İzmir 1. Bölge’de CHP 6, Ak Parti 6, MHP 1 milletvekili çıkardı. Bugüne kadar CHP’nin yoğun oy aldığı ilçelerin de içinde bulunduğu 2. Bölge’de CHP 7, Ak Parti 5, MHP 1 milletvekili çıkardı. İzmir’de seçimler sakin bir atmosferde geçerken, sonuçlar 11 milletvekiline sahip iken bu seçimlerde 13 milletvekili çıkaran CHP’de hayal kırıklığı yarattı. İki milletvekili çıkaran MHP ise sessizliğe gömüldü.
Ak Parti diğer kentlerden farklı olarak İzmir’e gösterdiği özenin karşılığını aldı. Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın ilk sıralardan aday gösteren Ak Parti diğer sıralarda ise örgütten gelen adaylara yer verdi. İki bakanın seçim süreci boyunca, İzmir’i adeta proje bombardımanına tutmaları alınan sonuçlarda etkili oldu. Özellikle İzmir’de Binali Yıldırım’ın izlediği politikanın etkili olduğu görüldü. Bir yandan kentin yıllardır beklediği ihtiyaçlara göre projeler oluşturan Yıldırım, öte yandan İzmir’in kırmızı çizgilerine zarar vermeyeceklerinin üzerine basan bir seçim stratejisi uyguladı. Böylece sahil kesiminin ‘kırmızılar’ını zorlamadan, kentin içerisinde umut yaratarak ve özellikle bugüne kadar yeterli yatırım almayan İzmir işdünyasında umut yaratarak istediği sonucu aldı.
CHP yarışamadı
İzmir’de özellikle 2009 yerel seçimlerinde yüzde 55,2 oy alarak gücünü ortaya koyan CHP’nin genel seçimlerde arzu ettiği sonucu elde edememesinde öncelikli etki iki bakanın vaadleriyle ortaya koyduğu tabloyla yarışamaması oldu. İlçe belediyelerinin önemli kısmının yeterince çalışmaması ve özellikle metro yapımının gecikmesi seçimde CHP aleyhine işleyen unsurlardı. CHP İzmir’in laiklik ve özgürlük duyarlılıklarını da yeterince işleyemedi. Parti, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun sloganlarıyla seçim politikası yürütmeyi yeterli gördü. Örgüt yeterli bütünlükte çalışamadı.
Ortaya çıkan sonuçlar, bugüne kadarki genel seçimlerde en az 4 milletvekili çıkaran MHP açısından da büyük hayalkırıklığı yarattı. İzmir seçmeni bu seçimlerde kendine özgü duruşunu kaybetmemekle birlikte, iktidar partisine ihtiyatlı bir yeşil ışık yakarken, CHP’ye ise yenilenmesi gerektiği konusunda ihtar verdi.
İzmir ‘kolay’ değişmiyor
Ak Parti ilk kez İzmir’e bu kadar önem verdi. Adayları iyiydi. Projeleri güzeldi.
Çok para harcadılar. Harika bir miting yaptılar.
Dahası...
“12 Haziran’da benim kulağım sadece İzmir’de olacak” diyecek ölçüde heyecanlı, iddiasını “İzmir’de Ak Parti açık ara önde çıkacak” inancıyla pekiştiren bir Genel Başkanı vardı. Ama. Olmadı.
Sayın Başbakan’ın kulağı, dün akşam korkarım, fena halde çınladı!
2007 genel seçiminde CHP ile Ak Parti arasındaki 5 puanlık fark, kapanacağına, 7 puana çıktı.
İfade ya da itiraf
Çünkü olamazdı.
Başbakan Erdoğan tarafından ‘özel görev’ ile İzmir’e gönderilen ve Ak Parti’nin seçim kampanyasını yöneten İsmail Hakkı Turunç’un ifadesi ya da itirafı ile ‘başarılı olmak için’ önlerinde sadece ‘40 gün’ vardı.
40 günde âlemi şaşırtan işler ancak Jules Verne’in romanlarında olur!
Türkiye siyasetine egemen olan düzenin bozuk yanlarından biri de bu zaten.
Siyaset ve siyasetin yapılma nedeni olan ‘millet’ ciddiye alınmıyor.
Sanılıyor ki, 30 ilçe, 91 belediye, 623 köy, 2 milyon 904 bin 169 seçmene sahip bir büyük şehir; 40 günde kafaya alınabilir.
Olmuyor işte. Alınamıyor.
Sırası garanti olanlar
Ve bozuk düzenin başka bir alâmeti de, İzmir’den seçilecek 26 milletvekilinden 20’sinin adını seçimden önce sıralayıp, kendilerini kutlamamdı herhalde!
Hayret değil mi?
Demokrasinin gerçekten uygulandığı bir memlekette, kim ‘seçilmeden’ seçilir?
Maalesef.
Türkiye’de ‘sırası garanti’ olan herkes seçilir! Seçmen, kendine ait olan ‘hakka’ sahip çıkmadığı sürece de...
Daha çok seçilir.
Bu arada CHP ne yaptı derseniz...
1991’deki seçimin sonuçlarına bakmış ve “Aradan 20 yıl geçmiş alt tarafı, değişmiş olamaz İzmir’in tavrı” demiş olabilirler meselâ.
Malum.
O seçimde Refah Partisi, Türkiye’de birinci olmuştu. İzmir’de ise beşinci!
Dolayısıyla fazla bir şey yapmalarına gerek yoktu. ‘Kendi aralarında tepişmekten öte’ fazla bir şey de yapmadılar zaten.
BAŞKAN MÜKERRER OY KULLANDI
Kula ilçesine bağlı Sandal beldesinin Ak Partili Belediye Başkanı Saffet Dinçer, Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nda 1076 numaralı sandıkta oyunu kullandı, fakat seçmen listesinde isminin olmadığı ortaya çıktı. Dinçer, daha sonra isminin bulunduğu 1074 nolu sandığa gidip tekrar oy kullandı. Dinçer, hakkında iki kez oy kullandığı gerekçesiyle İlçe Seçim Kurulu’na şikayette bulunuldu. Dinçer, bunun üzerine 1076 nolu Sandık Kurulu tarafından çağırılıp, buradaki listenin sonuna TC kimlik numarası yazılıp, imzası alındı.
‘Otomobilde pusula’ paniği
Çınarlı semtindeki bir otomobilde, yüzlerce Ak Parti mühürlü oy pusulularının bulunduğu iddia edildi. Emniyet yetkilileri, otomobilde BDP’nin desteklediği bağımsız adaylar için müşahitlik yaptığı öğrenilen M.A.’nın seçmenleri bilgilendirme amaçlı ‘örnektir’ yazan yaklaşık 500 örnek oy pusulasını taşıdığının anlaşıldığını söyledi.