Abdi İpekçi suikastı sanığı Mehmet Ali Ağca hakkında şok bir iddia gündeme getirildi. Bir dönem BBP Genel Başkan Yardımcılığı ve Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun danışmanlığını yapan Dr. Selçuk Özdağ, İpekçi cinayetinin ardından Ağca'nın hedefinde darbe lideri Kenan Evren'in cunta ekibi olduğunu açıkladı. Özdağ, MGK üyesi kuvvet komutanlarından birini öldürmeye karar veren Mehmet Ali Ağca'yı bu fikrinden büyük bir oyunu görerek vazgeçiren ismin de merhum Yazıcıoğlu olduğunu ilk defa gündeme taşıdı.
Aslan Değirmenci'nin haberi
AĞCA, YAZICIOĞLUNA ULAŞIYOR
Abdi İpekçi suikastının ardından cezaevinden 6 ay sonra kaçırılan Ağca'nın Bulgaristan'a kaçışı sağlandıysa da Türkiye'ye girip çıktığını belirten Özdağ, dava arkadaşı Merhum Yazıcıoğlu'nun kendisine anlattığı vahim olayı Vakit ile paylaştı. Özdağ, 12 Eylül darbesinin hemen ardından Merhum Yazıcıoğlu'nun arandığını en yakın arkadaşlarının bile kendisinin nerede gizlendiğini bilmediği bir süreçte kendisine ilk ulaşan isimlerden birinin Ağca olduğunu söyledi.
YAZICIOĞLU'NDAN KARANLIK PLAN'A SERT TEPKİ
Yazıcıoğlu'nun arandığını, İpekçi'nin ise kaçak olduğunun altını çizen Özdağ, “Böyle bir süreçte nasıl oluyorsa merhum Yazıcıoğlu'na Ağca ulaşmayı başarıyor. Buradaki sırrı yıllarca Muhsin Yazıcıoğlu'da bulamadı. Kendisine Ağca'yı gönderenleri tanımadı. Öyle bir trafikte ve süreçte kendisine ulaşan Ağca, darbe yapan cuntanın kuvvet komutanlarından birini öldürmek istediğini anlatıyor. Bir plan hazırlığı içinde olduğunu vurguladığında da Yazıcıoğlu'nun çok sert tepkisi ile karşılaşıyor. Yazıcıoğlu, Ağca'nın karanlık planını daha fazla dinlemek yerine kolundan tuttuğu gibi bulunduğu ortamdan dışarı atıyor. Hatta tokatlıyor” dedi.
PLAN TUTSAYDI DARBE DERİNLEŞECEKTİ
Ağca'nın İpekçi suikastı sonrasında dünya kamuoyunda mahkûm olanların muhafazakarlar olduğunu vurgulayan Özdağ, “O suikastın hemen ardından muhafazakarlar kamuoyunda mahkûm edilmiştir. Eğer kuvvet komutanlarına yönelik suikast planı da hayata geçmiş olsaydı hem ihtilal uzun sürecek hem de sağ görüşlülerden bir çok masum genç idam edilecekti. Ağca ise suikast emrini Yazıcıoğlu'ndan aldığını iddia edip olayın seyrini çok daha derinleştirecekti. Ancak merhum Yazıcıoğlu, yönlendirmeyi fark etmiş ve oyunu oracıkta bozmuştur. Büyük bir operasyonu engellenmiştir” diye konuştu.
DİNK CİNAYETİNDE DE AYNI OYUN SAHNEYE KONDU
Benzer bir süreci Hrant Dink olayında da yaşadıklarını hatırlatan Özdağ, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu ilk plan değildi. Sürekli karanlık eller Yazıcıoğlu'nun etrafında dolaşır ancak müdahale ettiğinde o el kırılırdı. Hrant Dink cinayeti de büyük bir operasyondu. Organizasyonun başında olanlar ‘kaos' meydana getirmek ve milli manevi değerlere sahip çıkan insanları ‘zan' altında bırakmak istemişlerdi. Bugün çete davaları derinleştikçe de bu gerçeği herkes daha iyi görmeye başlamıştır. Ancak Hrant Dink öldürüldükten hemen sonra büyük bir oyun sahneye konmuş ve gözlerin merhum Yazıcıoğlu'na çevrilmesi sağlanmıştı. Hatta yap-boz oyunu gibi merhum'un arkasında fotoğraf çektiren gençlerin suikast ile ilgisi ortaya çıkarılmış, Alperenler suçlanmaya kalkışılmıştı. Oysa merhum oyunu yine anında fark etmiş, önce sağ duyu çağrısında bulunmuş ardından karanlık tüm tezleri bir bir çürütmüştü. İlk açıklamasında da, Türkiye'nin çok kritik bir süreçten geçtiğini ifade eden Yazıcıoğlu, ‘Hrant Dink'e sıkılmış olan kurşun aslında Türkiye'nin birliğine, dış itibarına, ülkemizin huzur ve güvenliğine, demokrasiye sıkılmış bir kurşundur. Bu bütün milletimizin ortak duygusudur. Bu cinayetle aslında Türkiye hedef alınmıştır' demiştir.”
AĞCA KONUŞMALIDIR
Bugün Ağca'nın konuştuğu takdirde karanlık tarihe ışık tutacağını vurgulayan Özdağ, “Ergenekon'un o günkü derin izine ulaşabilmek te Ağca'ya bağlıdır. Ağca, darbeye giden yolda ilk adımı atan kişidir. Ona bu adımı attıranları açıklayarak ülkesine hizmet etmelidir” dedi.