Ankara’nın Kazan İlçesinde yayımlanan yerel bir gazeteye röportaj veren CHP Kazan İlçe Başkanı Mustafa Dülger, 29 Mart yerel seçimlerinde aralarında Satı Kadın’ın torunlarının da bulunduğu birçok CHP’li seçmeni oylarını AK Parti ve DP’ye satmakla suçladı.
CHP’nin Kazan Belediye Başkan adayının seçimi kazanmak için yola çıkmadığını da iddia eden Dülger, “Kurduğumuz ekip bize yanlış yaptı. Diğer partilerle anlaştılar. Açık açık söylüyorum. AKP ve DP’ye satıldı oylar. Adayımız hiçbir zaman ben seçimi alacağım diye ortaya çıkmadı. Murat Karayalçın kazanırsa ben orada bir yer kapabiliriyim hesabı yaptı. Son bir haftada kurduğumuz ekip de bunu yaptı. Çok büyük yanlıştı. Suçlanan örgüt oldu. O ekibin hedefi Kazan’da CHP’ye az oy aldırıp 30 Mart’ta bizi burada istemediklerinden. Partinin aleyhine çalıştılar ve ileriye dönük ‘ilçe teşkilatını acaba biz alabilir miyiz’ hesabını yaptılar.” dedi.
80 YILLIK CHP’Lİ AİLEYE AĞIR SUÇLAMA
“OYLARINIZI SATTINIZ.”
Röportajda, İlk Köylü Kadın Milletvekili Satı Kadın’ın torunu Zekeriya Çırpan’ın da kendisine destek vermediğini hatırlatan Dülger, “Oy istemeye giden adayımız İbrahim Özer’e Zekeriya Çırpan ‘ben sana oy verip Mustafa Dülger’in burada potansiyelini arttırmam. CHP’yi yüceltmem’ demiş. Yani sanki CHP demek Mustafa Dülger demek. Ben hep iyi niyetle baktım. Zamanında babaları Remzi Çırpan için seçimlerde çok çalışmıştık. 2007 İlçe kongresinde ‘ilçe yönetiminde seni görmek istiyorum’ dedim. Ama istemedi, beğenmedi. Bana ne düşmanlığı var. Oysa ilçe başkanlığının bana bir katkısı yok. Ben partimin bayrağını onurumla gururumla taşımaya çalışıyorum. Ben yine söylüyorum; Kazan’da CHP’li olmak kolay bir iş değil.” Şeklinde konuştu.
İşte Kazan’ın Sesi Gazetesinde 22 Mayıs 2009 tarihinde yayınlanan röportajın Tam Metni:
Açık Açık Söylüyorum;
Oylarımız AKP ve DP’ye Satıldı!
Soru: 2009 yerel seçimlerinde CHP Kazan’da 4. parti oldu. Sayın İbrahim Özer ile sizin hedefiniz neydi? Oyları mı arttırmak? Seçimi mi almak?
Kazan’da yabancılar %75 olsa da halk yerli bir aday olsun ister. Buranın Yılbant köyünden İbrahim Özer’i en uygun gördük. Hasan Beysülen, Fezai Koca, Hayrettin Aksoy ve Mehmet Dülger’den oluşan bir güç birliği kurduk. Maddi manevi ne varsa tüm yetkiyi onlara verdim.
Soru: CHP’li adayınıza TAİ dışında Kazanda 500 oy çıktı. Ama bakıyoruz bu koordinasyon ile beraber ilçe örgütünde ki çalışanlara bin kişi çıkar.
Soru: Peki nerde bu oylar?
Kurduğumuz ekip bize yanlış yaptı. Diğer partilerle anlaştılar. Açık açık söylüyorum. AKP ve DP’ye satıldı oylar. Adayımız hiçbir zaman ben seçimi alacağım diye ortaya çıkmadı. Murat Karayalçın kazanırsa ben orada bir yer kapabiliriyim hesabı yaptı. Son bir haftada kurduğumuz ekip de bunu yaptı. Çok büyük yanlıştı. Suçlanan örgüt oldu. O ekibin hedefi Kazan’da CHP’ye az oy aldırıp 30 mart’ta bizi burada istemediklerinden. Partinin aleyhine çalıştılar ve ileriye dönük ‘ilçe teşkilatını acaba biz alabilir miyiz’ hesabını yaptılar. Kimsenin çalışmadılar demesine müsaade etmem. Hasan Beysülen, Zekeriya Çırpan, İbrahim Özer aday gösterildiğinde de ne yapmam gerekiyorsa ilçe başkanı olarak hepsini yaptım. Her köye her mahalleye gittim. Karayalçın’a oy verebilecek olan bütün köylere gittim. Partimi sonuna kadar temsil ettim. Ben olduğum sürece benim partim burada bitmez.
