Açlık çeken Peygamber

Hz. Aişe Validemiz buyuruyor ki: Peygamber'in gidişinden sonra bu ümmetin başına ilk gelen belâ, doyasıya yemektir.

Hz. Aişe Validemiz buyuruyor ki: Peygamber'in gidişinden sonra bu ümmetin başına ilk gelen belâ, doyasıya yemektir. Çünkü insanlar, karınlarını doldurduklarında bedenleri semizleşiyor, böylece kalpleri zayıf oluyor, şehvetleri serkeşlik ediyor. [Buhari]

 

 Hz. Peygamber neden oturarak namaz kılıyor?

 

Ebu Hureyre şöyle anlatıyor: Peygamber oturarak namaz kılarken ben huzuruna girerek: "Ey Allah'ın Resûlü! Bakıyorum oturarak namaz kılıyorsun? Sana isabet eden nedir?" dedim.

 

Hz. Peygamber: "Ey Ebu Hureyre! Açlıktır" dedi. Bunun üzerine ben ağladım, bana: "Ey Ebu Hureyre! Ağlama, kesinlikle kıyamet gününde, hesabın şiddeti dünyada Allah rızası için açlık çekene isabet etmez" buyurdu. [Ebu Nuaym]

 

Üç gün boyunca açlık çeken Peygamber

 

Hz. Fatıma, Hz. Peygamber'e bir parça arpa ekmeği getirdi. Hz. Peygamber kızına: "Bu nedir ya Fatıma?" deyince, Fatıma: "Bu, pişirdiğim bir ekmektir. Nefsim sana bu parçayı getirmeyince rahat etmedi" dedi.

 

İşte o zaman Hz. Peygamber: "Babanın üç günden beri yediği ilk yemek budur" buyurdu. [Tabarani]

 

Hz. Ali ile Fatıma'nın açlık çekmesi

 

Allah'ın Resûlü bir gün Hz. Fatıma'ya gelerek: "Benim iki oğlum nerededir?" diye sordu. Hz. Fatıma: "Sabah kalktık. Evimizde yiyecek hiç bir şey yoktu. Ağladıklarında onları doyuramayacağımız için, Ali onları alıp dışarı çıktı. Sanırım onları falan Yahudi'nin bahçesine götürdü" dedi.

 

Hz. Peygamber o tarafa yöneldi. Baktı ki Hasan'la Hüseyin hurmaların dibinde eşilen su çukurunda oynuyorlar, önlerinde de taze hurma vardı. Ali'ye: "Hararet basmazdan önce çocukları eve götürsen olmaz mı?" dedi. Hz. Ali: "Ey Allah'ın Resûlü, sabah kalktık, evde yiyecek bir şey yoktu. Eğer oturursan Fatıma'ya biraz hurma toplayayım" dedi.

 

Hz. Peygamber de oturdu. Hz. Ali de Fatıma için taze hurma topladı. Onları bir beze koyduktan sonra geldi. Hz. Peygamber çocuklardan birini, Hz. Ali de diğerini alarak eve getirdiler.

 

Hz. Ali şöyle anlatıyor: Ne bizim yanımızda, ne de Peygamberin yanında yiyecek bir şey yoktu. Evden çıktım. Yolda bir dinar bulunduğunu gördüm. Nefsimle onu alıp almamak hususunda mücadele ettim. Sonra onu aldım. Çünkü biz çok acıkmıştık ve sıkıntıya düşmüştük. Mal satmak üzere gelen tüccarlara gittim. Onunla un satın aldım. Onu Fatıma'ya getirip bunu hamur yaparak ekmek pişirmesini söyledim.

 

Fatıma hamur yaptı. O hamuru yaparken o kadar halsizdi ki, saçları hamur teknesinin kenarına değiyordu. Sonra Resûlullah'a gelerek dinar meselesini kendisine açtım, Bana "Yiyiniz, Allah onu size rızık olarak verdi" dedi. [Ebu Davud]

 

Hz. Ali şöyle anlatıyor: Peygamberle beraber açtık. Ben karnımın üzerine açlık sebebiyle taş bağladım. Bugün ise, malımın zekâtı kırk bin dinarı bulmaktadır. [Heysemi]

 

Hendek Ashabının aç kalması ve üşümesi

 

Ebu Cihad'ın oğlu, babasına: "Ey baba, siz Resûlullah'ı gördünüz, onunla arkadaşlık yaptınız. Andolsun, eğer ben Resûlullah'ı görseydim şöyle şöyle yapardım!" dedi.

 

Babası: "Allah'tan kork ve yavaş ol! Nefsimi elinde tutana yemin ederim, Hendek gecesinde Resûlullah ile beraberdik. Peygamber: "Kim gider de şu kavmin haberini bize getirirse Allah onu kıyamet gününde bana arkadaş yapacaktır" buyurdu. Halktan hiç kimse kıpırdamadı. Çünkü hem açtılar, hem de çok üşümüşlerdi.

 

Üçüncü defa Hz. Peygamber: "Ey Huzeyfe!" dedi. Ve Huzeyfe'yi gönderdi.

 

"Siz bugün daha hayırlısınız!"

 

Hz. Peygamber bir ara ashabının yüzlerinde görülen açlık emarelerine baktı. Onlara: "Müjdeler olsun! Üzerinize öyle bir zaman gelecektir ki herhangi birinize sabah bir kab tirid (et yemeği), akşam da bir kab tirid verilecektir!" dedi.

 

"Ey Allah'ın Resûlü! Biz o gün hayırlı oluruz!" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Bugün siz, o günkünden daha hayırlısınız" buyurdu.

İslam Haberleri