Dünyayı dehşete düşüren katliam hakkında yeni soru işaretleri yanıt bekliyor
Uluslararası güvenlik birimlerinin, Oslo saldırganı aşırı sağcı Anders Behring Breivik hakkında Norveç makamlarını daha önce uyardıkları ortaya çıktı.
Norveç Emniyet Teşkilatı PST'nin Genel Müdürü Janne Kristiansen, Interpol tarafından Mart ayında gönderilen ve Polonya'daki şüpheli bir kimyasal madde üreticisinden malzeme alan 50-60 kadar Norveçlinin isimlerinin bulunduğu listede, saldırganın adının da yer aldığını doğruladı.
Norveç gazetesi VG'ye açıklamalarda bulunan Kristiansen, saldırgan Breivik tarafından sipariş edilmiş olan yaklaşık 15 euroluk malzemenin çok önemli görülmediğini, Breivik'in bugüne kadar hiçbir adli suç kaydının bulunmaması nedeniyle soruşturma da açılmadığını kaydetti. Emniyet Genel Müdürü, "Eski Alman Stasi casusları bile bu kişinin gerçek niyetini ortaya çıkaramazdı diye düşünüyorum" sözleriyle emniyet teşkilatını savundu.
Hükümet, eleştirileri geri çevirdi
Norveç polisi, saldırının ardından bazı uzmanlarca, sadece yurt dışı kaynaklıterörve İslamcı tehdit üzerine yoğunlaşıp, ülke içindeki aşırı sağcı tehdidin ciddiyetini kavrayamamakla eleştirilmişti. Saldırganın Utöye adasında silahlı saldırıya başlamasının ardından, polisin olaya yaklaşık bir saat geç müdahale etmesi de tartışmalara yol açmıştı. Emniyet teşkilatı ise bombalı saldırının ardından özelterörle mücadelebirimlerinin kent merkezine yöneldiğini, adaya ulaşımda yaşanan sıkıntılar nedeniyle müdahalede gecikildiğini kaydetmişlerdi.
Ancak Adalet Bakanı Knut Storberget, Oslo Emniyet Müdürü ile görüşmesinden sonra gazetecilere yaptığı açıklamada Norveç polisini övdü. Storberget, polisin "inanılmaz" bir çalışma yaptığını söyledi.
"İki hücre daha var"
Dün ilk kez hâkim karşısına çıkarılan aşırı sağcı saldırgan, eylemleri gerçekleştirdiğini kabul etmiş, ancak suçsuz olduğu savunmasını yapmıştı.
Eylemleri yalnız işlediğini söyleyen Anders Behring Breivik, ancak organizasyonları içinde iki hücre yapılanması daha bulunduğunu öne sürmüştü. Breivik Oslo saldırıları öncesinde internette yayımlanan notlarda, kendilerini "Tapınak Şövalyeleri" olarak adlandıran, Avrupa çapındaki 80 hücreden biri olduğunu öne sürmüştü.
Norveç basınına göre emniyet yetkilileri, Breivik'in ifadelerini inandırıcı bulmuyor ancak incelemelerini sürdürüyor. Aşırı sağcı ve köktendinci Hrıstiyan görüşleri savunan zanlı, saldırılar öncesinde hazırladığı manifestoda, eylemlerin ardından "propaganda" safhasından söz etmiş, soruşturma ve dava süresince propaganda yapılmasını önermişti.
Dün ilk kez hakim karşısına çıkarılan zanlının duruşması, propagandayı engellemek için basına kapalı gerçekleştirilmiş, saldırganın duruşma sırasında üniforma giyme talebi de reddedilmişti. Hakim, Anders Behring Breivik'in tutukluluk halinin sürmesine karar vermişti.
İnsanlığa karşı suçla yargılanabilir
Yakın geçmişte güvenliği ciddi bir şekilde tehdit edilmemiş olan, geniş özgürlüklere sahip Norveç'teki yasalar ağır cezaları öngörmüyor. Norveçli saldırganın bu nedenle, terör suçundan hüküm giyse bile en fazla 21 yıl ceza alabileceği belirtiliyor. Ancak savcı Christian Hatlo, Aftenposten gazetesine yaptığı açıklamada, zanlının "insanlığa karşı suç" işlemekten de yargılanabileceğini kaydetti. Bu durumda da zanlı en fazla 30 yıl hapis cezası alacak.
32 yaşındaki aşırı sağcı saldırgan, soruşturma sürecinde en az 4 hafta dış ortamdan izole edilecek. Bu süre boyunca, zanlının delilleri karartmasını engellemek için, saldırganın mektuplaşması, basını takibi ve ziyaretçilerle görüşmesi yasak. Hakim, saldırganın soruşturma boyunca 8 hafta tutuklu kalmasını kararlaştırmıştı.
Saldırganın avukatı Geir Lippestad, devlet televizyonu NRK'ya yaptığı açıklamada, müvekkilinin yaşadığı ülke hakkında diğer Norveçlilerden tamamen farklı düşüncelere ve gerçeklik anlayışına sahip olduğunu söyledi. Saldırganın bugünlerde psikiyatrik testlerden geçirilmesi bekleniyor.
Breivik, ifadesinde ülkesini İslam'a ve Marksizm'e karşı korumak istediği için böyle bir saldırıyı düzenlediğini iddia etti. Zanlının ayrıca Müslümanların kitleler halinde Norveç'e gelmesinden sorumlu olan İşçi Partisi'nin Norveç kültürünü bozduğunu, halka ve ülkeye ihanet ettiğini, bu nedenle de cezasını çekmesi gerektiğini söylediği de belirtiliyor.
DW TÜRKÇE