Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dünyanın en etkin gazetelerinden Londra merkezli Financial Times 'a (FT) verdiği mülakatta, kendini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la kıyaslayan ifadeler kullandı.
AK Parti'yi Erdoğan'la birlikte kurup büyüttüklerini vurgulayan Gül, Başbakan'ı kastederek, "Onun söylemi benimkinden farklı" dedi ve bu farkı şöyle açıkladı: "Cumhurbaşkanı olarak ben bir siyasetçi değilim... Daha geniş bir perspektifi temsil ediyor ya da mevcut resme daha geniş bir perspektiften bakıyorum ve herkesi kucaklıyorum... İnanmadığım bir şeyi söylemem."
AB YOLUNDA KALMA ÇAĞRISI
FT 'nin Türkiye'deki muhabiri Daniel Dombey'nin sorularını Çankaya Köşkü'nde yanıtlayan Gül, gazetenin dün yayımladığı mülakatta, Erdoğan'ın son dönemdeki söyleminden farklı vurgular yaptı.
"Gül, Türkiye'ye Avrupa yolunda kalmasını ısrarla tavsiye ediyor" başlıklı haberde, "Türkiye'nin cumhurbaşkanı, sıkıntılı Avrupa adaylığını ülkenin son on yıldaki başarısının nedeni olarak görüyor ve ülkenin başbakanıyla keskin bir karşıtlık ortaya koyarak, Ankara'ya AB'ye katılma gayretlerini bir kat daha arttırma çağrısı yapıyor" cümlesine yer verildi.
Gül'ün "Son on yılda hayata geçirilen reformların bütününe bakarsanız, bunlar AB acquis'sinin (birliğin mevzuatının) uyarlanmasıdır... Burada durmamalıyız, bu yeterli değil... Reformları kuvvetli biçimde ileri götürmeliyiz" sözleri de FT'de yayımlandı.
BAŞBAKANLIĞA KAPIYI KAPATMADI
Dombey şöyle yazdı: "Cumhurbaşkanı, siyasi rakiplerine karşı gayet kavgacı olan Erdoğan'la arasındaki karşıtlığa daha fazla ışık tutan sözlerinde, demokratik kuvvetler ayrılığının ve karşılıklı denetimin (checks and balances) işleyebilmesi için Türkiye'nin güçlü bir muhalefete ihtiyaç duyduğunu söyledi ve ileri bir tarihte kendisinin başbakan olma ihtimaline kapıyı kapatmadı."
FT'nin haberine göre, Gül, muhtemel başbakanlığıyla ilgili soru üzerine, "Henüz çok erken; bu görevde hâlâ iki yılım daha var" demekle yetindi.
DÖRT KONUDA FARK BELİRGİNLEŞTİ
Dombey'nin "(Gül'ün) Erdoğan'la arasındaki karşıtlık" olarak yorumladığı politik konular arasında, AB adaylığına sadakat vurgusu ve güçlü muhalefete verilen önemin yanı sıra, yeni Anayasa çalışması ile Suriye de öne çıktı.
FT, "Erdoğan yürütmeden sorumlu bir başkanlığın hayata geçirilmesini yeni anayasa ısrarının temeli yaparken, Gül en önemli şeyin yeni anayasa konusunda konsensüs sağlamak olduğunu savundu" diye yazdı ve Gül'ün ağzından şu cümleye yer verdi: "Yeni bir anayasa olması önemli; bu ortak bir anlayışa dayanmalıdır."
Mülakatta Gül'ün, Suriye konusunda mevcut tutumdan ayrılan vurgusu ise, "reel politiğe daha fazla odaklı" bir politika izlenmesi gerektiği yönündeydi. Gül, "Burada en önemli aktör Rusya'dır. Rusların (çözüme) angaje olmasını sağlamak için yapılması gereken, onların mevcut pozisyonlarını değiştirmelerine imkân verecek, durumu kurtarıcı bir girişim geliştirebilmektir" dedi.