Büyük Birlik Partisi lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun düşen helikopteriyle ilgili dikkat çekici satırlara imza atan Habertürk Gazetesi yazarı Altaylı, 'İşte Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne yol açan kazanın arkasında bulunan gerçek. Egzoz gazının havalandırma sistemine karışması sonucu helikopterin içindekilerin bayılmasından kaynaklanan bir kaza.' dedi.
İşte Altaylı'nın 'Paranoid şizofreni' başlıklı o yazısı
TÜRKİYE'de sayıları hiç de azımsanamayacak ve pek büyük bir bölümü gazete köşelerini işgal etmiş komplo teorisyenleri var. Bunlar zaman içerisinde o denli etkili oldular ki hepimizin ruh sağlığını bozarak bizleri de kendilerine benzettiler. Özellikle de yargı ve emniyette bu ruh halini egemen kıldılar. İş öyle bir hale geldi ki her şeyin altında bir şey, bırakın öküzü, buzağının altında buzağı arar hale geldik. Ama bazen ortaya çıkan gerçekler, komplo teorisyenlerinin bu ülkeye, ülkenin sistemine çok ciddi zararlar verdiğini, paranoyayı toplumsal bir şizofreniye çevirdiğini ortaya koydu.
YAZICIOĞLU'NUN ÖLÜMÜNE YOL AÇAN KAZANIN ARKASINDAKİ GERÇEK
İşte Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne yol açan kazanın arkasında bulunan gerçek. Egzoz gazının havalandırma sistemine karışması sonucu helikopterin içindekilerin bayılmasından kaynaklanan bir kaza. Son derece basit, son derece sıradan, son derece Türk işi. Ama biz bu kazadan sonra en basiti değil, en komplike komplo teorilerini düşündüğümüz için uzun süre gerçeğe yabancı kaldık.
ERGENEKON'DAN BALYOZ'A..
Yabancı servislerden Türk Silahlı Kuvvetleri'ne, Ergenekon'dan Balyoz'a herkesi bu ölümlerden sorumlu tuttuk. Kim bilir belki biraz daha zaman geçse bundan dolayı da birkaç kişiyi hapse atmamız, 3-5 sene tutuklu tutmamız mümkün olabilecekti. NTV Televizyonu'nun programcılarını helikopteri düşürmekten sorumlu tutmalarına zaten ramak kalmıştı. Ama işin aslı neymiş öğrendik. Şimdi o komplo teorisyenleri, hepimizin ruhlarını paranoid şizofrenlere çeviren ve orada hayatını kaybedenlerin ailelerinin acılarını misli misli artıranlar bugün acaba ne düşünüyor? Yaptıklarının ayıp olduğunu mu, yoksa ruh sağlıklarının yerinde olduğunu mu? Doğrusu merak ediyorum.