17 Eylül 1961'de idam edilmeden önce bu satırları kaleme alan merhum başbakanlardan Adnan Menderes'in vefatının üzerinden yarım asır geçti. 27 Mayıs darbesinin ardından Yassıada Mahkemesi'nde hukuksuz bir şekilde yargılanan Menderes'i millet unutmadı. Merhum başbakan ve iki bakanı, bugün saat 11.00'de Topkapı'daki Anıt Mezar'da düzenlenecek törenle anılacak.
1899'da Aydınlı varlıklı bir çiftçinin çocuğu olarak doğan Adnan Menderes, 1931 seçimlerinde CHP'den Aydın milletvekili seçildi. Atatürk'ün ölümünden sonra CHP genel başkanı olan İsmet İnönü'nün 'üretim araçlarını devletleştirme' faaliyetlerine karşı çıkan ve TBMM'deki en sert çıkışını 'Çiftçiyi Topraklandırma Yasası' görüşmelerinde yapan Menderes, muhalefeti nedeniyle 1945 yılında CHP'den ihraç edildi. CHP'den birlikte ihraç edildiği Celal Bayar, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan ile 7 Aralık 1945'te Demokrat Parti'yi kurdu. 14 Mayıs 1950'de yapılan seçimlerde DP yüzde 52,7, CHP ise yüzde 39,4 oy aldı. Menderes ardından girdiği 1954 ve 1957 seçimlerinden de birinci çıktı.
17 EYLÜL'DE İDAM EDİLDİ
Menderes'in başbakan olarak tek başına iktidarda bulunduğu 1950-1960 döneminde Türkiye ekonomisi ortalama yıllık yüzde 7,8 oranında büyüdü. Dış politika açısından da birçok önemli çalışmaya imza atan Demokrat Parti hükümeti, 27 Mayıs darbesiyle iktidardan indirildi. Ardından Menderes ve DP yöneticileri için Yassıada Mahkemesi kuruldu. Yüksek Adalet Divanı tarafından yargılanmaya başlandı. Yapılan oturumlar her gece radyoda 'Yassıada Saati' programında halka duyuruldu. Menderes, aralarında 'Örtülü ödenek davası', '6-7 Eylül olayları', 'Vatan cephesi' gibi 13 ayrı davadan yargılandı ve suçlu bulundu. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan, 16 Eylül 1961'de sabaha karşı, Menderes ise İmralı adasında 17 Eylül 1961'de saat 13.21'de idam edildi. Menderes, idam edilmeden önce yazdığı son mektubunda şu satırlara yer verdi:
ADNAN MENDERES HÜRRİYET UĞRUNA BAŞINI KOYDU
"Sizlere dargın değilim. Sizin ve diğer zevatın iplerinin hangi efendiler tarafından idare edildiğini biliyorum. Onlara da dargın değilim. Kellemi onlara götürdüğünüzde deyiniz ki, Adnan Menderes hürriyet uğruna koyduğu başını 17 sene evvel almadığınız için sizlere müteşekkirdir. İdam edilmek için ortada hiçbir sebep yok. Ölüme ne kadar metanetle gittiğimi, silahların gölgesinde yaşayan kahraman efendilerinize acaba söyleyebilecek misiniz? Şunu da söyleyeyim ki milletçe kazanılacak hürriyet mücadelesinde sizi ve efendinizi yine de 1950'de olduğu gibi kurtarabilirdim. Dirimden korkmayacaktınız. Ama şimdi milletle el ele vererek Adnan Menderes'in ölüsü ebediyete kadar sizi takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Ama buna rağmen duam sizlerle beraberdir."