Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, gazeteci Hrant Dink davasında Türkiye'yi oybirliğiyle mahkum etti. Türkiye; yaşama hakkı ve etkili bir soruşturma ihlali ile ifade özgürlüğü ve etkili başvuru hakkının ihlali nedeniyle toplam 133 bin 595 Euro ödemeye mahkum edildi.
AİHM'den yapılan basın açıklamasında, 2007 yılında suikast sonucu hayatını kaybeden Hrant Dink müstear ismini kullanan Fırat Dink, eşi Rahil Dink, kardeşi Hasrof Dink ve çocukları Delal, Arat ve Sera Dink'in yaptığı başvuruların karara bağlandığı belirtildi.
Hrant Dink'in Agos gazetesinde 2003 ve 2004 yıllarında yayınladığı makaleler hakkında bilgi verilen açıklamada, aşırı uçların bu makaleler hakkında suç duyurusunda bulunduğu belirtildi. Dink aleyhine açılan dava ile ilgili sürecin özetlendiği açıklamada, üç kurşunla öldürülen gazeteci hakkındaki suçlamanın düştüğü belirtildi. Dink ailesi, gazeteci Dink'in yaşam hakkını korunması görevinin devlet tarafından yerine getirilmediği ve hakkında açılan davanın onu aşırı milliyetçilerin hedefi haline getirdiği gerekçesiyle AİHM'ye başvurmuştu.
Aralarında Türkiye'den Işıl Karakaş'ın da bulunduğu yedi yargıç başvurularla ilgili oybirliğiyle karar verdi.
Türk devletinin Fırat Dink'in yaşam hakkını korumada başarısız olduğu yönündeki şikayeti değerlendiren AİHM, Türk güvenlik güçlerinin milliyetçi çevrelerin Dink'e yönelik yoğun düşmanlığını dikkate almış olması gerektiği görüşünü benimsedi. AİHM; hem İstanbul hem de Trabzon polisi ile Trabzon jandarmasının suikast girişimi ihtimaline karşı bilgilendirildiğinin, hatta şüphelilerin kimlik bilgilerinin belirlendiğinin, İstanbul Savcılığı ve İçişleri Bakanlığı müfettişleri tarafından ortaya koyduğunu ifade etti. Açıklamada, "Bu şartlar ışığında, suikast tehdidi 'gerçek ve yakın' olarak değerlendirilmeliydi." denildi.
Türk yetkililerin suikastı engellemek için kendilerinden beklenen her şeyi yapıp yapmadığını da değerlendiren mahkeme, suikast planının ve bunun an meselesi olduğunun rapor edilmediği ve bunu engellemek için önlem alınmadığını belirtti. Fırat Dink'in polis korusu istemediğini belirten mahkeme, "Fakat, hakkındaki suikast planlarını bilmiyor olabilirdi. Dink'i korumak için harekete geçmesi gereken plan hakkında bilgilendirilen Türk yetkililerdi." dedi.
Konuyla ilgili soruşturmaların etkili olmaması ile ilgili şikayeti de inceleyen mahkeme, Trabzon ve İstanbul'daki sorumluların etkili şekilde soruşturulmadığına hükmetti.
Hrant Dink'in ifade özgürlüğü davasıyla ilgili iç hukuk yolu tükenmiş olmasa da bu nedenle aşırı milliyetçilerin hedefi olduğunu belirten AİHM, bu durumun 'demokratik bir toplum için gerekli olma' şartını karşılamadığını ifade etti. Mahkeme, devletin, 'herkesin kamuoyundaki tartışmalara korkusuzca katılarak görüşlerini açıklayacağı bir ortam sağlaması' sorumluluğunu yerine getirmediğine hükmetti.
AİHM, Dink ailesinin soruşturma sonuçlarına etkin şekilde ulaşmasına imkan sağlanmadığı gerekçesiyle de Türkiye'yi mahkum etti.
AİHM; Fırat (Hrant) Dink'in eş ve çocuklarına toplam 100 bin, erkek kardeşine ise 5 bin Euro tazminat ödenmesine hükmetti. Şikayetçilerin 28 bin 595 Euro tutan mahkeme masraflarını da Türkiye ödeyecek.