"Ben sana dedim bilmediğimiz şeyi kullanmayalım diye. Ne işimiz olur bizim geciktirici spreyle falan. Al sıktık şu hale bak. Ben evine bu kadar geç gelecek adam mıyım? Bu kadar gecikilir mi? Kullanmayacaktık o mereti kullanmayacaktıııık! Neden sana uydum bilmem ki!!"
- "Şirket olarak kadın parfümü ve ruj işine girme kararı aldık. Piyasa araştırması yapıyoruz. Ne kadar marka kadın parfümü ve ruj varsa satın aldık. Sürünüp birbirimize sarıldık, öptük yanımızdakini. Bizim 'Satınalma'dan Recep'i tanıyorsun, hayta işi iyice abarttı; öpe öpe bu hale getirdi beni..."
- "İçtim. Aslında içtim dediysem çok değil ama bende yalan yok. Akşam iş çıkışı arkadaşlarla iki tek attıktan sonra ben eve gitmek üzere onlardan ayrıldım. O sırada sen tut uzaylılar beni kaçır! Ağzım az da olsa alkol kokuyordu tabii. Bu onlara çok geldi. Beni uzay gemileriyle iki dakika dolaştırıp evin önüne bıraktılar. İki dakika tabii onların saatiyle. Bizim saatle 5 saat falan oluyor galiba. Neyse yalan olmasın..."
- "Saatlerdir bizim evi dışarıdan gözlüyorum. Bir sor niye böyle yapıyorum? Çünkü o adi o aşağılık hırsızlar hep bu saatlerde evlere giriyorlarmış. İyi ki de öyle yapmışım. Bir tanesini tam iş üstünde yakalamak üzereydim kaçtı hergele... Ama daha duuuur... Arada bir bu hırsız mesailerine devam edicem. Yakalıycam o şerefsizleri sen merak etme hayatım."
- "Hayret, uyurgezerlik gibi bir hastalığım varmış. Daha da tuhafı, üstümü başımı değiştirip böyle şık şıkıdım geziyorum. Hangi ara eve geldim? Hangi ara uyudum? Sen görmeden nasıl evden çıktım? Allah düşmanımın başına vermesin. Ne dertler var. Evlerden ırak!"
- "Sorma bugün başıma neler geldi? İnanamazsın... Pişmiş tavuğun başına gelenler halt etsin benim başıma gelenlerin yanında... Şimdi yatalım. Çok yorgunum. Sabah salim kafa anlatırım..."
- "Köprüde takıldım diyeceğim inanmayacaksın ama yalanım varsa şuradan şuraya gitmek nasip olmasın... Bu saatte köprü bomboş aslında. Basmışım geliyorum. Evime, güzel karıma kavuşmak için can atıyorum. Tam gişelerden geçerken bir de ne göreyim, gişe görevlisi ilkokul arkadaşım Salim değil mi? O da beni tanıdı tabii. Eee bunca yılın hasreti. Anılar, anılar derken iş uzadı. Eh bizim Salim de oldum olası gevezenin tekiydi zaten. İnsan 7'sinde neyse 37'sinde de o tabii. 'Salim bırak, karım bekler' diyorum yok. Susmuyor. Görsen bir muhabbet bir muhabbet. Allahtan arkadan bir araba geldi de..."
- "Şimdi de kadın kapkaççılar türemiş. İki tanesi bu gece iş çıkışı Etiler'de üstüme atlayıp çantamı almak istediler. Aramızda bayağı boğuşma geçti. Bu arada beni öpücük manyağı yapıp 'bu sapık adam bize tecavüz etmek istedi' süsü vermek istediler. İşte bu ruj lekeleri o süsler... Ama yer mi Anadolu çocuğu? Karakolda senin resmini gösterdim, dedim 'ihtiyacım olabilir mi benim böyle şeylere, dünya güzeli karım var' dedim memur beylere... Doğal olarak serbest bıraktılar..."
- "Sen değil miydin dün gece yatakta "bir kere de geç gelsen n'olur be adam?!" diyen hayatım? İşte seni kırmamak için geç geldim. Gecikeyim diye saatlerdir caddelerde boş boş yürüyorum. Sıkıldım bir süre sonra eve geldim. Yoksa sen geç gel derken başka bir şey mi demek istedin?! Ben yanlış anladım o zamaaaan. Tüh!!"
- "Ben dolaştıran taksici gördüm ama bu kadarına pes vallahi. İş çıkışı eve bir an önce geleyim diye taksiye bindim. Koca günün yorgunluğu, hafif gözüm kapanmış. Bir ara gözümü bir araladım Gebze'deyiz. Az daha uyusam şoför beni İzmit'e götürecek. Neyse ki zamanında uyanmışım. Taksimetreye bir baktım kimlik numaram gibi olmuş vallahi. 'Ben bu parayı vermem' dedim. Taksici 'yazdıysa taksimetre ben alırım' dedi. Karakolluk olduk. Bu durumda biraz geciktim tabii."