ANKARA (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Dini idareler olarak müminlerin imanlarını muhafaza etmek, çarpık din anlayışlarına kaptırmadan, ifrat ve tefritten uzak bir şekilde Kur'an ve sünnet çizgisinde tutma sorumluluğumuz çok önem arz etmektedir." ifadesini kullandı.
Erbaş, Kazakistan Müslümanları Dini İdaresinin kuruluşunun 30. yıl dönümü dolayısıyla video konferans yöntemiyle düzenlenen "Barış ve Manevi Birliği Sağlamadaki Dini Kuruluşların Rolü" konulu uluslararası konferansa katıldı.
İslam'ın tevhit inancını hakim kılma gayesiyle insanlığı Allah'a kulluğa davet eden bir barış dini olduğunu belirten Erbaş, dini kuruluşların toplumda barış, esenlik, yardımlaşma ve medeni bir toplum oluşmasındaki rolüne dikkati çekti.
Erbaş, bu kuruluşların faaliyetleri vesilesiyle milleti millet yapan ortak değerlerin gelişmekte, toplumsal birlik ve beraberlik anlayışının hakim kılınmakta olduğunu ifade ederek manevi birlik ve beraberliğin sağlanması için ülkeler nezdinde din konusunda yetkin tek bir ortak mecranın varlığının önemli olduğunun altını çizdi.
- "FETÖ ve DEAŞ toplumda barışın ve manevi birliğin yıkılmasına hizmet etti"
Türkiye özelinde toplumda barış ve manevi birliği sağlama adına faaliyet gösteren yetkin ve önemli dini kuruluşun Diyanet İşleri Başkanlığı olduğuna işaret eden Erbaş, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Toplumda 'dinler arası diyalog', 'ılımlı İslam', 'inançlar arası diyalog' kisvesi altında ortak bir dini ideoloji veya dini kültür birliği oluşturma çabasına girişen bazı kuruluşlar var. Mevzubahis projelerle FETÖ, ulusal ve uluslararası birçok etkinlik düzenleyerek bir taraftan bağlılarını Hristiyan kültürüne yaklaştırırken diğer taraftan da örgütün Batı dünyası tarafından akredite edilmesini sağlamıştır.
Bunun yanında DEAŞ gibi aşırı akımlar da İslam'ın esenlik ve barış mesajına gölge düşürecek birçok faaliyette bulunmuşlardır. Dinin istismar edilmesi ve tekfirci söylemin esas alınması, toplumda barışın ve manevi birliğin oluşmasına değil bilakis yıkılmasına hizmet eder. Nitekim FETÖ ve DEAŞ gibi örgütler, toplumda bu gibi faaliyetlerde bulunmuşlardır. Dini idareler olarak müminlerin imanlarını muhafaza etmek, çarpık din anlayışlarına kaptırmadan, ifrat ve tefritten uzak bir şekilde Kur'an ve sünnet çizgisinde tutma sorumluluğumuz çok önem arz etmektedir."