63 yaşındaki baba oğluyla aynı sırada

Gire, çocukken köylerinde okul olmadığı için eğitimsiz kaldığını söyledi. "Okuma yazmanın zamanı yok." diyen Abdullah Gire, oğlunun tavsiyesi üzerine Siverek Halk Eğitim Merkezi'ndeki okuma yazma kursuna kaydolduğunu belirtti. Köylerinde okul olmamasına ve maddi imkansızlıklara sitem eden Abdullah Gire, şöyle devam etti: "Köyümüzde okul yoktu. Babamın maddi durumu da kötüydü. Bu nedenle başka bir yerde okula gitme imkanım yoktu. Ömür büyü mevsimlik işçi olarak çalıştık. Ailece şehir merkezine yerleştirdikten sonra bizim için eğitim hayatı başladı.

Çocuklarım benim gibi cahil kalmasın diye onları okula gönderiyorum." Gire, "Okuma yazma öğrenmenin yaşı yok, isterse insan 70 yaşında olsun. Çünkü okuma yazma bilmeyen insan günlük yaşamda binlerce zorluklarla karşılaşıyor. Benim oğlum benden önce kursa başladı. Oğlumun teşvik etmesiyle ben de okuma yazma kursuna gelmeye karar verdim. Önce birinci ademe kursunu bitirdim, daha sonra ikinci kademe kursuna kayıt oldum. Oğlum Kemal ile beraber kursa geliyoruz. Hocamız burada bize okuma yazma öğretiyor. Allah ondan razı olsun." diye konuştu.

Genç yaşta okuma yazma öğrenmenin mutluluğunu yaşadığını belirten oğul Kemal Gire ise mevsimlik işçi oldukları için bir türlü eğitim hayatına başlayamadığını anlattı.  Oğul Gire, "Allah'a şükür halk eğitim merkezinde açılan okuma yazma kursuna kayıt oldum. Benimle birlikte babam da okuma yazma kursuna kayıt oldu. Allah'a şükür şimdi okuma yazma öğreniyoruz." ifadelerini kullandı.

Siverek Halk Eğitim Merkezi öğretmeni Mustafa Karadağlı, kursa katılanların yaş ortalamasının yüksek olduğunu kaydetti. 16 öğrencisi olduğunu aktaran Karadağlı, 180 saatlik ikinci kademe kursuna katılan öğrencilerinin başarısının kendisini mutlu ettiğini dile getirdi. 63 yaşındaki öğrencisini örnek gösteren Karadağlı, okuma yazması olmayanlara şu çağrıda bulundu: "Okuma yazma bilmeyenler, çekinmesinler, kendilerine en yakın halk eğitim merkezine başvursunlar. Mutlaka her insan için bir kurs ve kurs saati vardır." Şalvarı ve poşu ile derslere katılan Abdullah Gire, öğretmenin söylediklerini dikkatle dinleyerek ve not alıyor. Gire, tahtaya kalkıyor, ödevini de zaman kaybetmeden yapıyor.