POLONYA’YA resmi ziyarette bulunan Gül, Varşova yolunda bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. Gül, gazetecilerin, 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ’un, dönemin ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu’ya “Anayasa Mahkemesi ile konuştuk. AK Parti’yi kapatacaklar. Erdoğan, Gül ya da Arınç seçilirse TSK müdahale edecek” şeklinde mesaj gönderdiği iddia edilen belge ile Mumcu’nun, seçimlerde 367 toplantı yeter sayısının sağlanmasındaki rolüne ilişkin hatırlatma üzerine, şu yanıtları verdi:
İleride yazılır çizilir herkes biliyor
“Daha taze sayılır tarih açısından bu olaylar. Sizler hepiniz de bunları bire bir yaşadınız. Bizler aktör olduk, sizler de bunları takip ettiniz. O dönem demokrasiye yakışmayan birçok şeylerin olduğunu hep beraber gördük ettik, ama isim bazında bir şey söylemek istemem. Daha ileride belki bunlar da yazılır, çizilir. O dönem çok şeyler oldu, bunu herkes biliyor. Yani herhalde geriye baktığımızda bunlar inkar edilmeyecek gerçekler, çünkü herkes hayatta herkes biliyor.Ben belgeyi görmedim. Ama o dönemde çok şeyler oldu, bunu herkes biliyor. Yani herhalde geriye baktığımızda bunlar inkar edilmeyecek gerçekler çünkü herkes hayatta, herkes biliyor.” “Ben doğrusu o dönemin bütün detaylarını bilirim, ama bunlara değil, hep geleceğe bakıyorum. Tabii ki devleti yönetiyoruz, her zaman kendimi Cumhurbaşkanı olarak ‘çocuğun annesi’ olarak görüyorum. Onu korumak, devletimizi korumak.. O açıdan her şeyi detaylarıyla biliyorum, onu söyleyeyim. Çünkü dışarıdan bir insan değildim ben. Nihayetinde hükümetin bir parçasıydım ve hatta bütün güvenlik işleriyle de ilgilenen başbakan yardımcısıydım. Ama hiçbir zaman Cumhurbaşkanı olduktan sonra ne kimsenin yüzüne vurmuşumdur, ne ima etmişimdir. Çünkü, siyasi tarihimizde geçmişe değil, geleceğe bakmak lazım. Türkiye’nin hep beraber omuzlaması gereken çok önemli meseleleri var. Onun için kendi ülkemizi, kendi devletimizi hırpalatmadan, Türkiye’yi daha ileriye taşımak. Politikam bu oldu ve hep buna inandım. Böyle yapmaya da çalışıyorum.
Tutuklamalar gazetecilikten değil
Gül, Napoli Avrupa Birliği Koleji’nde ise öğrencilere hitap etti. Burada İspanyol gazeteci Gül’e Türkiye’de Çin’den daha çok tutuklu gazeteci olduğunu söyledi. Gül ise, “2003-2004’te bugün devleti yöneten hükümete karşı bir darbe planı olduğu ve buna gazetecilerin de dahil olduğuna ilişkin savcıların eline güçlü belgeler geçti. Bazı gazeteciler de tutuklandı. Yargılama devam ediyor, şüphesiz ben bunlara suçlu diyemem. Ancak tutuklu gazeteciler yazdıklarından değil, şiddet kullanan örgüt üyesi oldukları için tutuklu” dedi.
5 YIL SONRAYI DA BERABER GÖRÜRÜZ Gül, “Madem hep ileriye bakmak gerek diyorsunuz, 5 yıl sonra sizi nerede göreceğiz?” sorusu üzerine, “Dur bakalım, kim neyi garanti edebilir, değil mi? Böyle uzun vadeli planlar falan yapmak doğrusu pek doğru değil. Hep beraber yaşayarak göreceğiz” dedi.
Yeni anayasa için 3 ihtimal
Gül, seçimlerin ardından yapılacak yeni anayasa düzenlemesiyle ilgili olarak ise şöyle konuştu:”Çok detaylı bir anayasa var, daha öz olmalı. Tabii uzlaşmadan, daha doğrusu beraber çalışmadan ‘gel uzlaşalım’ demek olmaz. Beraber olgunlaştırarak, herkesin ortak bir müellifi olan bir eser olarak çıkması lazım bu işin. Bunun için seçimden sonra TBMM’de herkesi kapsayan bir komisyonun oluşturulup ortak bir metin çıkartmak daha doğru olur. Üç ihtimal var; Ya bu komisyon ortak metin hazırlar, Ya referanduma gidilir ya da daha önce değişiklikler nasıl yapıldıysa Türkiye yoluna devam eder.”
İsrail’e 2. filo uyarısı
Cumhurbaşkanı Gül, İHH’nın Gazze’ye yönelik ikinci filo hazırlığının anımsatılması üzerine de şöyle konuştu: “Sivil toplum kuruluşlarının faaliyetleri devleti bağlamaz. Ama Türkiye’nin çıkarlarına, herhangi bir vatandaşımızın çıkarlarına hukuk dışı bir saldırı, bir zarar sözkonusu olursa biz buna karşı tavrımızı her zaman alırız.”