Bir süredir, Taraf Gazetesinde yer alan, AK Parti ve MİT'le ilgili eleştirilere Star Gazetesi'nde "masa başı"nda hazırlandığı izlenimi veren bir haber/manşetle cevap verilmişti. Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu, bu habere yönelik eleştirilere cevap verip, Taraf'ta yayınlanan haberleri savundu.
Star'ın haberinde bir de yapılan "vahim" hataya dikkat çeken Baransu, yazısının başlığına da "Akılsız köpek, sürüye kurt getirir!" sözüyle bu duruma dikkat çekti. İşte Baransu'nun yazısı:
Akılsız köpek, sürüye kurt getirir!
Star gazetesi, cumartesi günü, Taraf’ta iki haftadır yayımlanan MİT haberlerine karşı haber yaptı. Malum bizim haberlerimizin hepsinde belge vardı. Star’da tek belge yayımlanmazken haber “güvenlik uzmanları”na dayandırıldı. Tabii bu hayalî güvenlik uzmanlarının hiçbirinin ismi yoktu.
İşin bir diğer yönü haberin altına imza da koyamamışlardı. Hakan Fidan imzası yakışırdı. Mustafa Karaalioğlu kendi imzasını da koyabilirdi. Yoksa Yusuf Ziya mı demeliydim?
Hangisi yakışırdı, tercih sizin ama anlaşılan tamamen masabaşı hazırlanan habere bu sefer isim koyacak kukla bulamamışlardı.
Gelelim “sözde haberin” ayrıntılarına:
Taraf, son birkaç haftada MİT’le ilgili dört ana haber yayımladı.
1- Fişleme Protokolleri: MİT’in, PTT, THY, Sağlık Bakanlığı, BDDK, Adalet Bakanlığı gibi kurumlarla özel protokoller imzalaması. Bu protokollerle kişilerin hastalıkları, kullandıkları ilaçlar, kredi kartı harcamaları, yolculuk bilgileri, kiminle yolculuk ettikleri, gönderdikleri kargolar MİT tarafından bu kurumların veri tabanından online olarak çekilecekti. Mesela kredi kartı bilgilerinizden satın aldığınız kitapları görüp, solcu mu sağcı mı olduğunuzu şak diye çıkaracak geniş bir fişleme ağına sahip olacaklardı.
2- İşadamı Fişlemeleri: MİT’in işadamlarını fişleyip bunlara ihale verilmemesi için Başbakanlık’a gönderdiği yazıların belgelerini yayımladık. Bunlar CHP’li ve MHP’li işadamlarının listelerini oluşturuyordu.
3- MİT Kanun Taslağı: MİT’e dünyada sadece Esad’ın El Muhaberat teşkilatında olan yetkileri veren yeni kanun taslağının tam metnini yayımladık. Malum, modern demokrasilerin hiçbirinde hiçbir kurum hem iç istihbarat hem dış istihbarat yetkilerini bünyesinde bulunduramıyor, mahkeme kararı olmadan dinleme yapamıyor, soruşturma dosyalarını savcıdan başka hiçbir kurum göremiyor. Ama tüm bu yetkiler El Muhaberat gibi MİT’te toplanacak bu yeni yasayla.
4- Güroymak Bombası: Güroymak’ta beş polis ve bir vatandaşın şehit olduğu patlayıcının MİTtarafından PKK’ya verildiğine ilişkin haber. Bununla ilgili MİT personeline dava açılmış, hapis talep edilmiş ama MİT’çilerin yargılanma iznini Başbakan’a bağlanan yasa çıkınca, mahkeme izin istemiş ve Başbakan da izin vermemişti.
Star’da bu haberleri yalanlayan tek satır ya da belge yoktu. Çünkü haberlerimiz belgeli ve doğruydu. Bunun yerine “kim sızdırdı”nın peşine düşmüşlerdi. Aynı Ergenekoncular gibi. İrticayla Mücadele Eylem Planı, Balyoz gibi onlarca belgeleri Taraf’ta yayımladığımızda, Ergenekoncular “yalan” diyemez, “kim sızdırdının” peşine düşer, olayı sulandırmaya çalışırlardı. TSK vesayetinin yerini MİT vesayeti alınca, MİT medyası da aynı taktiği izliyor.
