Baerbock, yaptığı yazılı açıklamada, "Gazze'deki bu savaş nihayet sona ermeli. Gazze'de siviller için güvenli bir yer yok." ifadelerini kullandı.
Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 80'inin İsrail ordusu tarafından tahliye bölgesi ilan edildiğini ve çocuklar, hastalar, yaşlılar ile hamile kadınların buraları terk etmek zorunda olduğunu belirten Baerbock, İsrail ordusu tarafından güvenli bölge ilan edilen aşırı kalabalık yerlerin bile tekrar tekrar vurulduğuna dikkati çekti.
Alman Dışişleri Bakanı, İsrail'in terörizme karşı kendini savunma hakkı olduğunu ancak uluslararası insancıl hukukun her savaşa sınırlar koyduğunu hatırlattı.
"Ordu sivil nüfusu korumakla yükümlüdür. Çünkü insanlar öylece ortadan kaybolamazlar, acilen desteğe ve güvenliğe ihtiyaçları var." ifadelerini kullanan Baerbock, Gazze'de insani bir ateşkesin sağlanması için küresel çabaların artırılması çağrısında bulundu.
Bölgedeki tüm aktörlerin tüm enerjilerini insani ateşkes müzakerelerine odaklamasını isteyen Baerbock, şunları kaydetti:
"(ABD Başkanı) Joe Biden'ın planı masada, BM Güvenlik Konseyi planı destekliyor. İsrail Savunma Bakanı (Yoav) Gallant'ın kısa süre önce yaptığı çağrıda olduğu gibi, bu planı kabul etmenin tam zamanıdır. Böylece rehineler serbest bırakılır, ölümler durur ve nihayet insani bir ateşkes sağlanır."
Almanya, İsrail Meclisinin Filistin devletini reddetmesinden endişe duyuyor
Almanya'nın İsrail Meclisinin (Knesset) Filistin devletinin kurulmasını reddetmesinden derin endişe duyduğu bildirildi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sebastian Fischer, Berlin'de yaptığı açıklamada, "Knesset'in çoğunluğunun bir Filistin devletinin kurulmasına karşı çıkmasından derin endişe duyuyoruz. Bu karar Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin birçok kararıyla çelişmektedir. İsrail böylece uluslararası toplumun ezici çoğunluğundan uzaklaşmakta ve kendisini izole etmektedir. Hepimiz izolasyonun güvenliğin düşmanı olduğunu biliyoruz." dedi.
Fischer, İsrail'in aldığı kararın bağlayıcı olmadığını ancak İsrail'in meşru güvenlik çıkarları ile Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin hakkını uzlaştırma çabaları açısından da bir gerileme anlamına geldiğini belirtti.
Alman hükümeti için Filistinlilerin haklarını da güvence altına alan iki devletli bir çözümün alternatifinin olmadığını vurgulayan Fischer, "Çünkü İsrail'in güvenliği ancak iki devletli bir çözümle uzun vadede garanti altına alınabilir. Tıpkı İsrailliler gibi Filistinlilerin de kendilerine ait bir devlette kendi kaderlerini tayin edebilecekleri, güvenlik ve onur içinde bir yaşam sürmeye hakları vardır." ifadelerini kullandı.
Eski İsrail Adalet Bakanı Gideon Saar'ın Yeni Umut Partisi ve Birleşik Sağ Partisi tarafından verilen "Filistin devletinin kurulmasına karşı çıkan" önerge, 18 Temmuz'da, 68'e karşı 9 oyla İsrail Meclisinde kabul edilmişti.
Söz konusu önergede, "Filistin devletinin kurulmasının İsrail devleti ve vatandaşları için tehdit oluşturacağı" iddiasına yer verilmişti.
İspanya, Norveç ve İrlanda 28 Mayıs'ta, Slovenya 4 Haziran'da, Ermenistan ise 21 Haziran'da Filistin'i resmen tanıma kararı almıştı.
