Başkenti Bişkek’te düzenlenen Türk Konseyi Zirvesi’ne katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kırgızistan’a giderken gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
Uçakta gazetecilerin oturduğu bölüme gelerek aralarına karışan Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’yi hedef alan terör olayları, halkın ve siyasilerin teröre karşı gösterdikleri ortak tepki ve silahlı kuvvetlerin terörle amansız mücadelesi konularında önemli açıklamalarda bulundu.
BDP’nin terör örgütü PKK ile arasına mesafe kaymayarak onlarla sarmaş dolaş görüntüler vermesi konusunda da önemli uyarılarda bulunan Cumhurbaşkanı Gül, Suriye’de beklenen gelişmeler, Esad ailesinin akıbeti ve İran’ın Suriye politikası nedeniyle Türkiye’yi hedef alan açıklamalarına da değerlendirdi.
Gaziantep’teki cenazeye tüm liderlerin katılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Maalesef son dönemde terörist faaliyetler daha çok hissedilmeye başlandı. Bayram gününü büyük acılar yaşayarak geçirdik. Gaziantep’teki terörist saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımızın arasında küçük çocuklar vardı.
Orada cenaze namazını kıldıran imam bile o küçücük çocuklar için çocuk niyetine dedi. Onlar daha küçücük çocuklardı. Ama böylesine günlerde teröre karşı hep beraber durabilmek çok önemlidir. Biz ve bütün liderler, siyasetçiler “Hep beraber gidelim” dedik. “Bu konuda birlik ve beraberliğimize verdiğimiz önemi gösterelim” dedik. Aynı safta birlik beraberlik içinde durduk.
“SİYASİ FARLILIK VE GERGİNLİKLER BİR TARAFA”
Gaziantep’teki cenazede herkesin aynı safta olması önemlidir. Böyle günde herkesin ayrı telde çalması doğru olmaz. En azından şu anda herkesin teröre karşı birlik olacağını göstermesi lazım. Bu ne kadar uzun sürerse terör de o kadar geriler. Bu bir dönemin meselesi değil, geniş bir sürecin meselesi. Bu meselenin bizim tarafımızdan gelecek nesillere daha ağır iletilmemesi lazım.
Terörle mücadelede herkesin farklı düşünceleri olabilir. Ama önerileri saygıyla dinlememiz ve yıkıcı olmamamız lazım. Güvenlik güçlerinin tamamı işbirliği içinde büyük bir fedakarlıkla mücadele ediyor. Terör örgütü bu yılı var olup olmama yılı ilan etti. O nedenle güvenlik güçleri de bunun farkında. Önceden her şeyi yakından takip ediyorlar.
“TERÖR ÖRGÜTÜNÜN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMEYELİM”
BDP binalarının yakılması doğru mu?
- Bu arada BDP binalarını ateşe vermek, BDP’liler üzerinden provokatif söylemler yapmak çok yanlış. Bazı vatandaşlarımız sağduyu çağrısı yapınca “Ne sağduyusu? O acıları görmüyor musunuz? Canlar yanarken bu nasıl söylem” diye tepki gösterebiliyor. Sakin olmak lazım. Yoksa işte o zaman terör örgütünün amacına hizmet etmiş olunur. Görmek istediği manzaraya istemeden katkı sağlanır. Kardeş kavgası ve provokasyonlara gelmememiz için tüm halkımız sağduyulu olmalıdır.
“PKK’NIN YAPTIĞINA DAİR HİÇBİR TEREDDÜTÜM YOK”
PKK olayı üstlenmedi fakat siz kesin konuştunuz?
- PKK en son Şemdinli’de olduğu gibi, silahlı şekilde yerleşim merkezlerini, geçmiş yıllarda olduğu gibi kontrol altına alma planları vardı. Ancak güvenlik güçlerimiz bunu önceden öğrenmiş, terör örgütünün Şemdinli’ye girişini engellemiştir. Son Gaziantep’teki saldırıda PKK üstlenmedi diye bir açıklamanın üzerinde değerlendirmeler yapılıyor.
Her ne kadar PKK “Benim işim değil” dese de teröristlerin sicilleri o kadar kötü, o kadar kabarık ki, insanın aklına başka bir şey gelmiyor. Küçük çocukların da içinde olduğu sivillerin bayramda öldürülmesinin ardından Kürdüyle Türküyle herkeste ortaya çıkan tepki oluşunca böyle bir şey demiş olabilir. Ama sonra ne oluyor? İnkar etse de olay ortaya çıkıyor ve yakalanıyorlar. Buna benzer 5-6 olay var. Benim PKK olduğuna dair hiçbir tereddütüm yok.
“BDP SORUMSUZCA DAVRANIYOR”
PKK ve BDP’lilerin görüntüleri hakkındaki değerlendirmeniz nedir?
- BDP’lilerin yaptıkları çok sorumsuzca. Onlar aslında siyasi aktör olarak Meclis’e gelmiş olsalar, ne söyleyeceklerse orada konuşsalar, dağdaki o görüntüleri vermeseler çok daha iyi olur. O görüntüler insanların tepkisini çekti. Çok büyük bir yanlış.
Suç mu?
- Suç bir yana, kendilerine de bir faydası yok. Eğer tüm ipleri kopartsalar ancak o zaman yapılacak işti bu. Anlamak mümkün değil. O nedenle çok büyük bir yanlış. Son olay değil genelde yaptıklarını da kendi iradeleri olarak görmüyorum.
“TÜRKİYE KENDİ İMKANLARIYLA TERÖRÜN ÜSTESİNDEN GELMELİ”
Dış ülkelerden veya komşu ülkelerden teröre destek geliyor mu? ABD ile işbirliğinden memnun musunuz?
- Bu konu sürekli gündeme geliyor. Ancak şunu söylemek istiyorum. Eğer bir ülke kendi başındaki belayı başka bir ülkenin desteğiyle çözme noktasına gelir, sürekli bu bahanenin arkasında giderse, bu da yanlıştır. Bu ABD ya da bir başkası olabilir, fark etmez.
Tabii ki müttefiklerle işbirliği kesin gereklidir. Onların desteği ile birlikte bazı komşuların teröre destek vermemesi önemlidir. Biz öncelikle bütün imkanlarımızı tek başımıza nasıl geliştiririz, üzerimize düşeni nasıl yaparız? Bunu düşünmemiz lazım. Bundan sonra ne sorgulayacaksak sorgulayalım. Tabii Amerika’nın daha yapabilecekleri var mıdır? Tabii ki vardır.
Daha çok şey vardır. Yeterli mi? Ben o kanaatte değilim. Ama bütün bunları konuşurken her ülkenin kendi dertleri, politikaları da var. Şu bunu yapmıyor, bu şunu yapmıyor diye sürekli söylemek doğru değil.