Ahmet Hakan Hürriyet Gazetesi'ndeki köşesinde Başbakan Erdoğan'ın gündeme getirdiği dindarlık tartışmasına cevaben bir yazı kaleme aldı. Hakan, yazısında Atatürkçülüğün ve dindarlığın da bir torna tezgahından çıkartılığını ilseri sürerek; "Ben bir imalat hatasıyım" dedi.
İşte Hakan'ın o yazısı...
Ben bir imalat hatasıyım
DEDİM ki:
- Eğitimi torna tezgâhı gibi görüyorlar.
- Tornadan çıkmış gibi tek tip bireyler yetiştirmek istiyorlar.
- Bu memlekette senelerce "Atatürkçü torna" işletildi, şimdi de "dindarlık tornası" işletilmek isteniyor.
- Herkes kafasına uygun bir nesil yaratmak için uğraşıyor.
- Eller nesillerin üzerinden ne zaman çekilecek?
Evet, aynen bunları dedim.
* * *
Dediklerimden memnun olmayan bazı Atatürkçüler bana şöyle cevap verdiler:
"Bu memlekette herkes senin dediğin gibi 'Atatürkçü torna'dan geçirilmiş olsaydı, senin gibiler ortaya çıkmazdı."
* * *
Dediklerimden memnun olmayan iktidar yandaşları ise bana şöyle çıkıştılar:
"Merak etme: Dindarlık tornası herkese işlemez... İşleseydi imam hatipten senin gibi biri çıkmazdı."
Eğer Atatürkçülükten kasıt...
Askere sırt dayayıp farklı görüşlere aman vermemek ise...
Eğer imam hatiplilikten kasıt...
AK Parti iktidarının yanlışlarını eleştirmemekse...
Doğrudur...
Her iki tornaya da maruz kalmış bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak...
Tornanın hükmü bana sökmemiştir. Sadece bana mı?
Benim gibi birçok kişiye de işlememiştir torna tezgâhı.
* * *
Çünkü torna tezgâhları her zaman istenilen tip ve kalıpta ürünler çıkarmaz.
Bazen falso verirler.
İmalat hataları söz konusu olur.
Ben bir imalat hatasıyım.
Benim gibiler de imalat hatasıdır.
Ama bizim imalat hatası olmamız, torna tezgâhlarının işlevselliğine gölge düşürmez.