Yenişafak ailesine ve çalışma arkadaşlarına Efkan Ala'yı sordu.
Temel Ala (babası): "Çok akıllı bir çocuktu. Bizi hiç üzmedi. Zorşartlarda okulu bitirdi."Refik Yeşilyurt(İlkokul arkadaşı): "Sınıfta sevilen, çalışkan biriydi. Okul dışında bağda bahçede olurduk."Mustafa Ak(Üniversiteden arkadaşı): "Soğukkanlı ve muhakemesi güçlü biriydi. Kemal Cirit (iş arkadaşı): Edebiyata ve musikiye meraklıydı. Cemil Meriç'ten etkilenmişti.
Batman ve Diyarbakır valiliği süresince sergilediği sıra dışı bürokrat portresi onu halka sevdirdi ve başarı da ardındangelince önce Başbakanlık müsteşarlığına ardından da İç İşleri Bakanlığı'na taşıdı. İnsan odaklı düşünce tarzı 'Cana geleceğine mala gelsin' sözleriyle hafızalara kazınan Âlâ, 1965Erzurum Oltu doğumlu. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden 1987'de mezun oldu. Mezuniyetinin ardından kaymakamlık stajına başladı.
TÜRKİYE'NİN HER YERİNE GİTTİ
İki yıl Sakarya Valiliği maiyet memurluğu, bir yıl İngiltere'de hizmet içi eğitimden sonra, ikişer yıl Dernekpazarı, Kabataş ilçelerinde kaymakamlık, Tunceli'de vali yardımcılığı yaptı. İçişleri Bakanlığı'nda Eğitim Şube Müdürlüğü, İller İdaresi Daire Başkanlığı, Turizm Bakanlığı'nda Eğitim Genel Müdürlüğü ve Müşavirlik görevlerinde bulundu. 2003'te ise Türkiye'nin en genç valisi olarak Batman Valiliği'ne, yaklaşık 2 yıl sonra da Diyarbakır valiliğine getirildi. Efkan Âlâ'yı biz değil yakınları anlatsın istedik. Onlardan kendi tanıdıkları Efkan Âlâ'yı sorduk. Karşımıza tez canlı ama soğukkanlı, analiz ve ikna yeteneği yüksek, bürokraside insanı esas alan, halk için hizmeti önceleyen, edebiyata ve musikiye meraklı bir Efkan Âlâ portresi bulduk.
12 YAŞINDA EVDEN ÇIKTI
Efkan Âlâ, Temel ve Gönül Âlâ çiftinin sekiz çocuğunun en büyüğü. Oltu'nun Çanakpınar köyünde yaşıyorlar. Temel Bey köyün muhtarı. Oğlu Efkan Ala'yı çalışkan, kendi halinde, akıllı bir çocuk olarak anlatıyor. Oğlunun eğitimini zor şartlaraltında tamamladığını söyleyen Temel Bey, şunları söylüyor: 'Efkan çok akıllı bir çocuktu. Bizi hiç üzmedi. Derslerineçalışırdı. Okula zor şartlar altında gitti. O zamanlar ben dışarıda çalışıyordum. Saygılı, hayırlı bir evlattı. Yaramaz birçocuk değildi. İnsanlar arasında ayrım yapmazdı. Yeni görevinde vatana millete faydalı olmasını diliyorum' Anne Gönül Âlâ da aynı temennileri iletiyor. Efkan Âlâ'nın 12 yaşındayken yanından ayrılıp yatılı olarak okumaya başladığını söyleyen Gönül Âlâ, 'O zamandan sonra tatillerde bir iki gün gelip dizimin dibinde oturursa otururdu. O zamandançıkmış yanımdan' diyor.
DERSTEN SONRA TARLAYA
Efkan Âlâ'nın ilkokul arkadaşı Refik Yeşilyurt Oltu'da ticaretle uğraşıyor. Birlikte aynı sıraları paylaştığı Efkan Âlâ'nın en çok ikna kabiliyetine vurgu yapıyor. Refik Bey, 'Efkan Bey çalışkan bir arkadaşımızdı. Sınıfta sevilen biriydi. Uyumlu, fikir üreten, ikna kabiliyeti olan birisiydi. O dönemde ailelerimiz sıkıntı içindeydi. Maddi zorluklarla okuduk. Okul dışında bağda bahçede olurduk. Derslerden sonra anne babalarımıza tarlada yardım ederdik. İlkokuldan sonra İmam Hatip lisesinde yatılı okudu Erzurum'da. Ben Erzurum'a gittikçe uğrardım. Erzurum Kongre caddesinde bir yerimiz vardı. Oturur orada sohbet ederdik. Sonra ben ticarete başladım. O da talebeliğine devam etti. Fırsat buldukça da hep birbirimizi ziyaret ettik. Hala görüşüyoruz' diyor.
