Kabinenin Zaza kökenli bakanlarından Cevdet Yılmaz, açılımın tek etnik grupla sınırlandırıldığı yönünde bir izlenim oluştuğu fikrinde: “Burası homojen bir bölge değil ki. Zazalar mesela daha farklı bir etnik grup. Farklı bir takım özellikler gösterirler, bu Türkiye’de çok fazla bilinmez. Daha geniş nüfusa sahip olan diğer Kürtlere Kurmaç deriz.” Yılmaz, Radikal’i memleketi Bingöl’de misafir etti ve açılımın aslında dar kapsamda anlaşıldığından dert yandı.
Açılım konusu çok tartışılıyor. Sizin bakış açınızdan açılım süreci nedir?
Habur’da yaşananları hiçbirimiz kabul etmiyoruz. Hükümet olarak çalışmalarımız tek etnik gruba dair değil. Açılım dar anlaşıldı. Bu bölgenin homojen bir yapısı olduğu düşünülüyor. Oysa farklı etnik ve inanç gruplarında insanlar yaşıyor. Zazalar mesela daha farklı bir etnik grup. Dilleri, yaşadıkları alan farklı. Daha çok Tunceli ve Bingöl’deler.
Anadilde eğitim tartışmasında Zazaların da talepleri var diyebilir miyiz?
Zazaca farklı bir dil. Zazaların bu anlamda farklı talepleri yok, ama Zazaca’nın da kültürel bir değer olarak kullanılması, korunması gerekir. Açılım dediğimizde sadece etnik mesele değil, mezhepler var, sosyo ekonomik yoksullukla uğraşanlar var. Buradaki ana fikir, demokratik standartı herkes için yükseltmek. Konuşabildiğimiz sürece çözemediğimiz bir sorun yok. Toplumun ezici bir çoğunluğu, Türkiye’nin birliğinden yana.
O zaman açılım varoşları dahi kapsayan bir proje, öyle mi?
Tabii ki Doğu ve Güneydoğu’yla ilgili sorunlar da var. Ama o işin bir parçası. Alevilerin, gayrımüslümlerin, Romanların, yoksul kesimlerin, varoşların sorunları açılım içinde. Esası daha entegre bir ülke olma tartışması. Çok boyutlu bir şey. Sadece bir grupla ilgili değil.
Siyasete girme kararı, bürokrasiden sonra siyaset nasıl bir duygu?
Bürokratik hayatım DPT’de geçti. Siyasette seçmenle çalışma yeni. Hala siyasetten kişisel problemlerle ilgili beklenti içinde çok kişi var. Karı koca kavga etmiş, “Aramızı düzelt” diyen var. İşin bu tarafı zamanınızı alıyor. Normal bürokratik ortamlarda alamadığınız bilgileri bu ilişkilerden alıyorsunuz. Bu artı tarafı, eksi tarafı ise çok fazla bireysel problemlerle uğraştığınızda makro problemlere zaman ayıramıyorsunuz.
Babacan da okul birincisi ben de
Güneydoğu’da 7 kardeşli bir ailede büyümüşsünüz. ODTÜ’yü birincilikle bitirmişsiniz.
Güneydoğu’da gençlerin en önemli çıkış kapısı eğitim. Eğitimle bir yerlere gelinebileceğini görmeleri açısından, benim gibi örneklerin artması lazım. ODTÜ’yü birincilikle bitirdim, ama dersleri iyi dinlemek dışında çok çalışmazdım. Ali Babacan da benimle aynı dönemde o da kendi bölümünün birincisiydi. Ancak fakülteler farklı olduğu için okuldan tanışmıyoruz.
Kendinizle ilgili bir özeleştiri yapmanızı istersem, ne dersiniz?
Hayatımda müzik aleti çalamadığım için kendimi eksik hissederim. ‘Sanatla müzikle daha çok ilgilenseydim’ derim. Onu yapamadım hayatım boyunca. Sadece şiir yazdım, siyasete girene kadar. Çok amatör şiirlerdi onlar da.
Siyasette özeleştiri yaptığınız bir alan var mı?
Gerçek anlamda siyaset fedakarlık. Bir taraftan da çok şerefli onurlu bir faaliyet. Ama çok uzun süre yapmamak gerekiyor. Zaman içinde görülecektir, ama ben çok uzun olmaması gerektiğini düşünüyorum. Siyasette özeleştiri konusuna gelirsek, insanlarla belli noktalarda net bir çizgi çizebilmek gerekiyor. Kimi zaman daha sert durabilmek diye bu soruyu yanıtlayabilirim.
Radikal