Soru: 2004’de aday yaptığınız Zekayi Çırpan’la neden parti olarak koptunuz?
Oy istemeye giden adayımız İbrahim Özer’e Zekeriya Çırpan ‘ben sana oy verip Mustafa Dülger’in burada potansiyelini arttırmam. CHP’yi yüceltmem’ demiş. Yani sanki CHP demek Mustafa Dülger demek. Ben hep iyi niyetle baktım. Zamanında babaları Remzi Çırpan için seçimlerde çok çalışmıştık. 2007 İlçe kongresinde ‘ilçe yönetiminde seni görmek istiyorum’ dedim. Ama istemedi, beğenmedi. Bana ne düşmanlığı var. Oysa ilçe başkanlığının bana bir katkısı yok. Ben partimin bayrağını onurumla gururumla taşımaya çalışıyorum. Ben yine söylüyorum; Kazan’da CHP’li olmak kolay bir iş değil.
Soru: Bir yıl sonra ilçe kongreniz var. Rakiplerinizin olacağını düşünüyor musunuz?
Eğer kafama uygun, bu partiyi belli bir yerlere benden daha ileriye götürecek biri var diye düşünürsem görevi bırakmaya hazırım. Ama burada bir sürü pisliklere bulaşmış, CHP’li olmaktan korkan, ben CHP’liyim diyemeyen, CHP’ye 10-20 sene zararı dokunan insan olduğunda,onların karşısına yine aday olurum.İsterim ki 15-20 sene emek verdiğim ilçe yönetimini emin ellere bırakıp, İl’de başka bir görevde siyasete devam edeyim.
Soru: Meclis Üyesi adayınız Muhsin Koca’ya karşı da yabancı gözüyle baktıklarını düşünüyor musunuz?
Elbette. Kürt kimliğinden ve Doğulu olduğundan dolayı Kazan’dan oy alamadığı gibi yabancı vatandaşlardan da alamadı. Kendi işçileri ve dernek üyelerinin vermediğini kendi ağzıyla söylüyor. En son yine sizin gazetenize vermiş olduğu demeçte Hasan Beysülen’in imzası var. Muhsin’i partinin aleyhine konuştu diye genel merkeze gidip o anda ihraç edebilirdim. Hasan Beysülen ise Lokman kazanır kazanmaz oğlunu, kardeşlerini, yeğenlerini toplayıp hayırlı olsuna gitti. Bunun içinden ne anlam çıkartıyorsunuz. Bunlar beni bitiremezler. Hasan Beysülen beni bitiremez. Onlardan daha yukarıda benim adamlarım var, örgütüm var. İnsanlara Kürt, Arap, Laz vb. diye yafta yapıştırılmamalı. Beysülen hiçbir zaman yönetimde olmadı. Onun tecrübelerinden faydalanmak istedik. Onu bu ekibe almamızın nedeni doğu ve güney doğu kökene dayalı oylara da ihtiyacımın olmasıydı.
Soru: 4 kişiden oluşturduğunuz bu koordinasyona güvendiniz. Fakat başarısız oldu. Sizin aldığınız kararlar ne kadar doğru?
Ben olacağım hükümet ki bak benim partim 10-15 bin oy alır mı almaz mı? MHP’nin burada kemikleşmiş 3-4 bin oyu var. Yusuf Fidantek’in kemikleşmiş oyu yoktu. Ne ile aldı o oyları? Taziyeye gittiğimizde ‘son bir haftaya kadar gelen aldı giden aldı gitti. Kayın biraderim öldü kimse kalmadı, herkes gitmiş Lokman’ın yanına daha fazlasını oradan almış’ demişti. DP diye bir parti var mıydı Kazan’da. Yusuf çıktı 3 aylık bir çalışma ile 5 bin oyla ikinci parti oldu. İkinci parti oluşunda Yusuf Fidantek’in kişiliğiyle mi aldı bu oyları. Adamın parası vardı bastı parayı aldı oyları. Kazan’da oylar para ile alınıyor. Ben insanların onuruyla oynamıyorum. İnanmadığı bir partiye para için oy vermek onursuzluktur.