Baerbock, yaptığı yazılı açıklamada, "Gazze'deki bu savaş nihayet sona ermeli. Gazze'de siviller için güvenli bir yer yok." ifadelerini kullandı.
Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 80'inin İsrail ordusu tarafından tahliye bölgesi ilan edildiğini ve çocuklar, hastalar, yaşlılar ile hamile kadınların buraları terk etmek zorunda olduğunu belirten Baerbock, İsrail ordusu tarafından güvenli bölge ilan edilen aşırı kalabalık yerlerin bile tekrar tekrar vurulduğuna dikkati çekti.
Alman Dışişleri Bakanı, İsrail'in terörizme karşı kendini savunma hakkı olduğunu ancak uluslararası insancıl hukukun her savaşa sınırlar koyduğunu hatırlattı.
"Ordu sivil nüfusu korumakla yükümlüdür. Çünkü insanlar öylece ortadan kaybolamazlar, acilen desteğe ve güvenliğe ihtiyaçları var." ifadelerini kullanan Baerbock, Gazze'de insani bir ateşkesin sağlanması için küresel çabaların artırılması çağrısında bulundu.
Bölgedeki tüm aktörlerin tüm enerjilerini insani ateşkes müzakerelerine odaklamasını isteyen Baerbock, şunları kaydetti:
"(ABD Başkanı) Joe Biden'ın planı masada, BM Güvenlik Konseyi planı destekliyor. İsrail Savunma Bakanı (Yoav) Gallant'ın kısa süre önce yaptığı çağrıda olduğu gibi, bu planı kabul etmenin tam zamanıdır. Böylece rehineler serbest bırakılır, ölümler durur ve nihayet insani bir ateşkes sağlanır."
Almanya, İsrail Meclisinin Filistin devletini reddetmesinden endişe duyuyor
Almanya'nın İsrail Meclisinin (Knesset) Filistin devletinin kurulmasını reddetmesinden derin endişe duyduğu bildirildi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sebastian Fischer, Berlin'de yaptığı açıklamada, "Knesset'in çoğunluğunun bir Filistin devletinin kurulmasına karşı çıkmasından derin endişe duyuyoruz. Bu karar Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin birçok kararıyla çelişmektedir. İsrail böylece uluslararası toplumun ezici çoğunluğundan uzaklaşmakta ve kendisini izole etmektedir. Hepimiz izolasyonun güvenliğin düşmanı olduğunu biliyoruz." dedi.
Fischer, İsrail'in aldığı kararın bağlayıcı olmadığını ancak İsrail'in meşru güvenlik çıkarları ile Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin hakkını uzlaştırma çabaları açısından da bir gerileme anlamına geldiğini belirtti.
Alman hükümeti için Filistinlilerin haklarını da güvence altına alan iki devletli bir çözümün alternatifinin olmadığını vurgulayan Fischer, "Çünkü İsrail'in güvenliği ancak iki devletli bir çözümle uzun vadede garanti altına alınabilir. Tıpkı İsrailliler gibi Filistinlilerin de kendilerine ait bir devlette kendi kaderlerini tayin edebilecekleri, güvenlik ve onur içinde bir yaşam sürmeye hakları vardır." ifadelerini kullandı.
Eski İsrail Adalet Bakanı Gideon Saar'ın Yeni Umut Partisi ve Birleşik Sağ Partisi tarafından verilen "Filistin devletinin kurulmasına karşı çıkan" önerge, 18 Temmuz'da, 68'e karşı 9 oyla İsrail Meclisinde kabul edilmişti.
Söz konusu önergede, "Filistin devletinin kurulmasının İsrail devleti ve vatandaşları için tehdit oluşturacağı" iddiasına yer verilmişti.
İspanya, Norveç ve İrlanda 28 Mayıs'ta, Slovenya 4 Haziran'da, Ermenistan ise 21 Haziran'da Filistin'i resmen tanıma kararı almıştı.