İSTANBUL (AA) - Allianz Global Corporate & Specialty (AGCS) tarafından gerçekleştirilen yıllık küresel iş dünyası riskleri araştırması Allianz Risk Barometresi'nin 12’ncisi yayımlandı.
Allianz'dan yapılan açıklamaya göre, araştırmada 94 ülkeden, risk yönetimi yapan 2 bin 712 uzmanın görüşleri yer aldı.
Allianz Risk Barometresi’ne göre siber olaylar ve iş kesintisi risklerinin ikisi de yüzde 34 ile bu yıl üst üste ikinci kez en büyük küresel riskler olarak gösterildi. Makroekonomik gelişmeler yüzde 25 ile 2023 yılının en önemli üçüncü riski olurken, listede ilk kez yer alan enerji krizi yüzde 22 ile dördüncü sırada konumlandı.
Mevzuat ve yönetmeliklerdeki değişiklikler beşinci sıradaki yerini korurken geçen yıl üçüncü sırada yer alan doğal afetler altıncı sıraya geriledi.
İklim değişikliği, geçen yılki sıralamadaki yerinin bir basamak altına düşerek yedinci risk oldu. Nitelikli işgücü eksikliği sekizinci sıraya yükselirken yangın ve infilak iki sıra geriledi ve dokuzuncu sıraya yerleşti. Siyasi riskler geçen yıla göre dört sıra yükselerek ilk onda yer almaya başladı.
Türkiye’de öne çıkan en önemli iş riski yüzde 58 ile makroekonomik gelişmeler olurken iş kesintisi, iklim değişikliği ve siyasi riskler yüzde 37 ile ikinci sırayı paylaştı. Doğal afetler yüzde 32 ile en yüksek beşinci, mevzuat ve yönetmeliklerdeki değişiklikler ile enerji krizi, yüzde 16 ile altıncı en büyük risk olarak gösterildi. Pazar gelişmeleri yüzde 11 ile sekizinci olurken yangın ve infilak ile bu yıl ilk defa listede yer alan altyapı kesintileri yüzde 5 ile ilk on risk arasında yer aldı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Allianz Türkiye CEO’su Tolga Gürkan, dünyanın gündeminde yer alan en önemli riskler arasındaki siber olaylar ve iş kesintisi konusunda sigorta sektörüne de önemli görevler düştüğünü kaydetti.
Risk temelli bir sektör olarak henüz gerçekleşmeden riskleri tespit etmenin ve önlem alabilmenin önemini vurgulayan Gürkan, “Küresel açıdan bakıldığında iş dünyasının bu yıl daha çok ekonomik riskleri ön planda tuttuğunu, iklim değişikliği kaynaklı risklerin sıralamada gerilediğini görüyoruz. Türkiye’de ise iklim değişikliği riskinin geçen yıla kıyasla yükselerek ilk üç risk arasına girmesi dikkat çekici. Dünyamızın geleceği adına iklim değişikliği riskine yönelik farkındalığın sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada artması, bu kapsamda uygulanacak önlemler konusunda hızlıca aksiyon alınmasını gerektiriyor.
Önleyici çözüm olarak önemli bir destek aracı olan sigorta, iklim dostu bir ekonomiye geçişi teşvik etmekte, sadece kendi karbon ayak izini küçültmekle kalmayarak tüm ekosisteminin dönüşümüne katkı sağlamakta da önemli bir sorumluluk üstleniyor.” ifadelerini kullandı.