“Necdet Paşa 'ya Övgü” başlıklı yazısında Ahmet Hakan şöyle diyor:
“Kızmazsanız Genelkurmay Başkanı Necdet Özel 'i öveceğim biraz.
İçim de pek rahat.
“Yeremediğini övme / Övemediğini yerme.”
Günümüzde Genelkurmay başkanlarını yermek sonuna kadar serbest mi?
Serbest.
O zaman mesele yok. Kendilerini sonuna kadar övebiliriz de.
Gözlemleyebildiğim kadarıyla… Bir “Necdet Özel alerjisi” var toplumun bir bölümünde. İki temel gerekçeye dayanıyor bu alerji:
BİR: Silah arkadaşları hapislerde sürünürken O hiç bir şey yokmuş gibi yapıyor
İKİ: Sivil hükümete sonsuz itiat etmiş bir görüntü veriyor.
Hemen söyleyeyim: Bu iki gerekçe de benim Necdet Özel 'e alerji duymamı değil, sempati duymamı sağlıyor.
Birinci gerekçeye bakalım:
Ne yapması bekleniyor Necdet Paşa 'dan? Silah arkadaşlarını kurtarmak için elindeki silahlı gücü adli makamlara karşı bir tehdit olarak kullanılması mı? “Arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın yoksa fena olur” falan mı demesi bekleniyor? Eğer adli mekanizmalarda haksızlıklar sözkonusuysa Necdet Paşa 'nın buna karşı yapabileceği ne var?
İkinci gerekçeye gelinince:
Sivil hükümete itaat eden, Necdet Özel 'in ayıbı değil tam tersine şerefi ve şanıdır. “Delikanlı genelkurmay başkanı” elindeki silahlı güce yaslanarak sivil hükümete ayar vermeye kalkışmaz.
Şehit askerlerin arkasından gözyaşı dökmesine gelince…
Gülebilen ve ağlayabilen insanlar benim açımdan kıymetli insanlardır. Ama dikkat! Sadece ağlamak yetmez gülünecek de… Necdet Paşa 'nın gözyaşlarını gördük. Umarım kahkahalarını da işitiriz.
ÖZKÖK: SEN AĞLARSAN TÜRKİYE ZIRLAR
Ertuğrul Özkök ise köşesinde Orgeneral Nejdet Özel 'e eleştirilerde bulundu. “Paşam sen ağlarsan Türkiye zırlar” başlıklı Özkök yazısının çarpıcı bölümleri şöyle:
Türk ordusunun Genelkurmay Başkanı 'na sesleniyorum. Bir vatandaş olarak tepkimdir. Ağlama kardeşim. Evet insansın. Evet yüreğine o genç çocukların acısı düşmüş. Evet, içinden fışkırıyor o ıstırap. Eğer öyleysen; eğer kendini tutamayacak kadar kötü durumdaysan, vur kapını, kapan odana, “bana telefon bağlamayın” de.
Ağla katıla katıla…
Ama bizim önümüzde ağlama. Sen ağlarsan, sende ağlarsan;
Bu ülkenin, Çanakkale 'de bile ağlamayan komutanları ağlamaya başlarsa, bu millet, Türkiye ne yapar?
Zırlar kardeşim. Evet zırlar. O durumda da komutanına “zırlama” diyemeyeceği için, geçer aynanın karşısına, kendi suratına haykırır, “zırlama kardeşim.”