Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, bugünkü köşe yazısında imam-hatip liseleri ile normal liseler arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları ele aldı.Tüm liselerde aynı derslerin okutulduğunu ifade eden Hakan, eğitim ortamlarının hemen hemen aynı olduğunun altını çiziyor.
İşte Ahmet Hakan'ın bugünkü yazısı...
İmam-hatiplerle ilgili temel bilgiler
Uzun zamandır gözlemliyorum: İmam-hatip dendiğinde olaya yabancı tiplerin akıllarına Pakistan'daki yeraltı medreseleri falan geliyor. "Kişi bilmediğinin düşmanıdır" derler. Onun için yazdım bunları.
İmam-hatiplerin normal okullardan bir farkı yoktur.
Bugünlerde "Açıldı/açılacak" diye gürültü koparılan orta kısımlarına bir bakalım:
Normal okullarda hangi dersler varsa, imam-hatiplerin orta kısmında da aynı dersler var.
Tek fark şurada:
Arapça ve Kuran dersleri...
Yani?
Orta kısımlarının açılmasıyla bir şeylerin elden gitmesi falan söz konusu değil.
AYNI DERSLER OKUTULUYOR
İmam-hatiplerin lise kısımları için de aynı durum söz konusu:
Normal okullarda hangi dersler okutuluyorsa...
İmam-hatip lisesinde aynı dersler okutuluyor.
Tek fark şurada:
Arapça, Kuran, hadis, tefsir, kelam gibi derslere de yer veriliyor.
ONLAR DA HABABAM
İmam-hatip liseleriyle ilgili temel bilgiler sıralayalım:
BİR: Öğretmenler, düz liselere giden öğretmenlerle aynı. Yani 'sizin fizikçi', bir süre sonra 'bizim fizikçi' olabiliyor. Tıpkı 'sizin İngilizceci'nin, bir süre sonra 'bizim İngilizceci' olması gibi...
İKİ: Milli Güvenlik dersi imam-hatipte de vardı. Benim zamanımda Milli Güvenlik dersine gelen asker kişi için kapıda "Dikkaaat" çekilirdi.
ÜÇ: İnkılap tarihi, imam-hatipte de en önemli dersler arasındadır.
DÖRT: Beden eğitimi dersi, bando takımı, 19 Mayıs gösterilerine katılım falan... Hepsi ama hepsi imam-hatipte de vardır.
BEŞ: Herkes kendi sınıfını 'Hababam sınıfı' gibi görür ya... İmam-hatiplerde de durum değişmez. İmam-hatipler de kendi sınıflarını biraz öyle görürler.
ALTI: İmam-hatiplerde de görüş ayrılıkları vardır: Milliyetçiler, nurcular, akıncılar, radikaller, ortadan gidenler, aykırılar, liberaller, ehli dünya takılanlar, asiler... Tamam, 'komünist' ya da 'ateist' yoktur ama sonuçta bin türlü kafa vardır.
YEDİ: Durun bir dakika! Komünist ya da ateist yoktur dedim ama bazen 'komünist edebiyatçı' ya da 'ateist felsefeci' hocalar düşer imam-hatiplere... Onlar da kalenderlikleriyle öğrencinin gözdesi oluverirler. Böyle örnekler çoktur.
SEKİZ: Bu okullar da normal teftişten geçer. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan müfettiş gelir, sınıfa girer, sorular sorar falan... Yani normal okullar hangi denetimden geçiyorsa, bu okullar da aynı denetimden geçer.
ÖNCE BİL SONRA BİLDİR
"Kişi bilmediğinin düşmanıdır" derler.
Uzun zamandır gözlemliyorum:
"İmam-hatip" dendiğinde olaya süper yabancı tiplerin akıllarına Taliban yetiştiren 'Pakistan'daki yeraltı medreseleri' falan geliyor.
Durumu açıklığa kavuşturmak için yazdım bunları.
Çünkü...
Önce bilmek, ardından görüş bildirmek gerekir.
Bilmeden bildirilen görüşse düşmanlığın pekişmesine, inadın artmasına, paranoyanın çoğalmasına yol açar.
FARKI ATMOSFERİNDE
Ama şunu söylemeden de geçemem:
İmam-hatiplerle normal liseler arasında esaslı bir fark vardır.
O fark da yaydıkları atmosferdir.
İmam-hatip liselerinde...
İnceden bir dini hava, inceden bir İslam ahlakı esintisi vardır.
"İlle de İmam-hatip... İlle de İmam-hatip..." diye tutturanlar da aslında bu atmosfere hasta olmaktadırlar.
Yani esas cevaplamamız gereken soru şudur:
Bir memlekette iki farklı atmosfer yayan okul tipinin bulunmasının zararı var mıdır, yok mudur?
Meseleye buradan başlarsak çok daha faydalı bir tartışma yapmış oluruz.