Büyük Birlik Partisi (BBP)'nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazası ile ilgili soruşturmaya ilişkin görevsizlik kararı veren Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan raporda, olayın bir terör örgütü işi olabileceği ihtimali üzerinde duruldu.
BBP ve Yazıcıoğlu ailesi, helikopter kazasının soruşturulması için geçtiğimiz günlerde, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak, özel yetkili savcı görevlendirilmesi talebinde bulunmuştu. Kaza ile ilgili Devlet Denetleme Kurulu (DDK) raporundaki bilgileri de dikkate alan başsavcılık, parti ve ailenin taleplerine paralel olarak, soruşturma hakkında görevsizlik kararı verdi. Elde edilen veriler ve DDK raporu çerçevesinde, helikopter kazasının bir terör olayı olabileceği ihtimali üzerinde duran savcılık, olayın özel yetkili cumhuriyet savcısı tarafından incelenmesine karar verdi. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 250'inci maddesi kapsamında da helikopter kazası soruşturmasının bundan sonra Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesindeki özel yetkili savcının sürdürmesi gerektiği kanaatine varıldı.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunduğu raporda, kazanın terör örgütü işi olabilme ihtimaline dikkat çekti. Raporda, ''Yapılan şikâyet dilekçeleri incelendiğinde helikopter düşme olayının basit bir helikopter kazası şeklinde değil, henüz üyeleri tespit olunamayan örgüt mensuplarınca yapılan sabotaj sonucu düşürülmüş olduğuna ilişkin iddialar ve helikopter düştükten sonra yapılan arama kurtarma faaliyetleri sırasındaki yaşanan gecikme ve olumsuzlukların kasıtlı olarak gerçekleştirilmiş bir faaliyet olarak nitelendirilmesi ve bu hususun taraflarca ileri sürülmüş olduğu belirtilmiştir.'' denildi.
Helikopterde bulunan 'Argus 5000 CE' ve 'Skymap 3' cihazlarının enkaz alanından kaybolduğunun da belirtildiği raporda, terör şüphesine dikkat çekilerek, "Söz konusu eylemlerin mevcudiyeti muhtemel örgütün mensuplarınca, örgütün amacına yönelik olarak gerçekleştirilmiş olma ihtimali nedeniyle, söz konusu eylem ve istinatların terör örgütü üyesi olmak ve bu kapsamda birden fazla kişiyi tasarlayarak öldürme ve terör örgütüne yardımcı olmak şeklinde şüphelerin oluştuğu, bu nedenden dolayı da soruşturmanın Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250'inci maddesi kapsamında değerlendirilmesine karar verildiği" yönündeki ifadeler yer aldı. Raporda, NTV Haber Koordinatörleri Mirgün Cabas ile Mustafa Hoş, Albay Sezai Akgün, Emniyet Amiri Dursun Özmen, helikopterin sahibi Mustafa Kemal Süler ile muhtarlar Yılmaz Tilki ve Abdullah Göllü'nün şüpheli sıfatıyla yargılanması da istendi. Rapordaki iddialar şöyle yer aldı:
''Söz konusu helikopterin şüpheliler Mirgün Cabas ve Mustafa Hoş'un çalışanı oldukları bir ulusal televizyon kanalı tarafından ölen gazeteciye ait cep telefonu aranmak suretiyle sinyal vererek helikopterin düşürüldüğü ileri sürülmüştür. Ayrıca söz konusu helikopterin bölgede uçan Awacs uçakları tarafından yönü değiştirilerek düşürüldüğüne ilişkin haberler yer almıştır. Ölenlerden Muhsin Yazıcıoğlu'nun yakın akrabası olan tanık Rafet Arslanoğlu'nun helikopterde bulunan şahıslara Çağlayancerit'ten kalkışı esnasında bir poşet içerisinde dürüm verildiği ve dürüm nedeniyle zehirlenmiş olabileceklerini beyan ettiği, ayrıca helikopterde bulunan kişilerin karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu yaşamlarını yitirdiği ve helikopterin bu şekilde düştüğü ileri sürülmüştür. Yine Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun hazırladığı raporda, 'Transponderi açık olmayan veya alçaktan uçtuğu düşünülen bazı hava araçlarının kaza anındaki ve mahallindeki hareketlerinin varlığı gibi bazı tespit ve bulguların da muhtemel kaza nedeni olarak değerlendirilmesi ve araştırılması gerekiyor.''