Bir de çarpıtma taktiği vardı manşetlerinde. Onu da aynen uygulamışlardı. MİT’in protokol haberlerinden sonra yaptığı açıklamayı, ihale fişlemelerinden sonra yapmış gibi göstermişti Star. Üstelik de “MİT yalanladı” diye. Oysaki MİT protokol haberlerini yalanlayamadı sadece “bizi yıpratıyorlar, yeni vesayet odakları” gibi laf kalabalığı yaptı. Yalanlayamazdı çünkü bizzat PTT Genel Müdürü bu protokolleri doğruladı. İhale Fişlemeleri haberini ise MİT yalanlayamadı, açıklama bile yapamadı. Mahkemeye gidip “haberler doğru, devletin gizli belgeleri bunlar” diyerek “yayın yasağı” kararı aldırdı. Tıpkı askerlerin yaptığı gibi “gizli belgeleri ifşa etmekten” 16 yıl hapis istemiyle dava açtı hakkımda. Haberlerin doğruluğunu kabul etti.
Yeni MİT Kanunu haberimizde ise MİT sessizliğe büründü. Radikal’e açıklama yaparak “beyin jimnastiği” yaptıkları yalanını uydurdular. Güroymak Bombası haberimizde olduğu gibi.
Kim sızdırdı sorusuna gelince : “Yeni minik Emin Çölaşanlar.” Bu belgelerin tamamının bulunduğu tek kurum Başbakanlık. Tek tek ele alırsak; Fişleme Protokolleri, MİT ve protokolün imzalandığı kurumlarda var. İşadamı Fişlemeleri, MİT ve ihale verilmemesi için fişlemelerin Başbakanlık’a nasıl ulaştığı, bilgilerin komplikasyona sebep olmamak için nasıl şifahi olarak verileceğine dair belgeyi yayımladık ; bu belge Başbakanlık’ta var. MİT Kanun Taslağı, Efgan Ala ve Hakan Fidantarafından hazırlandı. Başbakanlık ve MİT’te var. Güroymak Bombası ise davaya dönüştüğü için Adalet Bakanlığı’nda. Başbakan’dan yargılama izni istendiği için Başbakanlık’ta ve MİT’te var.
Bu faslı da geçtim. Ama Star’ın yaptığı uluslararası bir skandal daha var. “Akılsız köpek sürüye kurt getirirmiş” derler. Star, Yasin El Kadı’nın Türkiye’ye gizlice geldiğini ve Hakan Fidan’la görüştüğünü, içinde Başbakan’ın korumaları ve Usame Kutub’un bulunduğu araçla kaza yaptığını aynı haberin içine kutu yapmış. Bu iddia jöntürk.com’da yayınlanmış. Bildiğiniz gibi sıkı ulusalcılardan eski bir gazetecinin sahibi olduğu bir site burası.
Star Gazetesi ABD tarafından Başbakan’ın gazetesi olarak biliniyor. Yasin El Kadı ise ABDtarafından 11 Eylül’ün finansörü olarak görülüyor ve hakkında BM nezdinde yapılmış pek çok kısıtlama var. Ve şimdi bu haber Başbakan’ın gazetesinde yer alıyor. Üstelik de Kadı’nın Başbakan’ın korumasıyla aynı araçta olduğu bilgisiyle.
Karaalioğlu, Hakan Fidan & Efgan Ala blogunun şeyinde boncuk ararken, Türkiye’yi ve hükümeti inanılmaz derecede zora sokacak böyle bir skandala imza attı. Bu Fidan & Ala aşkı nedir ki böylesine gözün kararıyor? Zaten İngilizce yayın yapan istihbarat sitelerinde Başbakan’la Kadı’nın ticaret ortağı olduğuna, Kadı’nın Türkiye’ye gizlice girip çıktığına ilişkin yayınlar yapılıyor. Star da bu iddia sahiplerine bulunmaz bir koz verdi. Kadı, ABD’nin terör listesinde zirvelerde. Başbakan’ın korumasıyla aynı araçta kaza yapmasını, Fidan’la gizlice görüşmesini, Star’ın yazması inanılır gibi değil.
Ey Karaalioğlu... MİT, Mehmet Altan’ı Star’ın başyazarı olduğu dönemde aylarca dinledi. Belgeleriyle ortaya koydum. Minicik bir demokratik tepki veremedin o zaman. Kutu haber bile yapamadın. Fişleme Protokolleri, İşadamı Fişlemesi belgeleri, TSK İç Hizmet Kanunu 35. Madde’den daha fazla yetkiyi MİT’e veren Yeni Kanun Taslağı gibi belgeli olarak ortaya koyduğum haberlerde de tavrın demokrat ve özgürlüklerden yana olmak yerine, tetikçilik yapmak oldu. İkisine de eyvallah ama bu Kadı olayında şok oldum gerçekten. Sendeki bu Hakan Fidan & Efgan Ala aşkı neymiş böyle? Bunun sebebi ve sırrı ne? Nasıl bir beklentin var ki, bütün kariyerini, ülke menfaatini bir kenara bırakıp “tetikçi” olmaya adadın?