Valiliğin ışıkları hep yanardı
Batman'ın tanınan iş adamlarından Zeki Seven, Efkan Âlâ ile Batman valisi olduğu dönemde, bölge turizmi ile ilgili bazı projelerde birlikte çalışmış. Ancak ilk tanışıklıklarının İstanbul Üniversitesi mühendislik fakültesinde okurken, okulun ve Vefa öğrenci yurdunun koridorlarından olduğunu söylüyor. Seven, bir iş adamı olarak Efkan Âlâ'nın valilik sürecini şöyle anlatıyor: 'Kendisi zaten sıradışı bir valiydi. İnsan öncelikli, sonuç odaklı çalışmak için yaratılmış. Halk için hizmet eden bir devlet adamı. Onun döneminde Batman hizmette, yönetimde, bölgesel açılımlarda yeni bir yapılanma yaşadı. Özellikle terörle mücadelede... Sorumluluk ve risk alan bir valiydi. Mesaiyi iş ne zaman biterse o zaman bırakırdı. Valiliğin ışıkları sürekli yanardı. Hasankeyf'i Türkiye Efkan Âlâ döneminde tanıdı, uluslararası tanıtımında çok ciddi katkılar sağladı. Biz de turizm alanında çalıştığımız için konferanslar, sergiler, Hasankeyf mağaralarının ilk girişlerinin yapılması, güzergahların ışıklandırılması konularında beraber çalıştık. Sıradışı bakanımıza başarılar diliyoruz.'
Ahmet Kabaklı Sezai Karakoç dinledik
Lise yıllarından sonra üniversitede İstanbul Siyasal Bilgiler fakültesine girer Efkan Âlâ. Burada edindiği arkadaşlarıyla bugüne dek süren dostluklar kurdu. Hatta bu arkadaş gurubu 87'ler diye anılıyor. Bugün vali, müsteşar, genel müdür pozisyonundaki bir çok isim Efkan Âlâ'nın bu dönemden arkadaşı. Şu an Keçiören Belediye Başkanı olan Mustafa Ak'la da üniversiteye başladıklarında tanışmışlar. Anadolu'dan İstanbul'a gelen ve burada arkadaş olan Ak ve Âlâ sadece İstanbul'da beraber okumamış aynı zamanda İstanbul'u da birlikte okumuşlar. Okullarında devam mecburiyeti olmadığı için, birebir ders takibi yerine, ders notundan çalışıp İstanbul'un kültür ortamlarında bulunmayı tercih etmişler. Mustafa Ak o günleri şöyle anlatıyor: 'İstanbul Üniversitesi'nde 1983 yılında tanıştık. O zamandan beri dostluğumuz devam ediyor. Biz sadece İstanbul'da okumadık, İstanbul'u da birlikte okuduk. İstanbul'daki hem kültürel hem sanatsal faaliyetlere katıldık. İstanbul tarihi dokusuyla, üç imparatorluğa başkentlik yapmış olmasıyla gerçekten okunması bilinmesi gereken bir yer. Bu zenginliğinden faydalanmak açısından İstanbul'u keşfetmek, İstanbul'u tanımak için etkinlikleri takip ettik. Ahmet Kabaklı'nın Edebiyat dergisi çerçevesinde yapmış olduğu sohbetler vardı. O sohbetlere katılıyorduk. Samiha Ayverdi'nin bulunduğu dönemlerde Fetih cemiyetinde musiki sohbetleri olurdu. Oraya giderdik. Necip Fazıl'a yetişemedik ama edebiyatın çok yoğun bir şekilde hissedildiği yıllardı. Vakıfların, cemiyetlerin yapmış olduğu çalışmalara katılır, Sezai Karakoç gibi isimlerin sohbetlerini dinlerdik'
BULAŞIKLARA TALİP OLURDU
Yıllardır tanıyan bir arkadaşı olarak Efkan Âlâ'nın kişiliğini soğukkanlı ve muhakemesi güçlü olarak tanımlıyor Ak. 'Özellikle dersleri çok takip etmezdi ama olayları muhakeme etme, analiz etmeyle ilgili çok tartıştığımız bir arkadaşımızdı. O yönü gelişmiş bir devlet adamıdır' diyor. Arkadaşlarının çoğunun gelir düzeyi düşük olduğunu söylüyor Ak. Bu nedenle zorlu şartlarda okumuşlar. 'Her şeyi paylaşırdık. Burslarla okuduk. Hepimizin hedefi bir an önce kendimize bir iş bulmaktı' diyor.
