Gezi Parkı eylemlerinin başladığı ilk günlerde Londra'da ortaya çıkan görüntülerde, Levent Kırca'nın, "Ben bu işlere ölümüne girdim. Ölmek var dönmek yok. Birkaç güne kalmaz Atatürk'ün askerleri tıkıldıkları hapishanelerden dışarı çıkartılacak." sözleri gündeme bomba gibi düşmüş, tepki toplamıştı. İşçi Partili Levent Kırca'ya bir tepki de AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner'den geldi.
BU FAŞİST İNSANLAR ERDOĞAN'A ‘DİKTATÖR' DİYOR
Metiner, "Erdoğan'ın sonu Menderes'in sonu gibi olacak!" diyenler, bir de utanmadan-arlanmadan demokrasiden söz ediyorlar. Darağaçlarını adres olarak gösterenlerin nasıl ilkel bir nefret duygusuyla dolu olduklarını söylemeye gerek yok. Ağaç için Gezi Parkı'na doluştuklarını söyleyen bu anlayıştaki insanların ağaçlardan sadece darağaçlarını anladıklarını bir kez daha görmüş olduk. Bu faşist insanların bir de utanmadan Başbakan Erdoğan'a yönelttikleri "diktatör" suçlamaları yok mu? Güler misiniz, ağlar mısınız? İlkesel tutarlılık diye ahlaki bir duruşu olmayanların sanatçılıktan söz etmeleri ise bu ülkeye özgü bir garabet örneği işte!" açıklamasında bulundu.
BİZ DEDİĞİMİZDE İNANMIYORLARDI
Gezi Parkı eylemleri başladığı zaman, bunun bir ‘komplo' olduğunu gerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gerekse hükümet yetkilileri tarafından dillendirildiğini söyleyen Metiner, bununla ilgili olarak Ergenekon bağlantısından bahsetti:
"Biz dediğimizde inanmıyorlardı. "Komplo" teorilerinin arkasına sığındığımızı söylüyorlardı. Ne mi diyorduk? Şunu: İlk günkü gençlerimizin masumiyetinin üzerinde Ergenekon'un sol ve sağ ayağını oluşturan çevreler, Cumhuriyet mitinginin tertipçileri ve bilumum figüranları Ergenekoncu düzeni yaşatmak için meydanlara indiler. Bunu dediğimizde her taşın altında Ergenekon veya Silivri aradığımızı söyleyenler umarım bir kısım sanatçı çapulcuların sözlerinden sonra gerçeği görürler."
TEK YOL DEVRİM RÜYASIYLA YATIP KALKANLAR…
Levent Kırca'yı da Ergenekoncu olarak niteleyen Metiner, Kırca'nın "Birkaç güne kalmaz Atatürk'ün askerleri tıkıldıkları hapishanelerden dışarı çıkartılacak" sözlerine olan tepkisini şöyle dile getirdi:
"Ne diyorlar o bir kısım Ergenekoncu sanatçı çapulcular: "Birkaç güne kalmaz Atatürk'ün askerleri tıkıldıkları hapishanelerden dışarı çıkartılacak." Peki nasıl çıkarılacaklar? Tabii ki cezaevleri basılacak Atatürk'ün dışardaki askerleri tarafından. "Tek yol devrim!" rüyalarıyla yatıp kalkanlar cezaevlerini boşaltacaklarmış! Hani eylemlerin amacı Gezi Parkı içindi? Ne çok yalan söylediler, ne çok yalan sözler üzerinden kendi gerçek niyetlerini sakladılar? Nihayet bu sözlerle dayanamayıp kendi asıl amaçlarını ortaya koymuş oldular. "Ben bu işlere ölümüne girdim. Ölmek var dönmek yok" diye gençleri gaza getiren o sanatçı bozuntularına sözlerinin eri olmalarını salık veririm. Gençleri cepheye sürüp sanatçılık pozlarıyla konuşmalar yapmak mertlik değildir. Sözünün eriysen hani neredesin, niçin burnun dahi kanamadı?"
ONLAR SANATÇI DEĞİL, ÇAPULCUDUR
Gerçek sanatçının ölümü savunamayacağı ifade eden Metiner, ölümü kutsayan ve gençleri ölümüne cepheye süren birine bağnaz bir çapulcu denir, sanatçı denmez, değerlendirmesinde bulundu. Metiner, sözlerini şöyle sürdürdü:
GENÇLER ÖLÜNCE SANATÇILAR ŞANLARINA ŞAN KATACAK
"Ölümü yücelten bu anlayış gençlerimizin kanından beslenen bir anlayıştır. Sözde devrimcilik ve militanlık olmaz. Gençler ölecek, o sanatçılar da şanlarına şan katacaklar! Sevsinler sizin mücadele anlayışınızı! Gerçek sanatçı ölümü kutsamaz. Gençleri ölüme göndermez. Gençlerin kanı üzerinden kendilerine bir gelecek inşa etmeye yönelmez. Gerçek sanatçı duyarlılığı, bir ağacın sökülmesine tepki duyan, bir karıncanın dahi ölümüne göz yaşı döken bir duyarlılıktır. Ölümü kutsayan ve gençleri ölümüne cepheye süren birine bağnaz bir çapulcu denir, sanatçı denmez! Gözünü kin ve kan bürümüş birine sanatçı demek sanatın duyarlılığını öldürmek anlamına gelir."