyla CHP’nin seçim beyannamesinin yarattığı etki nedeniyle oy tercihini değiştirip, CHP’ye oy verecek seçmen sayısı ihmal edilebilir miktarlarda olur.
-Seçim vaatleri seçmeni nasıl etkiliyor, seçmen bu vaatlere bakarak oyunu değiştirir mi, ya da bu vaatler seçmeni ne kadar etkiler?
SEÇMEN VAADE DEĞİL İTİBARA BAKIYOR
CHP 2011 genel seçimindeki aşırı vaadleri neticesinde yüzde 26 oy alabilmişti. CHP’nin kendisine örnek aldığı ve 1980 sonrası dönemde aşırı vaad tekniğinin mucidi olan Süleyman Demirel ise iki anahtar ve yeşil kart karşılığında ancak yüzde 27’ye ulaşmıştı. Ben seçmenin bu seçimde de benzer bir reaksiyon vereceğini düşünüyorum. Seçmen vaade değil, ehliyet ve itibara bakarak oy veriyor. Eğer buralarda sorun yaşıyorsanız, sadece vaadlerle yeni seçmen kazanamazsınız.
-HDP'nin açıkladığı seçim beyannamesi oy oranını nasıl etkiler, barajı geçmesinde etkili olur mu?
HDP BOŞUNA YORULMUŞ
Bence HDP boşuna yorulmuş, çünkü HDP’ye oy vereceklerin hiç ama hiç biri seçim vaadleriyle ilgilenmiyor. HDP seçmeninin zihninde rasyonel beklentilerle oy verme davranışı arasındaki bağ tamamen kopuk. Geleneksel HDP seçmeni 100 yıllık Kürt sorununa duyduğu tarihsel tepki nedeniyle oy verirken, yeni seçmenler ise daha çok öfke duydukları AK Parti’den “rövanşı alma” saikiyle oy verecekler. Her iki seçmen grubu da HDP’nin ne dediğine bakmaksızın oy verecek..
-Son yaptığınız araştırmada partilerin oy oranları nasıl şekilleniyor, HDP barajı aşıyor mu, oy oranı nedir?
MAYIS BAŞINDA SAHAYA ÇIKACAĞIZ
Son araştırmamızı yaptıktan sonra partiler adaylarını ve seçim beyannamelerini açıkladılar. Her iki gelişmenin de seçmen tercihleri üzerinde çeşitli ölçülerde etkisi olabilir. Bu nedenle Mayıs başında tekrar sahaya çıkacağız. O çalışmada daha gerçekçi tahminler yapmamız mümkün olacak. Bundan dolayı iizninizle şimdi sonuç açıklamayayım. Yeni araştırmadan sonra kayuoyuna daha gerçekçi bir tablo sunabileceğiz.
-Seçmen koalisyon olacağı endişesini taşıyor mu, bu sandığa nasıl yansır?
SEÇMENİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU KOALİSYONA SICAK BAKMIYOR
Endişe demesek bile, seçmenin büyük kısmının (yüzde 70’e yakın) tek parti iktidarı istediğini biliyoruz. Dolayısıyla hem iktidar, hem de muhalefet partilerinin seçmenlerinin büyük çoğunluğu koalisyona sıcak bakmıyor.