Allahu Teâlâ Rahmetine Baha İstemiyor, Bahane Arıyor!
Rabbimiz’in bize ihsanlarının, ikramlarının bizim yaptığımız işle orantısı yok.
Namaz kılıyoruz, Allah çok büyük sevap veriyor!
Yahu insafla elini vicdanına koy! Kendin düşün, şu sorumun cevabını ver:
Bir zenginin yanına gitsen; “Ben sana dört dakika süren bir gösteri yapacağım. Önce ayakta duracağım, sonra elimi bükeceğim. Sonra yere eğileceğim. Anlımı iki defa yere koyacağım. Kalkacağım. Ondan sonra bu hareketi dört defa yapacağım. Sen bana kaç para verirsin?..” desen zengin seni kovalar!
“Bana ne yahu senin eğilip kalkmandan! Dört defa eğilmişsin kalkmışsın bir de benden ücret istiyorsun! Yahu ben sabahtan akşama kadar adamı çalıştırıyorum, balyoz sallattırıyorum, kazma sallattırıyorum da akşamüstü terden bitmiş bir halde şu kadar para veriyorum; senin yaptığın nedir ki?!..” der.
Bizim yaptığımız nedir?
“Namaz.” diyoruz.
Arkasından elimizi açıyoruz; dünyanın sevabını istiyoruz, âhiretin hayrını istiyoruz.
Bütün ibadetler bizim lehimize, bizim faydamıza! Allah bizim yaptığımız ibadetleri bahane ediyor, vesile ediyor. Onlara hiç orantısı olmayan, fazla miktarda sevaplar veriyor. Yoksa dünya ehlinden bir kimseye gitsek de “Şunun karşılığını ver.” desek bizim yaptığımız şeylere beş para vermezler.
“Para kazanmak öyle kolay değil! Biraz uğraş bakalım.” derler.
Allahu Teâlâ hazretleri rahmetine baha istemiyor, bahane arıyor! Bir bahane de oldu mu oradan affediyor, mağfiret ediyor.
http://mecmerkezi.org