TBMM (AA) - AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Kadınlara, başına bir iş geldiğinde nereye gideceğini anlatmamız lazım. Görüyorum çok vahim hikayeler, hayatlar var fakat adını bilmediğimiz, hayatları kurtulan kadınlar da var." dedi.
Zengin, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, kadına karşı şiddetin, anlatılması konusunda sorun yaşandığını dile getirerek, "Herkes kendi mahallesinde öyle sağlam duruyor ki muhatapların ne söylediğini dinleyen yok. Böyle olduğu için iyi yaptığımız her şey kayboluyor ve kadın meselesi çok hasarlı ve marazlı bir dille konuşulur hale geliyor." diye konuştu.
Muhalefetteki kadın milletvekillerine, "Ne olur birbirimizi suçlamaktan vazgeçelim." diye seslenen Zengin, şöyle devame etti:
"Bugün öyle bir şey yapalım ki bir kelime, bir adım, kadına karşı şiddetle alakalı meselede yol alma imkanımız olsun. Bu konuyu da rakamlar üzerinden konuşmaktan vazgeçelim. Rakamlar bize kadına karşı şiddetle alakalı bir fikir veriyor. Ama Türkiye'de ya da dünyanın herhangi bir yerinde, bir kadının öldürüldüğü yerde yalnızca sayılar üzerinden konuşmayı çok az buluyoruz. Bu konuya yeteri kadar kafa yormamanın, bu konuyu bir tür siyasallaşmanın, siyasallaştırmanın aracı olarak görüyorum."
- "Vicdanı olan kimse kadın cinayetlerini savunamaz"
Vicdanı, merhameti olan, kendisine "insanım" diyen hiç kimsenin, kadın cinayetlerini savunamayacağını belirten Zengin, kadına karşı şiddetin sıfırlanması için Adalet, İçişleri, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler bakanlıklarının koordineli çalışma yürüttüğünü anlattı.
Adalet Bakanlığının kadına yönelik şiddetin engellenmesine yönelik yaptığı çalışmalara işaret eden Zengin, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül tarafından 18 Aralık 2019'da kadına karşı şiddetin önlenmesi amacıyla genelge yayımlandığını hatırlattı.
Zengin, bu kapsamda başsavcılıklar bünyesinde Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Bürosunun Türkiye genelinde yaygınlaştırılacağını, şiddet vakalarına bu bürolardaki uzman savcıların bakacağını söyledi.
AK Parti Grup Başkanvekili Zengin, "2020'nin son 10 aylık rakamlarına bakıldığında Türkiye'de hayatını kaybeden kadınların sayısında yüzde 24 oranında geriye gidiş var. Bu işin asli sahibi üç bakanlığımız. Bu manada hakimlerimize, savcılarımıza ve kolluk kuvvetlerine özenli görev yapma konusunda büyük sorumluluk düşüyor." ifadelerini kullandı.
- "Boşanma süreçleri çok uzun"
Türkiye'de boşanma süreçlerinin çok uzun olduğunu, boşanmanın da sürekli sayılar üzerinden konuşulduğunu dile getiren Zengin, şöyle devam etti:
"Mesele azlık çokluk meselesi değil. Asıl mesele, Türkiye'de boşanma sürelerinin uzunluğu, şiddetin bir anlamda yayılmasına sebep oluyor. Dava süreci uzadıkça bazen mal paylaşımı, bazen davanın gidişatı, bazen çocukların velayeti üzerinden artan bir şiddet unsuru var. Bu yüzden bu süreçlerin tamamını bir bütün olarak değerlendirmek lazım. Bu konuyu konuşurken gelişmeleri, bakanlıklarımızın ne kadar farklı, yeni, özel çalışmalar ortaya koyduğunu da atlamamak lazım."
Özlem Zengin, İçişleri Bakanlığının önemli bir çalışma yürüterek illerde ve ilçelerde, şiddetin engellenmesi konusunda 1086 "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Amirlikleri" oluşturduğunu hatırlattı.
Zengin, kadına şiddetin engellenmesi konusunda önleyici tedbirlerde yüzde 70 artış, kadın cinayetlerinde de yüzde 24 oranında azalma yaşandığını bildirdi.
- "Sürecin devamlılığı konusunda iş birliğine ihtiyacımız var"
Kadına şiddetin, dünyanın meselesi olduğuna değinen Zengin, "ABD'deki, Avrupa'daki oranlara baktığınız zaman Türkiye'deki oranlar, ABD'deki oranların yarısı kadar. Bu yüzden konuya yaklaşırken suçlayıcı, hiçbir şey yapılmıyormuş gibi, bütün çalışmaları değersizleştiren yaklaşım başta kadınlara büyük bir haksızlık." dedi.
"Benim bir derdim var." diyen bir kadının, gidebileceği pek çok yer bulunduğuna işaret eden Zengin, şunları kaydetti:
"Bazen kadınlarımız bu süreçleri yarım bırakıyorlar. Hukuk bir takip süreci. Siz şikayetçi olduğunuz andan itibaren bu sürecin takibi çok önemli. Bu suçlarla alakalı belli bir noktadan sonra zaten şikayetin geri çekilmesi, takibi ortadan kaldırmıyor ama kadınların bu manada bu sürecin takipçileri olmaları çok önemli. Çoğu kez şiddette şikayet olunuyor, vazgeçiliyor, tekrar ediliyor. Bu sürecin devamlılığı konusunda bir iş birliğine ihtiyacımız var.
Kadınlara, başına bir iş geldiğinde nereye gideceğini anlatmamız lazım. Görüyorum çok vahim hikayeler, hayatlar var. Adını bilmediğimiz fakat hayatları kurtulan kadınlar da var. O hayatları kurtulan kadınları öne çıkarmak lazım. Hangi mekanizmalara başvurulur, onlara hangi bakanlıklar, hangi birimler, hangi yardımda bulundu da hayatları kurtulan kadınlar ve çocuklar var."