Sahabenin Kur'an-ı Kerim'i ve Hz. Muhammed'i dinledikleri zaman "işittik ve uyduk" dediklerini, yorum yapmadıklarını ifade eden Belada, şöyle konuştu:
"O Peygamber 23 yıllık zaman zarfı içinde böylesine insanlar yetiştirdi ki o insanlar bahsedildiği gibi Çin'den, Endülüs'ünden, İspanya'sından, şarkından, garbından ulaşmadığı, gitmediği hiçbir yer bırakmadılar. Onlar insanların gelmesini beklemiyorlardı. Onlar insanlara gidiyordu. Gittikleri zaman da daha çok söylemekten ziyade yaşıyorlardı. Biliyorsunuz yaşanmayan din, anlatılamaz."
İslam'ın ilk yıllarında Müslümanların Mekke'de bir mahallede bir süre abluka altında yaşadığını, abluka kalkınca Hz. Muhammed'in yapılan tekliflere rağmen dini yaymaktan vazgeçmediğini belirten Belada, "Bu adamlar bize ne kadar iyilik yaptı, ne kadar zor durumdan bizi kurtardılar. Minnet borcumuz var bizim onlara, 'Ne olur ki biraz esneyiversek' demiyor. İşte inanç, işte şahsiyet inşası budur. Bulunan her yerde inanan insan, fikri ile fiziğiyle dimdik ayakta duran, kime ne diyeceğini, nasıl olması gerektiğini, nasıl bulunması gerektiğini bilen insandır." dedi.
Konferansa, Vali Yavuz Selim Köşger, Adana Müftüsü Mehmet Taşcı, din görevlileri ve vatandaşlar katıldı.