Öğrencilik yıllarında yurtta kalan Efkan Âlâ, Mustafa Ak'ın kaldığı öğrenci evine gelir, zaman zaman da kalırmış. 'Yemeği ben yapardım, Efkan Âlâ bey bulaşığa talip olurdu' diyor. Okuldan sonra Mustafa Ak özel sektöre geçmiş, Efkan Âlâ ile devlet görevine başlamış ancak irtibatlarını koparmamışlar.
Devlet insan için var olmalı
Efkan Ala ile uzun yıllar çalışan isimlerden biri de şu an Artvin Valisi olan Kemal Cirit. Efkan Ala'nın Batman valiliği döneminde, vali yardımcısı olarak, Efkan Ala Başbakan müşaviri olduğu dönemde de Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürü olarak birlikte çalışmışlar. Efkan Ala'nın sıradışı bir yönetici olduğunu Kemal Cirit de söylüyor. Ala'nın açık toplum, demokrasi, yönetimde katılımcılık, özgürlükler, yönetişim ilkelerini tam anlamıyla uyguladığını ifade eden Cirit, Efkan Ala'yı şöyle anlatıyor: 'Yönetim felsefesi içinde bir katılımcılık anlayışı var. Ciddi anlamda disiplinlidir. Çok tez canlıdır.
BÜROKRASİ ANLAYIŞINI DEĞİŞTİRDİ
Arzu ettiği hususların çok kısa sürede ve doğru biçimde gerçekleşmesini temenni eder. Yönetim işini de asla bir meslek olarak görmez, bir pozisyon olarak değerlendirir. Toplumla ilişkilerinde de asla elitist değildir. Tamamen yatay bir ilişki kurar. Empati yapar. Batman'da vali yardımcılığını yaptım. O dönemde Hasankeyf gibi bir kültür mirasının hem ulusal hem de uluslararası alanda tanınmasında ve kültürel miras olarak ortaya çıkmasında ciddi emek ve katkısı var. O dönemler sıkıntılı dönemlerdi fakat orada sadece kamu bürokrasinin değil vatandaşların da bir zihniyet değişimi yaşamasını sağladı. Başbakanlıkta 7 yıl birlikte çalıştık. Hem toplumsal paradigmanın değişimi hem de başbakanlık bürokrasisinin paradigmasının değişimi konusunda ciddi anlamda farklı bir yönetim felsefesi sergiledi. İnsanın devletin kurum ve kuruluşlarının merkezinde olması gerektiğini savundu. Bireyin öne çıkacağı bir anlayışın bürokrasi içinde hakim olması için katkı sundu.'
CEMİL MERİÇ'TEN ETKİLENMİŞ
Efkan Ala'nın hep bahsedilen edebiyat ve musiki ilgisini de biraz açıyor Kemal Cirit: 'Hem dünya klasiklerinin hem Türk edebiyatının özelliklerini üzerinde taşır. Çok okuyan bir insandır. Ciddi anlamda Cemil Meriç'ten etkilenmiştir. Alev Alatlı'nın saçaklı mantığını kullanmayı başarmış bir bürokrattır. Türk sanat musikisinin çok güzel, ağdalı parçalarını kendisinden dinleyebilirsiniz. Amatör anlamda çok yakın arkadaşlarına söyler. Bazen çalışırken de söyler. Unutulan musikinin nağmelerini sergilemede oldukça iyidir, ciddi anlamda bir ezberi de vardır bu konuda.' Kemal Cirit, Efkan Ala'nın çok yemeğe düşkün biri olmadığını ancak balık kültürünün de çok geliştiğini söylüyor ve ekliyor 'Her çeşidini de çok iyi bilir.'
Efkan Âlâ halkın içinden bir isim. Fırsat bulduğunda dinlenmek için doğduğu köye gidiyor.
Kaynak: Yenişafak