Islah Hareketi (Toplumsal Adalet ve Islah Hareketi Derneği) yöneticileri, Diyarbakır Silvan ilçesi Bağlar mahallesindeki taziye evini ziyaret ederek, Örüç ailesine sabır ve başsağlığı dileğinde bulundu.
Erkeklerin mahalledeki boş bir binada oluşturulan taziye evini, kadınların ise eşi Hediye Örüç'ü evinde ziyaret ederek, acısını paylaştılar.
Biri mutfak ve banyo olarak kullanılan 2 odalı evinde taziyeleri kabul eden Hacı Örüç'ün eşi Hediye Örüç, eşini kaybetmenin üzüntüsünü, gözyaşı dökerek ve büyüğü 11 yaşında, küçüğü 1.5 yaşında olmak üzere 4 çocuğuna sarılarak atlatmaya çalışıyor.
Küçük Ayşe de Çok Hasta
Örüç'ün eşi Hediye Örüç, Islah Hareketi'nden Nurşen Bars ve Şükran Yokuş'a Kürtçe yaptığı konuşmada, yaşadığı acı olayı bir kez daha kısaca anlattıktan sonra, "Eşim ağır yükün altından kalkamadı. Yaşadığı sağlık sorunları ve yoksulluk sonucu intihar etti. Acımız büyük fakat biz geride kalanların da durumu ondan farksız değil. Başımızı sokabileceğimiz bir ev ve her ay düzenli bir gelire acil ihtiyacımız var. Ayrıca Ayşe başta olmak üzere çocuklarımın ciddi sağlık sorunları var. " dedi.
Yakın zaman eşiyle yaşadıkları hakkında bilgi de veren Hediye Örüç, eşinin geçirdiği ameliyatlar ve sürekli bir işi olmaması nedeniyle evliliklerinin hep yoksulluk içerisinde geçtiğini vurgulayarak, tek gelirlerinin eşinin 3 tekerlekli bisikletli arabası ile taşımacılık yaparak kazandığı para olduğunu ve hastalığının ilerlemesi nedeniyle son 3 aydır eşinin çalışamadığını kaydetti.
Bir Yıldır Devletten Yardım Almamışlar
Hediye Örüç devletten yardım alıp almadıklarıyla ilgili bir soru üzerine, yaklaşık bir yıldır herhangi bir devlet kuruluşlarından yardım almadıklarının altını çizdi.
"Ağır İşlerden Dolayı Hepsi Bel Fıtığı Olmuş"
Islah Hareketi'nden Mehmet Ülsen ve Veysi Aslan da erkek ziyaretçilerinin kabul edildiği taziye evinde acılı aileye sabır ve başsağlığında bulundular.
Taziye için İstanbul'dan geldiğini belirten Hacı Örüç'ün dayısı Abdulbari Gelen ziyaret sırasında Islah Haber'e yaptığı açıklamada, ailenin çok zor günler geçirdiğini, geçmişte ailenin bir çocuklarının da menenjit hastalığından hayatını kaybettiğini, Hacı Örüç'ün intiharının ardından şimdi de büyük çocukları Ayşe'nin sağlık sorunları yaşadığını söyledi.
Gelen, "Hacı'ının büyük kızı hasta. Kalbi delik ve psikolojik sorunlar yaşıyor. Ayrıca Hacı'nın babası da çok hasta ve tedaviye ihtiyacı var. Yakın zamanda kolu da kırıldı. Kardeşleri Yaşar ve Sıtkı da sağlık sorunları yaşıyor. Yoksulluk ailenin belini bükmüş. Bu halleriyle bazen gidip inşaat gibi ağır işlerde çalışmışlar. Karınları da doymamış sağlıklarını da kaybetmişler. Çoğu ağır işlerden dolayı bel fıtığı olmuş."diye konuştu.
"Aç Yaşamışlar Ama Yardım Talebinde Bulunmamışlar''
Gelen, Hacı Örüç'ün çok yoksul olmasına karşın onurlu bir kişi olduğunu ve yardıma ihtiyacı olmasına rağmen yardım talebinde bulunmadığını şu sözlerle dile getirdi:
''Aç yaşamışlar ama gidip devletten yardım talebinde bulunmamışlar. Hem maddi imkânsızlıklar hem de fiziki zorluklara rağmen gidip bulabilirlerse en ağır işlerde çalışmışlar. Bu gördüğünüz bisikletle eşya taşıyarak, geçimini sürdürüyordu. Onunla kazandığı miktar da çok düşük bir paraydı. Son aylarda hastalığı nedeniyle çalışamıyordu. Çalışamadığı için evinde yemek pişmemeye başlamıştı. Gururlu bir insandı. Yaşadığı sıkıntı onu bunalıma soktu.''
Hacı Örüç'ün kardeşi Sıtkı Örüç de iktidar, muhalefet, medya ve sivil toplum kuruluşlarından kendilerine çok sayıda ziyaretlerde bulunulduğunu hatırlatarak, bu ziyaretler sırasında özellikle iktidar kanadından kendilerine bir takım vaatlerde bulunulduğunu ve bu vaatlerin bir an önce yerine getirilmesini beklediklerini kaydetti.
"Ne Yüzle Oruçlarımızı Açar ve Rabbimize Döneriz"
Islah Hareketi yönetim kurulu üyesi Yavuz Karaoğlu ise Islah Haber'e yaptığı açıklamada, Müslümanların bu türden olaylara duyarlı olmanın yetersizliğinden yakınarak, "ramazan ayındayız. Yanı başımızda yemek olmadığı ve çocuklarının açlığına dayanamadığı için intihar eden insanlar var. Peki, biz ne yapıyoruz? Oruç tuğumuz halde çevremizde yığınla olan bu insanların acılarını göremiyor, görmek istemiyoruz. Müslümanlar kendileri dışında oluşturulan gündemlerde boğuluyor. Bizlerin olması gereken gündemlerimiz bunlar olmalı. Kendi gündemlerimizi oluşturmak zorundayız. Yardım faaliyetlerinin kendilerinin sorumluluğunda olmadığını iddia edenlerimize bile rastladığımız oluyor. Eğer biz çevremizdeki yoksulları görüp, gözetlemezsek bunun hesabını rabbimize nasıl veririz. Ne yüzle oruçlarımızı açar ve rabbimize döneriz."dedi.
Emin Altun / Islah-Haber